'4-5 bakanlık 2 bakanlığa indirilebilir'
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, yeni bir çalışma yapılarak Hazine ve Maliye arasında yeni bir koordinasyon yapılabileceğini; 4-5 bakanlığın 2 bakanlığa indirilebileceğini söyledi. Buna siyasi iradenin karar vereceğini ifade eden Bakan Zeybekci, "Akıllı bir iş olmuş olur." dedi.
Zeybekci, bakanlığının 2015 yılı bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu toplantısında milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtladı.
Ekonomiyle ilgili bakanlıkların yapılanmaları ve sayılarına dair değerlendirmeler üzerine Zeybekci, 2002 yılından sonraki dönemde bakanlıklarla ilgili tasarruflarda bulunulduğunu söyledi.
Zeybekci, bakanlık sayısının 36'dan 24'e düşürüldüğünü anımsatarak, ekonomi ile ilgili bakanlıkların hemen hemen aynı alan içinde görülmesine karşın birbirlerinden çok farklı olduklarını dile getirdi.
Yeni bir çalışma yapılması halinde 4-5 bakanlığın iki bakanlığa indirilebileceğini ifade eden Zeybekci, "Buna da karar verecek olan siyasi iradedir. Verirse de akıllı bir iş olmuş olur" diye konuştu.
Bu faiz, kabul edilebilir değil
Faizle ilgili neden sürekli açıklama yaptığına ilişkin de konuşan Zeybekci, reel sektörün içinden geldiğini ve birçok ekonomik kriz yaşadığını anlattı.
Zeybekci, Türkiye'de, enflasyonun yüzde 9 seviyelerinde olduğu bir ortamda faizlerin daha aşağı inmesinin mümkün olmadığı yönünde bir algı yaratıldığını kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Enflasyon dediğimiz rakam hangi döneme aittir? Diyelim ki ekim ayı için açıklanan enflasyon bir yıl geçmişe ait bir enflasyondur. Peki bugün reel sektörün katlandığı faizler hangi zamana aittir? Gelecek döneme aittir. Öyleyse enflasyon ile faizi karşılaştıracaksak eğer, faiz oranı ile beklenti enflasyonunu karşılaştırmamız lazım. Türkiye'nin beklenti enflasyonu yüzde 6'lar seviyesindeyse eğer herkesin katlandığı faiz yüzde 12-14'ler aralığındadır. Ben hep şunu söyledim: Bu faiz, kabul edilebilir değildir. Ekonomi Bakanı olarak bunu söylemekte son derece haklıyım ve doğru söylediğime inanıyorum."
Faiz oranlarının hangi seviyelerde olması gerektiğine ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Zeybekci, Amerikan Merkez Bankası'nın (Fed) 2015 yılı ortalarında faizleri artırabileceği yönünde bir adımın Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler üzerinde etkide bulunacağı tespitlerinin yapıldığını, buna karşın Türkiye'nin dış ticaretinin yüzde 40'tan fazlasını AB ülkeleriyle yaptığına dikkati çekti.
Türkiye, Avrupa Merkez Bankası'nın adımlarından daha fazla etkilenecek
Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Mario Draghi'nin "Avronun değerlenmesine müsaade etmeyecekleri ve parasal genişlemeye gidecekleri" yönünde açıklamaları olduğunu anımsatan Zeybekci, "Türkiye, Fed'in bu tedbirlerinden etkilenecektir ama Avrupa Merkez Bankası'nın adımlarından daha fazla etkilenecektir. Türkiye'nin finansmanla ilgili gelecekle ilgili problemlerinin olmayacağına inanıyorum. O yüzden Türkiye'nin gelecekle ilgili endişelerden dolayı katlandığı faizi fazla buluyorum" ifadesini kullandı.
Zeybekci, ekonomi yönetimi olarak farklı endişeler içinde olmalarını doğal karşılamak gerektiğini dile getirerek, "Maliye Bakanı ile benim ayrı ayrı sözler söylememiz son derece doğaldır. Maliye Bakanı ülkenin finansmanıyla ilgili endişelerinden dolayı bir söz söyleyecek. Ben de Türkiye'de yatırımın, büyümenin, istihdamın ve ihracatın geleceği ile ilgili endişelerimden dolayı farklı bir şey söyleyeceğim" değerlendirmesinde bulundu.
Zeybekci, ekonominin direksiyonunun Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'da olduğunun altını çizdi.
Kredi derecelendirme kuruluşlarının açıklamaları
Kredi derecelendirme kuruluşlarının açıklamalarına ilişkin olarak 10 Ağustostaki Cumhurbaşkanlığı seçimi döneminde yaşanan gelişmeleri örnek gösteren Zeybekci, bir kredi derecelendirme kuruluşunun seçimin yapılacağı hafta cuma günü açıklama yapacağını duyurduğunu belirtti.
Bunun üzerine Ekonomi Bakanı olarak bu açıklamaya ilişkin endişelerini dile getirdiğini anlatan Zeybekci, kendi açıklamasının ardından söz konusu kuruluşun açıklama yapmaktan vazgeçtiğini söyledi.
Seçimden bir gün sonra bir başka kredi derecelendirme kuruluşunun "yeni kurulacak hükümetin kombinasyonuna ve Türkiye'nin kırılganlığı ile ilgili 2015 yılında yapılacak genel seçimlerin sonuçlarına bakılması gerektiği" yönünde açıklama yaptığını hatırlatan Zeybekci, aynı kuruluşların 2008 krizinin arifesinde olumlu değerlendirmeler yaptığı ülke ve kuruluşların battığına işaret etti.
Bakan Zeybekci, AB ülkeleri ve ABD'nin gıda ithalatına ambargo uygulayan Rusya'ya Türkiye'nin ihracatıyla ilgili, "Sertifikasyon ve akreditasyon artı taşıma kotaları ile ilgili, yani ihracatımızın önündeki engelleri, 2014 yılı sonuna kadar karşılıklı olarak kaldırma konusunda anlaştık" dedi.
Bakanlığının 2015 yılı bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu toplantısında milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtlayan Zeybekci, Türk ürünlerine yönelik antidamping soruşturmalarına değindi.
ABD'nin Türkiye'den ithal edilen 400 milyon dolar civarında ihraç potansiyeli olan çelik doğalgaz ve petrol taşıma boruları ile ilgili antidamping soruşturması açtığını anımsatan Zeybekci, Borusan'ın hammadde temin ettiği Ereğli Demir-Çelik'in yüzde 50 hissesinin Oyak'a ait bulunduğu, Oyak'ın devlet kuruluşu olduğu ve bu nedenle Borusan'ın devlet desteği aldığı gerekçesiyle yüzde 17 antidamping uygulaması getirildiğini kaydetti.
Zeybekci, bunun ardından ABD ürünleri ile ilgili araştırmalar yaptıklarını ve devlet desteğinin olduğu alanlarla ilgili çalışmalar başlattıklarını ifade ederek, "Şu ana kadar 2 ürün en sonunda da pamukla ilgili süreç başlattık ve antidamping soruşturmalarına devam ediyoruz. Burada milli menfaatleri koruyucu bir yaklaşım içindeyiz" dedi.
Sadece ihracatın artırılmasından sorumlu bakanlık olmadıklarının altını çizen Zeybekci, "Hem büyürken hem ihracatımızı artırırken hem de ithalatımızı dengeleyip disiplin altına alabiliyoruz, hatta düşürebiliyoruz. Türkiye'nin ithal etmediği zaman hiçbir şey kaybetmeyeceği alan, yaklaşık olarak 30 milyar dolar civarında. Bu alana müdahale edeceğiz" ifadesini kullandı.
Elektrik ve elektronik alanına antidamping müdahalesi
Zeybekci, Dahilde İşleme Rejimi'ne ilişkin bir soru üzerine, rejim kapsamında elde edilen hammadde kullanılarak üretilen ve ihraç edilen ürünlerin toplam ihracat içindeki payının yüzde 47 olduğunu söyledi.
Dahilde işleme kullanım oranlarıyla ilgili de bilgi veren Zeybekci, "Önümüzdeki dönemde elektrik ve elektronikle ilgili de antidamping müdahalelerimiz olacak. Laptoplardan telefonlara kadar. Bunların Türkiye'de üretilmesini istiyoruz. Türkiye eğer bu iki alanda 5-6 milyar dolarlık ithalat yapıyorsa bu markalar gelsin bunu Türkiye'de üretsin" diye konuştu.
Rusya'ya ihracatta engeller kaldırılıyor
Bir başka soru üzerine Zeybekci, Rusya ile dış ticarette hemen bir gelişme olmasını beklemediklerini belirterek, Rus Ekonomi Bakanı'yla mutabakata vardıklarını bildirdi. Zeybekci, "Sertifikasyon ve akreditasyon artı taşıma kotalarıyla ilgili, yani ihracatımızın önündeki engelleri, 2014 yılı sonuna kadar karşılıklı olarak kaldırma konusunda anlaştık" değerlendirmesinde bulundu.
İran ve Türkiye arasındaki dış ticaret hacminin 14 milyar dolar civarında olduğunu ve taraflar arasında imzalanan Tercihli Ticaret Anlaşması'yla 166 üründe İran'ı istenilen seviyeye getirdiklerini kaydeden Zeybekci, "Hedefimiz, bu 166 üründe işbirliğini çok iyi bir şekilde yaptığımız zaman iki yıl içinde 35 milyar dolarlık bir dış ticaret hacmine ulaşırız" dedi.
En müthiş teşvik çözüm sürecidir
Yeni Teşvik Sistemi konusuna da değinen Zeybekci, teşvik sistemi hususunda yeni adımlara mutlaka ihtiyaç olduğunu söyledi. Bir yıl içinde teşvik sistemine 5 kez müdahalede bulunduklarını anlatan Zeybekci, bunun değişmez bir şey olmadığına dikkati çekti.
Özellikle 6. bölgeye yönelik yatırımlara sağlanan teşviklere işaret eden Zeybekci, "Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi ile ilgili bu ülkenin verebileceği en müthiş teşvik çözüm sürecidir. Orada huzurun gelmesi, orada istikrarın gelmesi, orada güvenin gelmesi anında oralarda insanlar yatırım yapmak için bunun olmasını bekliyorlar" diye konuştu.
Zeybekci, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu'na (DEİK) ilişkin soruyu da yanıtlayarak, DEİK Genel Kurulu'nun 243 kişiden oluştuğunu ve genel kurulun 35 kişilik yönetimi seçtiğini söyledi. Yönetimin de kendi içinden 13 kişilik İcra Kurulu'nu belirlediğini ifade eden Zeybekci, "Hiç kimsenin müdahalesi yok" ifadesini kullandı.
Şu anki yönetim kurulunun çoğunluğunun yine TOBB üyelerinden oluştuğunu kaydeden Zeybekci, kendilerinin sadece bir organizasyon kurduklarına dikkati çekti.
Zeybekci, ülkenin ekonomik geleceğine ilişkin hedeflerle özel sektörün hedeflerinin birbiriyle uyumlu olması gerektiğini belirterek, "Bu, hiç kimseye karşı yapılmış olan bir hareket değildir. Şunu söylemeyin, 'TOBB Başkanı ile hükümetin arasında siyasi uyuşmazlık var'. Yok böyle bir şey" dedi.
Gümrük Birliği ve TTİP anlaşmaları
Gümrük Birliği Anlaşması konusundaki sorulara da yanıt veren Zeybekci, bunun egemen bir ülkenin imzalamaması gereken bir anlaşma olduğunu dile getirdi.
Zeybekci, Türkiye'nin imzalandığı dönemde anlaşmadan kazançlı çıktığını anlatarak, "Ama son dönemlerde AB agresif bir şekilde 3. ülkelerle serbest ticaret anlaşmaları imzalamaya başladıkça biz bu konuda bazı sıkıntılara girmeye başlamışız" diye konuştu.
ABD ile AB arasında müzakereleri sürdürülen Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTİP) Anlaşması'na da değinen Zeybekci, TTİP imzalandığında Türkiye için Gümrük Birliği Anlaşması'nın sürdürülemez hale geleceğini söyledi. Zeybekci, gelinen noktada Türkiye'nin mesajının net olarak AB ve ABD'ye ilettiklerini belirtti.
Toplantının sonunda Ekonomi Bakanlığı'nın 2015 yılı bütçesi kabul edildi.