Tahvil ve bonodan KDV alınmayacak
Piyasalarda varlığı bilinen ancak uygulanmayan tahvil, bono gibi sermaye piyasası araçlarının faiz gelirinden KDV alınıp alınmayacağı konusu netleştirildi. Bu konuda son noktayı koyan Maliye Bakanlığı, KDV alınmayacağına karar verdi.
Cahit Saraçoğlu
Yıllardır kimsenin dile getiremeye cesaret edemediği ve çözüm bulmak için adım da atılmayan bir konu daha istismar kapısı olarak kullanılmaktan çıkarıldı. Piyasa faizleri açısından risk oluşturan 'Tahvil, bono gibi sermaye piyasası araçlarının faizinden elde edilen gelirden KDV alınmalı' görüşü; Gelir İdaresi Başkanlığı'nın (GİB) kararıyla ortadan kaldırıldı. Çünkü; sermaye piyasası araçlarından faiz geliri elde edenlere KDV uygulaması halinde piyasa faizlerinin yüzde 18 KDV faizi oranında artması endişesi yıllardır taşınıyordu.
YURT DIŞINDA ALINMIYOR
Gelir İdaresi Başkanlığı'nın açık bir tebliğ yayımlayarak sağladığı görüş disiplini; İngiltere başta olmak üzere birçok ülkede uygulanıyor. Maliye Bakanlığı'nın attığı bu adımla artık bu konunun hiçbir şekilde gündeme getirilmeyecek şekilde ortadan kaldırıldığını kaydeden yetkililer; yurtdışında da bono, bononun faizi, bononun kupon ödemesi, bononun anapara ödemesi KDV'den istisna olduğuna dikkat çekiyor.
PİYASA DERTLİYDİ
Bu konunun açıklığa kavuşturulmuş olmasını memnuniyetle karşılayan sermaye piyasası aktörleri, tahvil faizinden gelir elde edenlere KDV getirilmesi halinde bunun ciddi bir faiz tetiklemesine yol açabileceği indişesini taşıyorlardı. Gelir İdaresi Başkanlığı Kararı'nın birçok açıdan piyasaları sıkıntıya sürüklemekten kurtardığı vurgulanıyor.
Değerli metallerde de istisna oluştu
Bu kapsamda, KDV Genel Uygulama Tebliği'ndeki düzenleme ile külçe altın, külçe gümüş, döviz ve para teslimlerini de KDV'den istisna tuttu. Yine hisse senedi teslimleri yanında, aynı mahiyette olan kar ortaklığı belgesi, gelir ortaklığı belgesi gibi kar payı veya temettü getiren kıymetli evrak teslimleri de vergiden müstesna olduğu genelgeyle düzenlendi.
Tahvilde borç-alacak ilişkisi oluşmuyor
GİB genelgesi ile sermaye piyasası araçları üzerinde oluşabilecek vergi yükünün ortadan kaldırılması ile borsaların işlem hacminin artırılmasını amaçladığını belirtti. Genelgede tahvil, bono, varlık kiralama şirketleri tarafından ihraç edilen kira sertifikaları ve işlem gören sermaye piyasası araçları, sürekli el değiştirilebilen yatırım araçları olup, bunları ihraç edenler ile birincil veya ikincil piyasada alıp satanlar arasında doğrudan bir borç alacak ilişkisi bulunmadığı görüşü dile getirildi.