Bağ-Kur'un bu uygulaması öldürür...
Şizofreni Hastasına Bağkur İşkencesi Fatih Soydaş Antalya'nın Finike ilçesinde 1987 yılından beridir şizofreni hastasıdır. Maluliyeti nedeniyle babası oğluna da sağlık kanesi çıkartabilmek için Ağustos/ 2002 tarihinde Bağ-kur'a başvurmuştur.
Ancak Fatih SOYDAŞ'ın şizofreni hastası olduğu, yıllardır şizofreni tedavisi gördüğü Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinden, Antalya Devlet Hastanesinden ve 600 Yataklı Askeri Hastaneden verilen heyet raporlarıyla sabit olduğu halde, Bağkur bu raporları yeterli görmeyerek, tekrar Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nden heyet raporu istemiştir.
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nce verilen heyet raporu Bağ-kur Merkezi Sağlık Kurulu'nda onaylandıktan sonra Mart/ 2005 tarihinde, Fatih SOYDAŞ adına sağlık karnesi almak mümkün olmuştur. Bağ-kur 2,5 yıl sonra verdiği sağlık karnesinin, Nisan /2006 tarihinden itibaren kullanılabilmesini, tekrar Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastenesi'nin vereceği heyet raporunun Bağ-kur Merkezi Sağlık Kurulu'nca onaylanmansı şartına bağlamıştır. Nisan 2006 tarihinde Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nce Fatih Soydaş'a verilen heyet raporu, 08.08.2006 tarihinde, Antalya Bağ-kur il Müdürlüğü'ne ulaşmış, il müdürlüğüncede sağlık raporu 18/08/2006 tarih ve 204795 sayılı yazıyla, Bağ-Kur Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı'na gönderildiği anlaşılmıştır. Ancak, ilgili Daire Başkanlığının 20/10/2006 tarih ve 12/172815 sayılı cevabı yazılarında ise , "Üniversite psikiyatri kliniğinden alınacak maluliyete esas teşkil etmek üzere usulüne uygun resimli, uygun doz ve yeterli süre tedavi sonrası ayrıntılı muayene bulguları, çalışarak hayatını kazanıp kazanamayacağı, bir başkasının bakımına muhtaç olup olmadığını" içeren yeni bir sağlık kurulu raporunun temin edilerek gönderilmesi istenilmiştir. Konu hakkında babası Mehmet SOYDAŞ'a iletilmek üzere 02/11/2006 Tarihinde yazı yazılmak suretiyle bilgi verilmiştir.
Yani şizofreni hastası olduğunu sağır sultanların bile bildiği, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin 4 hastasinden alınan heyet raporlarındanda anlaşıldığı, Fatih Soydaş'ın iyileşme ihtimalinin olmadığı herkesçe malumken, bu uygulama yüzünden Nisan/ 2006 tarihinden beridir düzenli ilaç kullanamamaktadır.
Peki bu hasta düzenli ilaç kullanamaması yüzünden hastalığının alevlenmesi nedeniyle birini öldürse bunun sorumluluğunu kim üstlenecektir?
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımızdan isteğimiz
1- Hangi raporu isteyecekseniz isteyin ama rapor sonuçlanıncaya kadar karnelerle ilaç alınmasını engellemeyin. Sizin prosüdürünüzün bedelini hastalar ödemesin.
2- Bu tür hastaların iyileşme imkanı neredeyse yok, ailelerinin sağlık güvencesinden yararlanmaları işlemi 2,5 yılda sonuçlanıyor. 2 yıl sonra tekrar aynı prosedür, bu işlemde bir 2,5 yıl sürerse hiç karne vermeyin daha iyi, uygulamayı değiştirin bu hastalar için gerek görülürse tekrar rapor istensin.
3- Verilen raporların Merkezi Sağlık Kurulundan onaylanma şartını kaldırın. Usulüne uygun verilmeyen raporların sorumluluğu zaten vardır. Bunu önlemek için tekrar bir kurul oluşturulması hasta ailelerini mağdur ediyor.
Haber gönder yoluyla yazan: Mehmet Soydaş