Boş Kadrolara Vekalet Halinde Ödenecek Zam ve Tazminatlar
Boş kadrolara vekalet halinde, zam ve tazminatların ödenebilmesi için, asıl kadro için uygulanan atama usulünün vekalet edilen kadro için de aranıp aranmayacağı konusunda ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Danıştay Başkanlığı ve Sayıştay Başkanlığının görüşleri ise bu bağlamda farklılık göstermektedir. Maliye Bakanlığı, boş kadrolara vekalet halinde asıl kadroya yapılan atama usulünün aranması gerektiğini, Danıştay kararları çerçevesinde belirtmektedir. Sitemize intikal eden sorular çerçevesinde Memurlar.Net uzmanlarının hazırlamış olduğu dosyaya ulaşmak için tıklayın.
Boş kadrolara vekalet halinde, zam ve tazminatların ödenebilmesi için, asıl kadro için uygulanan atama usulünün vekalet edilen kadro için de aranıp aranmayacağı konusunda ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Danıştay Başkanlığı ve Sayıştay Başkanlığının görüşleri ise bu bağlamda farklılık göstermektedir. Maliye Bakanlığı, boş kadrolara vekalet halinde asıl kadroya yapılan atama usulünün aranması gerektiğini, Danıştay kararları çerçevesinde belirtmektedir. Sitemize intikal eden sorular çerçevesinde Memurlar.Net uzmanlarının hazırlamış olduğu dosyaya ulaşmak için tıklayın.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 152 nci maddesinin II-Tazminatlar bölümünde görevin önemi, görevin sorumluluk ve niteliği, görev yerinin özelliği, hizmet süresi, kadro unvan ve derecesi, eğitim seviyesi gibi hususlar göz önüne alınarak, bu Kanunda belirtilen en yüksek Devlet memuru aylığının (ek gösterge dahil) brüt tutarının (8000 + 1500 = 9500 x aylık katsayısı); belirlenen Kanuni nispetleri aşmamak üzere Bakanlar Kurulunca belirlenecek esas, ölçü ve nispetler dahilinde tazminatların ödeneceği belirtilmiştir.
Bu çerçevede mezkur maddenin III-Ortak Hükümler bölümünün 1 inci fıkrasında; "Bu zam ve tazminatların hangi işi yapanlara ve hangi görevde bulunanlara ödeneceği, miktarları, ödeme usul ve esasları ilgili kurumların yazılı isteği ve Devlet Personel Başkanlığının görüşü üzerine Maliye Bakanlığınca bütün kurumları kapsayacak şekilde ve 154 üncü madde uyarınca katsayının Bakanlar Kurulunca değiştirilmesi durumu hariç yılda bir defa olmak üzere hazırlanır ve Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulur." hükmü yer almaktadır.
Bu hüküm uyarınca da Devlet memurlarına 1998 yılında ödenecek zam ve tazminatların tespiti 19.1.1998 tarih ve 98/10548 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yapılarak 4.2.1998 tarih ve 23248 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış olup, 8 Ocak 2003 Tarihli 24987 sayılı mükerrer Resmi Gazete yayımlanan 4/1/2003 Tarihli ve 2003/5139 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 4 üncü maddesinde; "657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile aynı Kanunun Ek Geçici 9 uncu maddesi kapsamına giren kurumlardan aylık alanlara ne miktarda zam ve tazminat verileceğine ilişkin 19.1.1998 tarih ve 98/10548 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ve eki Cetveller 2003 yılında da uygulanmaya devam olunur." denilmektedir.
Söz konusu 98/10548 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 6 ncı maddesinin H/b alt bendinde, "Kurumlarınca bir göreve kurum içinden veya diğer kurumlardan vekalet ettirilenlere, bu Kararnamede asli kadroları için öngörülen zam ve tazminatlarının toplamı ile vekalet ettikleri kadro için öngörülen zam ve tazminatların toplamının net tutarları mukayese edilerek fazla olanı; 657 sayılı Kanunun 175 inci maddesindeki oranlar dikkate alınmaksızın, vekalet görevine başlanıldığı tarihten itibaren ve bu görevin fiilen yapıldığı sürece ödenir."
Ancak, bu ödemenin yapılabilmesi için vekalet eden personelin 99 seri No'lu
Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliği'nde açıklandığı üzere asilde aranan şartlara
haiz olması gerekmektedir." hükmü bulunmaktadır.
99 seri nolu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliğinde ; "1 - Bir görevin
vekaleten yürütülmesi halinde görevin gerekleri ve nitelikleri değişmeyeceğinden
bu görevi vekaleten yürütecek olanların asil memurda aranan şartlara sahip olmaları
gerekmektedir. Bu sebeple;
a) 1-4 üncü dereceli kadrolara vekalet edeceklerin 657 sayılı Kanunun 68 inci
maddesinde belirtilen şartları haiz olmaları,
b) 5-15 inci dereceli kadrolara vekalet ettirileceklerin öğrenim durumları itibariyle
tesbit olunan yükselinebilecek dereceyi aşmamak kaydıyla vekalet ettirilecekleri
kadronun derecesinin, kazanılmış hak aylık derecesinin üç üst derecesinden fazla
olmaması,
gerekmektedir.
2- Asilde aranan şartlara sahip vekil memur bulunamadığı takdirde, hizmetin
aksamadan yürütülebilmesi bakımından herhangi bir şekilde boşalmış veya boş
bulunan bir görevin öncelikle varsa yardımcıları yoksa asilde aranan şartlara
en yakın personel tarafından tedviren gördürülmesi mümkün görülmektedir.
3 - 657 sayılı Kanunun vekalet ücreti ödenmesine ilişkin 175 inci maddesine
göre, tedvir dolayısıyla herhangi bir ödeme yapılması mümkün bulunmamaktadır."
Burada görüleceği üzere asilde aranan şartların neler olduğu belirtilmiştir. Dolayısıyla bunlar arasında asilin atanma usulünün vekil içinde geçerli olacağı belirtilmemiştir.
Mezkur kararnamenin H/b alt bendinin son fıkrasında ise; "Diğer taraftan mehil müddeti, yıllık izin, mazeret izni, hastalık izni, geçici görev, görevden uzaklaştırma, hizmet içi eğitim nedeniyle görevlerinden ayrılanlara vekalet edenlerle, kendi derecelerinden daha aşağı dereceli bir kadroya vekalet edenlere; idari görevlere vekalet eden üniversite öğretim elemanlarına; Okul Müdürlüğü, Başyardımcılığı ve yardımcılığı görevlerini vekaleten yürüten öğretmenlere; memur kadrolarına vekalet ettirilen sözleşmeli personele vekalet ettikleri göreve ait zam ve tazminatlar ödenmez." hükmüne yer verilmiştir.
Görüleceği üzere vekalet halinde yapılacak ödemelere ilişkin istisnalara değinilmekte ve 6.2.1997 tarih ve 97/9021 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca yapılacak ödemelere ilişkin ayrıca bir istisna hükmüne yer verilmemiştir. Söz konusu Bakanlar Kurulu Kararının 3 üncü maddesinin F/d alt bendinde ise özel hizmet tazminatının (6.2.1997 tarih ve 97/9021 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı saklı kalmak üzere) sözleşmeli olarak çalışan personele ödenmeyeceği ifade edilmektedir.
Diğer taraftan, 6.2.1997 tarih ve 97/9021 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının, 11.4.1997 tarih ve 97/9429 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile değişik 1/B maddesinde, "Ekli (2) sayılı listede adları yazılı kuruluşlarda kadro karşılığı sözleşmeli olarak çalıştırılanlara, "özel hizmet tazminatı" ödenmeyeceğine ilişkin 9/1/1996 tarihli ve 96/7822 sayılı Kararname ile diğer kararnamelerde yer alan hükümlerin uygulanmayarak, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 1327 sayılı Kanunun 71 inci maddesi ile eklenen "Zam ve Tazminatlar" başlıklı ek maddesinde yer alan "özel hizmet tazminatı"nın söz konusu personele atandıkları kadrolar göz önüne alınmak suretiyle, adı geçen kararname ile belirlenen oranların 1/2'sinin başka bir işleme gerek kalmaksızın ayrıca ödenmesi,"ne karar verildiği belirtilmekte olup, bu maddenin uygulanmasında, 9/1/1996 tarih ve 96/7822 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı yerine 19/1/1998 tarih ve 98/10548 sayılı Bakanlar Kurulu Kararındaki özel hizmet tazminatı oranlarının uygulanması gerekmektedir.
Ayrıca, 10.1.2002 tarih ve 2002/3546 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 9 uncu maddesinde, "6.2.1997 tarihli ve 97/9021 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 1/B maddesinde yer alan (1/2) oranı, 19.1.1998 tarihli ve 98/10548 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının eki II sayılı cetvelin (A) Bölümünün 1, 2, 3 ve 4 üncü grubunda sayılan unvanlar için (1/1) olarak uygulanır." hükmü bulunmaktadır.
Konunun açıklığa kavuşturulmasında yargı kararlarının önemli rolü bulunmaktadır.
Danıştay 5. Dairesinin 07.03.1991 tarih ve E.1988/67, K.1991/395 sayılı Kararında;
Emniyet Müdürlüğünde başkomiser olan davacı, İstihbarat Şube Müdürlüğüne valilik
onayı ile vekalet ettirilmesi nedeniyle özel hizmet tazminatının şube müdürleri
için öngörülen oranda verilmesi yolundaki başvurusunun reddine ilişkin işlemin
iptali istemiyle açılan davada İdare mahkemesi; vekaleten atamanın asaleten
atamanın tabi olduğu usule göre yapılması halinde ilgilisine vekalet ettiği
görevin karşılığı olan özel hizmet tazminatının ödenebileceği olayda ise 3201
sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunun 43 üncü maddesine göre Emniyet Genel Müdürünün
teklifi ve Bakanın onayı ile asaleten atama yapılabilecek Şube Müdürlüğü görevine
davacının valilik onayı ile vekalet ettiği anlaşıldığından bu görevin karşılığı
olan hizmet tazminatının ödenmemesinde mevzuata aykırılık görülmediği gerekçesiyle
dava reddedilmiştir.
Davacı, 85/10132 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 4/G maddesi uyarınca açık
bir kadrodaki göreve vekalet ettirilenlere vekalet ettikleri görevin karşılığı
olan özel hizmet tazminatının ödenmesi gerekeceğini vekalet görevini valilik
onayı ile yapmış olması atamadaki usule uygun bulunmasa dahi ortada fiilen yapılmış
bir görev olduğuna göre bunun maddi yönden karşılıksız kalmasının hakkaniyete
uymayacağını öne sürmekte ve idare mahkemesi kararının temyizen incelenerek
bozulmasını istemektedir. Ancak, İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı
gerekçe hukuk ve usule uygun olduğu için karar onamıştır.
Başka bir mahkeme kararında ise Danıştay 5. Dairesi 04.11.1993 tarihli ve E.1993/4085, K.1993/4138 sayılı Kararında; 233 sayılı KHK'nın 6. maddesinin 4. fıkrasında yer alan "Genel Müdürün bulunmadığı hallerde Genel Müdürün yönetim Kurulu üyeleri arasından görevlendireceği genel müdür vekili yönetim kuruluna başkanlık yapar" hükmü karşısında belirtilen şekilde görevlendirilmeyen başkan vekili başkanlığında toplanan Yönetim Kurulu kararı ile tesis edilen işlemin yetki yönünden sakat olduğuna karar verilerek işlem iptal edilmiştir.
Danıştay kararlarından asil memurun atanma usulüne uygun olarak atanmayan vekilin hem tazminatlardan faydalanamayacağı hem de yaptığı işlemlerin hukuka uygun olmadığı ve iptale konu olacağı belirtilmektedir. Böyle bir yöntemin hangi kanuni hükümden çıkarıldığı ise belirtilmemiştir. Böyle bir uygulama hem kamu hizmetlerinin yapılmasını imkansız hale getirecektir hem de rasyonel değildir. Ayrıca kanun koyucunun da asilde aran şartlar vekilde de aranır muradı bu değildir. 657 sayılı Kanunun 175 inci maddesinde yer alan; "Ancak, kurum içinden veya diğer kurumlardan vekalet edenlere vekalet aylığı ödenebilmesi için, vekilin asilde aranan şartları taşıması zorunludur." Hükmünden, yapılan vekaleten atamanın usulünden ziyade vekilin asilin şartlarına haiz olup olmadığı saptanmaya çalışılmaktadır. Vekilin hangi şartlara haiz olması gerektiği ise 99 seri nolu Devlet memurları Kanunu Genel Tebliğinde belirtilmiştir. Vekilin atanma usulünün asilin atanma usulü ile aynı olması gibi bir çıkarımın kabul edilmesi mümkün değildir. Aksi takdirde kamu hizmetleri tıkanacaktır.
Sayıştay Temyiz Kurulunun 8.05.2001 tarihli ve 25174 sayılı ilamında ise; 99 seri no'lu tebliğde belirtilen şartlara haiz olanlara zam ve tazminatlardan miktarı fazla olanların ödeneceği belirtilmiş olup, ayrıca asilin atanma usulünün vekil içinde geçerli olacağından bahsedilmemiştir.
Hal böyle olmasına rağmen bu şekilde yapılacak bir ödeme dolayısıyla da tazmin hükmü verilmemesine rağmen Maliye Bakanlığı, Danıştay Kararları çerçevesinde hareket etmektedir. Bütçe dairesi başkanlıklarında ve saymanlıklarda da Maliye Bakanlığının görüşleri doğrultusunda davranılarak bu şekilde ödeme yapılmasına müsaade edilmemektedir. Bu konuda son karar mercii Sayıştay Başkanlığı olduğuna göre Sayıştay kararları çerçevesinde işlem yapılmasının daha isabetli olacağını düşünüyoruz. Çünkü hesapların yargılanması Sayıştay Başkanlığında yapılmaktadır.
Sonuç olarak yukarıda yer verilen hüküm ve açıklamalar çerçevesinde;
1- Boş kadrolara vekalet eden personelin, asilin şartlarına haiz olması
kaydıyla vekalet ettikleri kadroya ait zam ve tazminatlardan fazla olanların
ödenmesi gerektiği,
2- 6.2.1997 tarih ve 97/9021 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca ödenen "Özel
hizmet tazminatı" ndan vekalet ettikleri tarihten itibaren vekalet ettikleri
kadrolar ile asli kadroları için öngörülen özel hizmet tazminatı farkından yararlandırılmaları
gerekmektedir. Bu kararname Kadro karşılık gösterilerek sözleşmeli olarak çalışan
personele yapılacak ödemeyi düzenlemektedir. Bu şekilde çalıştırılan personele
ayrıca almakta olduğu özel hizmet tazminatının ½ si ila 1/1 ı ödenmektedir.
3- Uygulamanın bize göre Sayıştay Temyiz Kurulunun 8.05.2001 tarihli ve 25174
sayılı ilamında belirtilen çerçevede yapılması gerekmektedir. Danıştay Başkanlığının
mali konularda Sayıştay Başkanlığı kadar yetkin olmadığını düşünüyoruz. Çünkü,
Sayıştay Başkanlığının asıl görevi TBMM adına mali denetimde bulunmaktır.