Başsavcı'dan aynı eyleme iki farklı uygulama
Eylem aynı, işlem farklı
Genelkurmay binasına zincirlenen gençleri 'suçsuz' bulan başsavcılık, aynı nedenle Köşk'e zincirlenenler için ceza istedi!
Yargı, tezkere karşıtı zincirli protestolarda iki farklı karar verdi. Ankara Başsavcılığı, Lübnan'a asker gönderilmesini protesto amacıyla kendilerini TBMM karşısındaki Genelkurmay Başkanlığı demirlerine zincirleyen Halkevi üyesi beş kadın hakkında 'Eylem Anayasal hak, ifade özgürlüğü var' gerekçesiyle takipsizlik kararı verdi. Ancak, aynı başsavcılık, aynı amaçlı protesto için kendilerini Cumhurbaşkanlığı Köşkü demirlerine zincirleyen beş üniversiteli gencin eylemini suç saydı ve dava açtı.
Başsavcılığın ilk soruşturması Lübnan'a asker gönderilmesinin tartışıldığı Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısının yapıldığı 21 Ağustos'ta Cumhurbaşkanlığı'nın bahçe demirlerine kendilerini zincirleyen Öğrenci Kolektifleri üyesi üniversiteli gençlerle ilgiliydi. Başsavcılık, zincirleri kesildikten sonra gözaltına alınan bu gençlerin eylemini özgürlükler kapsamında görmedi ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'na muhalefet suçundan dava açtı. Tezkere karşıtı Nagihan Gültekin, Erhan Güneş, Akın Can, Şeyda Yüksel ve Süleyman Birlik'in sanık yapıldığı davanın ilk duruşması aralık ayında yapılacak. Ankara Başsavcılığı'nın ikinci soruşturması davayla biten bu eylemden sadece iki hafta sonra 4 Eylül'de yine Lübnan'a asker gönderilmesiyle ilgiliydi. TBMM'nin Dikmen Kapısı'nın karşısındaki Genelkurmay Başkanlığı parmaklıklarına kendilerini zincirleyen kadınlar hakkındaki soruşturma, Çankaya Köşkü'ndeki eylemin aksine takipsizlik kararıyla bitti.
Üç yıl önce zincirleri de iade edilmişti
Başsavcılık, zincirli eyleme dava açarak kendi kararlarının da gerisine düşmüş oldu. Irak planlarını protesto eden Halkevleri üyesi gençler 31 Mart 2003'te ABD'nin Ankara Büyükelçiliği'nin demirlerine kendilerini zincirlemişti. Başsavcılık, "Gençlerin demokratik haklarını kullandıkları, Anayasa'da yer alan düşünce ve ifade özgürlüğü göz önünde bulundurulduğunda, eylemin suç olarak nitelendirilemeyeceği" gerekçesiyle takipsizlik kararı vermişti.
Başsavcılığın kararı üstüne, gençlerin eylemde kullandığı ve polisin keserek suç aleti diye el koyduğu zincirleri de kendilerine iade etmişti. Aynı şekilde savaşı protesto amacıyla Başbakanlık önünde yola slogan yazan gençlere de dava açılmamış, hatta boyaları da geri verilmişti.