Acı itiraf: İhraç edemediğimiz zehirli ürünü içeriye satıyoruz
Yaz mevsiminin gelmesi ile halkın sebze ve meyveye yönelmesi
?zehirli ürün' tartışmalarını yeniden gündeme taşıdı. İçler acısı durumu bir
ihracatçı birliği başkanı şöyle özetliyor: Bu ürünler içeriye satılmasa batarız.
İhraç edilen tarım ürünleri, insan sağlığını tehdit eden ilaç kalıntılarına
karşı sıkı bir analize tabi tutulurken, Türk halkına yedirilen sebze ve meyveler
kontrolsüz şekilde pazara sürülüyor. Üstelik yanlışlıkla yurtdışına gönderilen
ilaç kalıntılı ürünler Türkiye'ye iade edilirken, aynı parti malın iç piyasaya
sürülen kısmı denetimden geçirilmeden mutfağa giriyor. Laboratuvarlarda yapılan
tahlilde sağlığa zarar verecek derecede tarım ilacı kalıntısı olduğu tespit
edilen ürünlerin iç piyasada satıldığını doğrulayan Akdeniz Yaş Meyve Sebze
İhracatçıları Birliği Başkanı Ali Kavak'ın değerlendirmesi ilginç: ?Eğer bu
ürünler imha edilse 3 gün sonra ülkede ihracatçı kalmaz.? Türkiye Ziraatçılar
Derneği Başkanı İbrahim Yetkin ise ihraç edilen ürünlerin analizinin yapılmasına
rağmen iç piyasada tüketilen meyve ve sebzenin kontrol edilmemesini, ?Kendi
insanımızın sağlığını hiçe sayıyoruz.? sözleriyle değerlendiriyor.
Türkiye'de yılda üretilen yaklaşık 43 milyon ton yaş meyve sebzenin yüzde beşi
ihraç ediliyor. Geri kalan yüzde 95'lik gibi büyük bir kısmı iç piyasada
tüketiliyor. Yurtdışına gönderilen ürünler, ithalatçı ülkenin taleplerine göre
her türlü denetimden geçiriliyor. Kalıntı analizi yapılarak gıda güvenliği ve
sağlık sertifikaları düzenleniyor. Ürünü satın alan ülke riskli gördüğü ürünleri
kendi laboratuvarlarında tahlil ettikten sonra tüketime sunuyor. Eğer analiz
sonucunda kalıntı izine rastlanırsa ürün iade ediliyor. Özellikle Avrupa
ülkeleri kalıntı konusunda çok hassas. Hayat standardı yükselen Rusya da artık
ülkesine kabul edeceği ürünlere belli standartlar getirdi. Rus yetkililer, bir
süre önce analiz raporu olmayan tarım ürünlerini kabul etmeyeceğini açıkladı.
Yabancı ülkeler, tarım ürünleri konusunda bu kadar hassas davranırken,
Türkiye'de tarladan hallere bile uğramadan doğrudan pazarda tüketiciye
sunuluyor. Ne laboratuvarlarda analizi yapılıyor ne de gıda sertifikası
düzenleniyor. Başta ihracatçılar olmak üzere konuyla ilgili sivil toplum
kuruluşları, iç piyasanın tamamen denetimsiz olduğuna dikkat çekiyor. Tarım
Bakanlığı'nın yaptığı analiz sayısı da iç piyasadaki denetimsizlik hakkında
ipucu veriyor. Bakanlık, geçen yıl 43 milyon tonluk üretimden sadece 2 bin 71
analiz yaptı. Bunun sadece 400'ü, Türkiye'nin yaş meyve sebze merkezi olan
Antalya'da gerçekleşti. Yetkililer, yapılması gereken ortalama analiz sayısının
en az 10 bin olması gerektiğine dikkat çekiyor. Ziraatçılar Derneği Başkanı
Yetkin, tarladan sofraya çok ciddi boşlukların olduğuna dikkat çekiyor.
İhracatın kontrol altına alınıp iç piyasanın denetimsiz bırakıldığını vurgulayan
Yetkin, "Türkiye, tarım ilaçlarını reçetesiz satan dünyanın nadir ülkelerinden
birisi. Yani denetimsiz bir ilaç satımı söz konusu. Bu ilaçlar yerinde ve
zamanında kullanılmadığı sürece insan sağlığı üzerinde çok ciddi sakıncalar
doğuruyor." diyor. Türkiye'de akredite laboratuvarın az olmasından dolayı
yeterince analizin yapılamadığına işaret eden Yetkin şu değerlendirmede
bulunuyor: "Yapılan analizlerin büyük çoğunluğu da ihracata yönelik. Dışarıya
analiz yapılıyor da iç piyasada tüketilen ürünlere niye uygulanmıyor? Kendi
ülkemizin insanlarının sağlığı hiçe sayılıyor. İhracatta sorun çıkmasın diye
hassasiyet gösteriliyor; ama iç piyasa göz ardı ediliyor." Antalya Yaş Meyve
Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Mustafa Satıcı ise, sistemli bir denetimden
yoksun iç piyasanın her an risk altında olduğuna işaret ediyor. İç tüketime
sunulan ürünlerde kalıntı sorununun olduğuna dikkat çeken Satıcı, bunun sebebini
kontrol mekanizmasının bulunmaması, sektördeki kayıt dışılığın had safhalara
ulaşması ve üretimin dağınıklığına bağlıyor. Satıcı şu bilgileri veriyor:
"Avrupa'da hem içeride tüketilen hem de dışarıdan gelen ürünler kontrol altında.
Süpermarketler kendi izlenebilirlik sistemlerini kurduğu için kontrollerini ve
denetimlerini kendisi yapıyor. Süpermarketlerin tüketicinin tepkisine yönelik
ciddi bir altyapısı var. Böyle bir sistem Türkiye'de olmadığı için piyasa
denetlenemiyor.?
Antalya Dış Ticaret Yönetim Kurulu Başkanı Ercan Boztepe de, analiz sayılarının
iç piyasadaki denetimsizliği gözler önüne serdiğini belirtiyor. Boztepe,
Türkiye'deki laboratvuarların etkin maddelerin çok azını tespit edebildiğine
dikkat çekiyor: "Sebze meyve üretiminde 350 etkin madde kullanılıyor.
Kumluca'daki son sistem laboratuvar bile 125 tanesini arayabiliyor. İl kontrol
laboratuvarları 350'nin ancak 70'ini bulabiliyor. Geriye kalan maddeler tespit
edilemiyor. Bunlar aranamıyorsa bulunamıyor demektir. Türkiye'deki kontrol
laboratuvarları 0,17 değerinin altını bulamıyor. Avrupa'daki laboratuvarlar 0,01
değerini dahi tespit edebiliyor. Tespit edilemeyen değerler yok olarak
gözüküyor. Dolayısıyla laboratuvarların altyapısı yeterli olmadığı için kalıntı
da tam olarak tespit edilemiyor."
Denetim sayısı standardın beşte biri
Tarım Bakanlığı'nın yaptığı analiz sayısı iç piyasadaki denetimsizlik hakkında
ipucu veriyor. Bakanlık, geçen yıl 43 milyon tonluk üretim için sadece 2 bin 71
analiz yaptı. Bunun sadece 400'ü, Türkiye'nin yaş meyve sebze merkezi olan
Antalya'da gerçekleşti. Yetkililer, yapılması gereken ortalama analiz sayısının
en az 10 bin olması gerektiğine dikkat çekiyor.
zaman