NATO'dan Türkiye'ye destek, Rusya'ya suçlama
NATO'nun yıllık raporunda, Türkiye'ye destek verilirken, Rusya'nın uluslararası kuralları yok saymasının ciddi riskler ortaya çıkardığı kaydedildi.
NATO 2015 yıllık raporu açıklandı.
NATO'nun Türkiye'ye olan desteğinin Ocak 2013'ten beri arttığı belirtilen raporda, Türkiye'nin talebi üzerine, NATO Dışişleri Bakanlarının Aralık 2012'de İttifak'ın, Suriye'den gelebilecek füze tehdidi karşısında Türk halkını ve Türkiye topraklarını savunmak için Türkiye'nin hava savunma kapasitesini artırmasına karar verdiği hatırlatıldı.
Suriye rejiminin, ülke içinde balistik füze kullandığı ve kullanmaya da devam ettiği vurgulanan raporda, "2012'den beri NATO, Suriye toprakları içinde çok sayıda balistik füze ateşlendiğini tespit etti" denildi.
TÜRKİYE'YE NATO DESTEĞİ
Türkiye'deki ilk Patriot Hava Savunma Sistemleri'nin, Almanya, Hollanda ve ABD'nin katkısıyla 26 Ocak 2013'te NATO Komutanlığı altında aktif hale getirildiği kaydedilen raporda, şu anda İspanya'nın bu göreve devam ettiğine ve 2016 sonuna kadar da sistemin Türkiye'de kalacağa işaret edildi.
Bölgedeki kırılganlığın artması nedeniyle, 2015 sonunda İttifak'ın Türkiye'ye ek savunma desteği kararı aldığı anımsatılan raporda, "Bu destek, hava devriyesi, daha fazla AWACS uçuşu, istihbarat artırımı, gözetleme ve keşif, NATO deniz tatbikatı dahil Doğu Akdeniz'de deniz gücü varlığının artırılmasını içeriyor. İttifak, ayrıca ikili ilişkiler çerçevesinde Türkiye'nin hava savunmasına katkı için uçak desteği de sağlayacak" ifadesine yer verildi.
RUSYA'YA SUÇLAMA
Rusya'nın, 2015 yılında daha iddialı ve daha öngörülemeyen askeri bir tavır takınmayı sürdürdüğü vurgulanan raporda, şöyle denildi:
"Rusya, bir yandan inatla Gürcistan, Moldova ve Ukrayna topraklarını işgal ederken ve Ukrayna'da ayrılıkçılara destek verirken, bir yandan da DAEŞ'e karşı uluslararası koalisyonun dışında ve Esed rejimini destek için Suriye'de askeri operasyonlara başladı. Türk hava sahası ihlalleri bir Rus jetinin düşürülmesine yol açtığında, üzerinde anlaşılan uluslararası kural ve prosedürleri yok saymaya bağlı olarak, 2015 yılında ciddi riskler ortaya çıktı."