MEB Merkezi Sınav Yönergesinde yer alan kılık kıyafet maddesinin yürürlüğü durduruldu
Danıştay 8. Dairesi, EĞİTİM-İŞ sendikasının açtığı davada, Milli Eğitim Bakanlığı Merkezi Sınav Yönergesi'nin kılık kıyafeti düzenleyen 11. maddesinin i bendinin yürütmesini durdurdu. Daire, dava konusu düzenlemenin, önceki yönergede yer alan "başı açık" ibaresini barındırmamasını hukuka aykırı buldu.
Merkezi Sınav Yönergesinden "Başı Açık" İbaresinin Çıkarılması Hukuka Aykırı.
Kararda, dava konusu yönerge ile yürürlükten kaldırılan Milli Eğitim Bakanlığı
Merkezi Sınav Yönergesinin Sınav Görevlileri ve Sorumları başlıklı 10. maddesinin
Bina Sınav Komisyonu Kuruluşu ve Görevleri bölümünün ı bendinde yer alan ; "Tüm
sınav görevlilerinin, yürürlükteki mevzuata uygun kılık ve kıyafet ile görevlerine
gelmelerini, örgün ilk ve orta öğretim kurumlarında öğrenim gören adayların
merkezi sistem sınavlarına başı açık, temiz, düzenli ve aşırılığa kaçmayan bir
kıyafetle girmelerini sağlamak" hususunun bina sınav komisyonunun görevleri
arasında sayıldığı, dava konusu olan ve eski düzenlemeyi yürürlükten kaldıran
yeni yönergede aynı başlığı düzenleyen 11. maddesinin i bendinde ise, Sınav
Komisyonuna "sınava başı açık" girilmesinin sağlanması görevinin yüklenmesinin
eksik bırakıldığı vurgulandı. Danıştay, yeni yönergeden "başı açık" ibaresinin
"çıkarılarak soyut ve genel ifadelere" yer verilmesinin,
--- MEB ile diğer Bakanlıklara Bağlı Okullardaki Görevlilerle Öğrencilerin Kılık
ve Kıyafetlerine İlişkin Yönetmeliğin 12. maddesine,
--- Yürürlükteki diğer mevzuat hükümlerine,
--- Yargı kararlarınca da sabit olan kılık kıyafet koşullarına ilişkin düzenlemelere,
aykırı olduğunu ifade etti
EĞİTİM-İŞ Dava Açmıştı.
EĞİTİM-İŞ Sendikası, Milli Eğitim Bakanlığı Merkezi Sınav Yönergesi'nin kılık kıyafeti düzenleyen 11. maddesinin i bendinin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Danıştay'a dava açmıştı. Dava dilekçesinde ; " davaya konu düzenlemede yer alan eksikliğin, laiklik ilkesiyle hesaplaşma ruh halini taşıyan siyasi anlayış tarafından kasten muğlak bırakıldığı, bu siyasi anlayışın, laiklik ilkesine sadakat konusunda karnesinin bir hayli kırık olduğu ifade edilmişti. Dava dilekçesinde, daha önce "laik cumhuriyet karşıtı" çalışmalar yaptığı için kapatılan bir siyasal partinin uzantısı durumundaki bu siyasal anlayışın ileri gelenlerinin hemen hepsi, laiklik konusundaki mevcut yasal düzenlemelere karşı olduklarını defalarca kamuya açıkladıkları, dinsiz gördükleri Cumhuriyeti, islamlaştırmak için toplumu gerecek her fırsatı değerlendirdikleri ve bu girişimlerin yerleşikleştirilmesi için de asli sembol olarak "türban"ı seçtikleri iddia edilmişti. Dilekçede, türban'ın, 1980'li yılların başlangıcında birdenbire ortaya çıkarılarak ve tüm Cumhuriyeti kuşatma harekatının bayrağı haline getirildiği ve bu uğurda, zaman zaman toplumsal infial yaratacak açıklamalardan da çekinilmediği, hatta en yetkili ağızdan "yüksek yargıyı hedef haline getirecek şakilde, yüksek yargının dahi kontrolsüzce kınanabildiği" ifade edilmişti.
İptal Edilen Yönerge Hükmü Onlarca Sınav'ı Kapsıyordu.
Danıştay'ın verdiği karar, kapsamının çok geniş olması nedeniyle de dikkat çekici. Zira, dava konusu düzenleme, Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde yapılan sürücü kursu sınavlarından, Diyanet İşleri Başkanlıığı Personelinin Görevde Yükselme sınavlarına kadar onlarca sınavı doğrudan etkilemekte