Davutoğlu 81 ilden gelen öğretmenlerle buluştu
- Başbakan Davutoğlu: (2) - "Başkaları bu toprakların çocuklarını Türk, Kürt, Sünni, Alevi diye bölerek çatıştırmaya çalışırken, siz onlara dönüp, 'Çanakkale'de ayrılmayanları, Sarıkamış'ta ayrılmayanları bugün de ayırtmayacağız' diyerek gayret sarf edin" - "Biliniz ki şu anda Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanı olarak da sizin bir meslektaşınız görev yapıyor. Bu meslektaşlarınızın kapısını çalmak konusunda hiç tereddüt etmeyin"
Başbakan Ahmet Davutoğlu, öğretmenlere seslenerek, "Başkaları bu toprakların çocuklarını Türk, Kürt, Sünni, Alevi diye bölerek çatıştırmaya çalışırken, siz onlara dönüp, 'Çanakkale'de ayrılmayanları, Sarıkamış'ta ayrılmayanları bugün de ayırtmayacağız' diyerek gayret sarf edin" dedi.
Başbakan Davutoğlu, Öğretmenler Günü dolayısıyla 81 ilden gelen öğretmenlerle Çankaya Köşkü'nde yemekte bir araya geldi.
Davutoğlu, öğretmenlerin, Edirne'yi Hakkari, İzmir'i Diyarbakır, Konya'yı Şırnak ile kardeş görecek yeni bir neslin yetişmesinden sorumlu olduğunu vurgulayarak, bu konuda gösterilecek her gayretin, milletin geleceğine verilmiş en önemli katkı olduğunu ifade etti.
Milli eğitim seferberliğinin aynı zamanda milli gönül seferberli olduğuna işaret eden Davutoğlu, "Eğitim seferberliğini gönül seferberliğiyle birleştiremezsek, eğitimi sadece didaktik bazı unsurların gelecek nesillere aktarılması olarak görürsek ve gönlü zihinle, kalbi beyinle birleştiremezsek mekanik nesiller yetiştirebiliriz ama gönlü aşkla dolu, sevgiyle dolu nesiller yetiştiremeyiz" diye konuştu.
- "Sevgi tohumları ekin"
Başbakan Davutoğlu, 1 Kasım seçimleri akşamın, "Biz bu bereketli topraklara sadece sevgi ekmeye geldik" dediğini anımsatarak, şunları kaydetti:
"Sizlerden de ricam, nerede, ülkemizin hangi bölgesinde olursanız olun öğretmenlik görevini ifa ederken sadece ve sadece sevgi tohumları ekin. Başkaları terör tohumu ekse de siz sevgi tohumları ekin. Başkaları terör tohumları ekmeye çalışsa da siz muhabbet tohumları ekin. Başkaları bu milletin geleceğini karartmaya çalışırken, sizler bu milletin geleceğini aydınlatmaya çalışın. Başkaları bu toprakların çocuklarını Türk, Kürt, Sünni, Alevi diye bölerek, çatıştırmaya çalışırken, siz onlara dönüp, 'Çanakkale'de ayrılmayanları, Sarıkamış'ta ayrılmayanları bugün de ayırtmayacağız' diyerek gayret sarf edin. Başkaları gençlerimizi, dağlara ya da mayın ve hendek kazmaya sevk etmeye çalışırken, siz gençlerimizi okullara, irfan mekteplerine, Meclis'e ve bu ülkenin geleceğine yönlendirmeye çalışın. Sizlere güvenimiz tamdır."
- Davutoğlu'nun iki lise öğretmeni de yemeğe katıldı
"Gelecek nesillerle kuracağınız irtibatlar öyle güçlü olmalı ki çocuklar sizin isimlerinizi, sizler de çocukların isimlerini unutmasın" diyen Davutoğlu, kendisinin öğretmenleriyle olan ilişkisine dikkati çekti.
Yemeğe katılanlar arasında, iki öğretmeninin bulunduğuna işaret eden Davutoğlu, "Aramızda çok değerli iki öğretmenim var, İstanbul Lisesi'nden Sayın İsmail Çağlayan ve Mahir Yemen" dedi.
- Davutoğlu'na 31 yıl sonra teslim edilen emanet
Ortaokul birinci sınıf öğrencisi olduğu dönemde, rehber öğretmeni olan İsmail Çağlayan ile ilgili bir hatırasını paylaşan Davutoğlu, öğretmeni Çağlayan'ın, ödev olarak hazırladığı "gelecekte ne olmak istendiğine" ilişkin konudaki kompozisyon metnini, aradan geçen 31 yıl sonra kendisine ulaştırdığını anlattı.
Kompozisyon metninde, millete hizmet etme idealinden bahsettiğini anlatan Davutoğlu, "Meslekle ilgili ideallerim var ama hangi meslek olursa olsun tek idealim millete hizmet etmektir. Bu mealde, tabii o günün öğrencilik şartları içinde yazılmış metin. Sene 1971. Öğretmenim beni çağırdı. 'Ne güzel yazmışsın' dedi, tebrik etti, oradan ayrıldık. Ben zannettim ki ödevimi yaptım, görevimi bitirdim. Sene 2002, ben başdanışman olarak görev aldım, o dönem Başbakanımız Sayın Abdullah Gül'dü. Hemen arkasından Recep Tayyip Erdoğan ile başdanışmanlık görevine başladığımda, babam bir gün elinde kağıtla geldi, dedi ki 'İsmail Hoca bugün geldi ve senin bir yazını verdi.' Düşünün 1971'den 2002'ye 31 sene, bu yazıyı saklamış İsmail Bey. Gerçek bir öğretmen işte böyle olur" şeklinde konuştu.
Öğretmeni Çağlayan'ın, "Şimdi başdanışman olarak göreve başladığına göre, artık bu emaneti size verme vaktim geldi" diyerek, kompozisyon metnini, babasına ulaştırdığını anlatan Davutoğlu, "Bu İsmail Hocam'ın bana verdiği en büyük dersti. Bir öğrencinin ki ileride Başbakan Başdanışmanı olacağını, Başbakan olacağını bilemezsin, yazısını 31 sene saklayıp bir kutsal emanet gibi onun babasına getiriyorsanız, öğretmenliğin hakkını veriyorsunuz demektir. Ben olayı hatırlıyorum ama saklamış olduğunu düşünemezdim" ifadelerini kullandı.
- "Bize bir meslektaş olarak bakın"
Davutoğlu, hiçbir öğretmeniyle irtibatının kesilmemesine özen gösterdiğini, birçok hocasını tek tek isim olarak hatırladığını, hiçbirisinin ismi ve hatırasının zihninden silinmediğini ifade etti.
"Biliniz ki şu anda Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanı olarak da sizin bir meslektaşınız görev yapıyor" diyen Davutoğlu, "Bu meslektaşlarınızın kapısını çalmak konusunda hiç tereddüt etmeyin. Bize sadece hiyerarşik olarak, bakan, başbakan olarak bakmayın, bir meslektaş olarak bakın ve öğretmenlerimiz için ne gerekiyorsa, ne yapmamız gerekiyorsa yapacağımızdan da emin olunuz" diye konuştu.