KESK'in Toplu Görüşme talepleri...
Kamu emekçilerinin toplu sözleşme ve grev hakkı vardır,
HAKKIMIZI KULLANACAĞIZ!
Anayasa'nın 90. maddesinin bağlayıcı hükmüne rağmen TOPLU PAZARLIK hakkımızı tanımamakta ısrar eden, toplu pazarlık masasını kendi yandaşı sendikalarla al gülüm ver gülüm masasına çeviren AKP hükümeti, emekçilerin hak ve kazanımlarına yönelik ciddi bir saldırı hazırlığı içinde. Kamu emekçisi 1994, 1999 ve 2001 krizlerinden sonra en büyük yoksullaşma dalgası ile karşı karşıya. Ancak kamu emekçilerini bekleyen tek tehlike yoksullaşma değil. Kamu personel yasa tasarısı ile iş güvencemizde tehdit altında.
KESK, bu yıl da örgütlü çalışma yaşamı ve Toplu Pazarlık sürecine fiili ve meşru mücadele anlayışından aldığı güç ve moral ile aynı kararlılıkla katılacaktır. Hükümet gerekli adımları atmasa da Kamu emekçilerinin, uluslar arası sözleşmeler ve Anayasa'nın 90. Maddesi uyarınca toplu sözleşme ve grev hakkı vardır. Konfederasyonumuza üye TÜM-BEL-SEN' in 140 belediye ile yaptığı toplu sözleşmeler ve Danıştay'ın son kararları bu durumu bir kez daha kanıtlanmıştır.
Konfederasyonumuz 2006 yılında gerçekleştirilecek görüşmelerin, toplu sözleşme görüşmeleri olması gerektiği konusunda ısrarlıdır. 2005 yılı Toplu Görüşmelerinde, Konfederasyonumuzun muhalefet şerhine rağmen iki ?yandaş' konfederasyon ve hükümet %5'lik zamma imza atmışlardır. Türkiye tarihinde ilk kez, toplu pazarlık ve grev hakkı yerine, ?sendikaları, işveren devletin müdahalesine açık hale getirme pahasına? 5 YTL sendika aidatının devlet tarafından ödenmesi kabul edilmiştir. Bu durum ILO'nun 98 ve 151 sayılı sözleşmelerine açıkça aykırıdır. Bütün dünyada sendika aidatları üyeler tarafından gönüllü olarak ödenir.
Hükümet geçen dönem %5'lik enflasyon öngörüsü üzerinden %5'lik zam yapmıştı. Ancak 2006 yılının ilk 6 ayında gerçekleşen enflasyon 5.6 oranında olmuş, yıl sonu enflasyonu ise %10 ile12 arasında hesaplanmaktadır. Bu durum da göstermektedir ki yapılan zam ilk 6 ayda erimiştir. Yine AKP hükümetinin güvenlik, yargı, din ve mülki idare personeline yaptığı iyileştirmeler, ?kaynak yok' söyleminin nasıl bir aldatmaca olduğunu ve istendiğinde istedikleri kesimler için kaynağı arttırabileceğinin kanıtı olmuştur.
TEMEL ÜCRET 1050 YTL OLMALIDIR!
IMF ve Dünya Bankası üzerinden gelen ve 19.Stand-by ile 2007 yılına kadar uzatılan ekonomik politikalar dolaylı vergilerin artmasını öngörüyor; Bu demektir ki kamu çalışanlarının ücretleri düşürülecek, yatırımlar azalacak, eğitime ve sağlığa ayrılan paylar düşürülecektir. Reel ücretlerimiz hala 1979 yılındaki seviyenin altındadır. Bu nedenle 2007 yılı için en az ücret alan kamu emekçisinin TEMEL ÜCRETİ 1050 YTL olmalıdır.
TALEPLERİMİZ:
Mali ve Sosyal haklar için;
Aile yardımı; çalışmayan eş için 188 YTL, her çocuk için 105 YTL,
Kira yardımı en az 294 YTL olmalı,
Birer maaş tutarında iki ikramiye,
Ücretsiz ulaşım ve yemek yardımı verilmeli,
Sosyal tesislerden ücretsiz yararlanılmalı,
En az 50 kamu emekçisinin çalıştığı işyerleri için ücretsiz kreş açılmalı,
Doğum izinleri ücretli 24 hafta olmalı,
Çalışma Koşulları ve ilişkileri için;
Kadınlara yönelik ayrımcı çalışma koşulları kaldırılmalı,
Haftalık çalışma süresi 35 saate indirilmeli,
Sözleşmeli personelin kadroya alınarak, iş güvencesi verilmeli, iş güvenceli çalışma ortamı zedelenmemeli,
Kamu emekçilerinin yönetime ve denetime katılmaları yönündeki engeller kaldırılmalı,
Sosyal Güvenlik ve sağlık hakkını ortadan kaldıran SSGSS yasası uygulanmamalıdır.
Demokratik ve sendikal haklar için;
2821, 2822 ve 4688 sayılı yasalar kaldırılarak Uluslar arası sözleşmelere uygun, toplu pazarlık ve grev hakkını içeren, özgürlükçü ve ortak örgütlenmeye imkan veren tek bir sendika yasası yapılmalı,
Başta siyaset yasağı olmak üzere, kamu emekçileri için öngörülen yasaklar kaldırılmalı,
Sendikal mücadelede zarar gören ve sürgün edilen kamu emekçilerinin mağduriyetleri giderilmelidir.
Görünen o ki, bu yılda toplu görüşmelerde diğer konfederasyonlar kendilerine biçilen devlet sendikası rolünü oynayacaklar. Önümüze çıkartılan yasaklara, engellemelere, yetki süreçlerinde yapılan ayak oyunlarına, devlet güdümlü sendikalara, söylemde aslan kesilen ama masa başında devletin memuru olmanın ötesine geçemeyen, 2 milyon kamu emekçisinin hak ve çıkarlarını hiçe sayıp imza atan konfederasyon başkanlarına rağmen yalnız değiliz.
? Mücadele edenler hep kazanmazlar ama kazananlar hep mücadele edenlerdir? sözünü ilke edinen KESK, gücünü devletten ve hükümet yandaşı olmaktan değil, milyonlarda emekçinin haklı ve meşru mücadelesinden aldı ve alıyor.
GREV VE TOPLU SÖZLEŞME HAKKIMIZ VARDIR, KULLANACAĞIZ!