Raporlar karışınca iki ay kabus yaşadı

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 04 Temmuz 2006 14:09, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

GÖĞÜS ağrısı şikayetiyle hastaneye başvuran 52 yaşındaki Musa Kazım Demir'e, isim benzerliği olan 56 yaşındaki Kazım Demir adlı ileri derecede akciğer kanseri hastanın tomografi sonucu verildi.

Doktorlar tomografi sonucunu inceleyince acil olarak biyopsi istedi. Durumdan şüphelen inşaat ustası Musa Kazım Demir, sonucu bir yakınının aracılığıyla başka doktorlara inceletti ve ileri derecede kanser olduğunu öğrendi. Yaklaşık 2 ay süresince ölüm korkusu yaşayan Musa Kazım Demir'e biyopsi yapıldı. Ancak çıkan sonuç Demir'in yalnızca midesinde ülser olduğunu ortaya koydu. Bu kez şaşırma sırası doktorlara geldi. Doktorlar ikinci kez tomografi çekilmesini istedi ve bu sonuç da normal olunca korkunç hata ortaya çıktı.

Musa Kazım Demir'in tomografisini çeken Kartal Eğitim Araştırma Hastanesi'nin anlaşmalı olduğu ve hasbtane içinde bulunan Özel Görüntüleme Merkezi Saray Sağlık Hizmetleri biriminin hastaya, isim bezerliği yüzünden ölümcül hastalığın pençesindeki isim benzerliği olan Kazım Demir'in sonuçlarını verdiği anlaşıldı. Bu arada gerçek kanser hastası olan Kazım Demir de hayatını kaybetti.

?GÖRÜNTÜLEME MERKEZİNDEN ŞİKAYETÇİ OLDU'

Gerçek ortaya çıkınca sevinen 3 çocuk babası Musa Kazım Demir, ?2 ay ölüm korkusuyla yaşadım, ülser hastası çıktım'' diyerek savcılığa başvurdu ve tomografiyi çeken görüntüleme merkezinden şikayetçi oldu. Ölüm korkusunun psikolojisini bozduğunu söyleyen Demir, yaşadıklarını şöyle anlattı:

?Ben görüntüleme merkezinde tomoğrafi çektirdim hayatım karardı. Oysa midemde bir ülser çıktı. Bana ileri derecede akciğer kanseri olan Kazım Demir isimli bir şahsın tomografi ve raporu verildi. Ben görevlileri ikaz etmiştim. benim adım Musa Kazım Demir demiştim. Onlar ise bana ?ön isim yazmamış olabiliriz' dedi. Ben aldığım filmi ve raporu doktorlara gösterdiğimde telaşlandılar, başka hocalara gösterdiler, bana bir akciğer biyopsisi yapacaklarını söylediler, ben hemen yaptırmadım, eşime durumu anlattım ve tanıdığımızın vasıtasıyla başka cerrahlara gittik ve onlarda filme ve rapora bakınca kanser olduğumu öğrendim, hayatım karadı ve meçburen akciğer biyopsisi yaptırdım. Çıkan laboratuvar sonuçları gayet normaldi, hiçbir şeyim olmadığı tespit edildi. Benden tekrar tomoğrafi çektirmemi istediler ve aldığım tomoğrafi sonucu da temiz çıktı. O vatandaşın filimleri bana verilmesi sonucu çok sıkıntı yaşadım boşuna biyopsi yapıldı akciğerimden parça aldılar, 2 ay akciğer kanseri hastası olarak yaşadım. Öleceğimi sanıyordum. Kanser hastası yakınlarımız vardı onların piskolojisini biliyordum, aynısını ben de yaşadım. Ölen Kazım Demir'in ailesi ile bile görüştüm.'' Demir, ?Doktorlar bana gereken ilgiyi gösterdiler, bir kanser hastasıymışım gibi ilgilendiler ama başka kanserli hastanın raporu ve filmi doğrultusunda. Burada asıl suçlu görüntüleme merkezidir, film alırken isim okuyorlar, benim filmimi başkası da alabiliyor, hiçbir kimlik kontrolü yok, görüntüleme merkezi ve tedavimi üstlenen doktorlardan şikayetçi oldum'' diye konuştu.

GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ: HAYATIN KIYMETİNİ ANLAR

DHA'ya konuşan Saray Sağlık Hizmetleri Şefi Doç. Dr. Sinan Çakırer ise şunları söyledi:

?Biz hastalara filim kağıdı veriyoruz, bu hasta muhtemelen o film kağıdını kaybetmiştir. Buraya günde 600'ün üzerinde hasta geliyor. Bence çok büyük bir hata yok, hayatın iyi tarafından bakmak gerek, sonuçta biyopsi çok önemli birşey değil. Arkadaş hayatın kıymetini daha iyi anlar, belki sigara içiyorsa artık içmez. Hem ben mi dedim ona git yanlış film al diye, bakın buraya çoğunlukla gelen hastalar Karadenizli, isimler hep aynı oluyor. Soy isimleri de bazen tutuyor.''

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber