Avrupa'nın kirli planı: Meşru PKK
Belçika ve Alman mahkemelerinin PKK'lı teröristleri peş peşe serbest bırakmasının ardındaki hesap ortaya çıktı: Avrupa Adalet Divanı, PKK'yı terörist örgüt listesinden çıkarmayı görüşüyor. Prof. İzzet Özgenç ile Prof. Faruk Şen ise, Batı'nın terör örgütü PKK'yı aklamasına tepki gösterdi: Tam bir skandal, edepsizce bir karar. Kahramanlaştırmaya çalışıyorlar. Avrupa'da örgüte sempati var
SELİM EFE ERDEM
Teröristleri bırakan Avrupa yargısı ile PKK'yı terör listesinden çıkarmak isteyen Adalet Divanı'nın gerekçeleri, örgütünkiyle bire bir aynı: PKK, DEAŞ'le mücadele ediyor. Özgürlük savaşçıları...
Önce Belçika ardından Almanya'da mahkemeler, PKK'lı teröristleri 'DEAŞ'la mücadele ediyorlar' vurgusu yaparak serbest bıraktı. Bir üst mahkeme bu kararları 'PKK, AB terör örgütleri listesinde' gerekçesiyle bozsa bile Avrupa'da 'PKK,terör örgütü mü?' tartışması başlatıldı bile. Dün ise PKK, 'terör örgütü listesinden çıkarılsın' gösteri vardı. Meğer Avrupa Adalet Divanı da PKK'yı 'Terör örgütü listesinden çıkarmayı' görüşüyormuş. Gerekçesi de PKK'nın 'Biz terör örgütü değiliz. Türkiye, DEAŞ'a yardım ediyor. Biz ise DEAŞ'a karşı halkları savunuyoruz' şeklindeki başvurusu. Ne tesadüf, Alman ve Belçika mahkemelerinin PKK'lıları serbest bırakırken söyledikleri ile PKK'lıların 'Bizi terör örgütü listesinde çıkarın' başvurusundaki gerekçeleri birebir örtüşüyor: PKK, DEAŞ ile mücadele ediyor. Adalet Divanı'nın listeden çıkarması ile PKK, DEAŞ ve Türkiye'ye karşı mücadele veren özgürlük savaşçılarına dönüşecek, mensupları hakkındaki davalar düşebilecek, para toplamaktan silah teminine her türlü yardımı da yasal olarak alabilecek.
Ceza Hukukçusu Prof. Dr. İzzet Özgenç, Türkiye'yi gözden kaçan bir dava konusunda uyarıyor: Avrupa Adalet Divanı, PKK'yı terör örgütü olmaktan çıkarmayı görüşüyor! Prof. Özgenç, Avrupa Adalet Divanı'nın PKK'nın başvurusunu kabul edip bu davayı açarak iki büyük skandala imza attığını söylüyor: "Bu davada iki sonuç ortaya çıkıyor: Birincisi, (Avrupa Birliği Adalet Divanı) PKK'yı dava açma ehliyetine sahip bir tüzel kişilik olarak kabul ediliyor. İkincisi, PKK'yı bir terör örgütü olarak kabul etmiyor. Yani şu anda Avrupa'da PKK'yla ilgili olarak genel algı budur."
SÜREÇ İŞLİYOR
Prof. Dr. İzzet Özgenç'in dile getirdiği dava kapsamında, Adalet Divanı, Avrupa Komisyonu'ndan PKK'nın neden terör örgütü listesine alındığına yönelik bilgi talep etti. Komisyon, PKK'nın hala bir silahlı eylem yaptığını, ABD ve İngiltere'nin de PKK'yı terör örgütü listesinde tutmasının da bir gerekçe olduğu' yanıtını verdi. Adalet Divanı'nın PKK'yı terör örgütü listesinden çıkarma kararı alması durumunda komisyonun buna itiraz etme hakkı bulunuyor.
KAMUOYU BİLMİYOR
PKK'nın 2000'li yılların başında örgütün terör örgütü listesinden çıkarılması başvurusu yaptığını ancak PKK'nın listede kalmaya devam ettiğini belirten Prof. Özgenç, "Ama bu karara karşı da PKK tekrar bir dava açtı. Şu anda Avrupa Birliği Adalet Divanı'nda bu ikinci işlem ile ilgili dava devam ediyor. Ve Türkiye bu davalardan habersiz" diye konuştu.
'AKLIYORLAR'
Alman mahkemesinin önceki gün aldığı kararı 'edepsizce' niteleyen, AB uzmanı Prof. Dr. Faruk Şen ise şunları söylüyor: "Bu skandal, edepsizce bir karar. Bir PKK'lıyı, neredeyse aklayarak kahraman yapıyor. PKK, terör örgütü olarak tanımlanıyor. Böyle bir kararla PKK lehine çığır açılmış görünüyor. Üst mahkemeden bu karar bir yıl sonra dönebilir ama bu hakim PKK'ya sempati duyuyor olabilir. Almanya'da, düşman gördükleri DEAŞ'e karşı mücadele ettikleri ve Türkiye'de özgürlük savaşı verdiği yönünde PKK'ya sempati var."
TESADÜF DEĞİL
Adalet Divanı'nda PKK'nın terör örgütü listesinden çıkarılmasının görüşüldüğü sırada Belçika ve Alman mahkemelerinde PKK'lıların serbest bırakılmaya başlamasına dikkat çektiğimiz Şen, bunun bir tesadüf olamayacağını belirterek "Adalet Divanı'nda böyle bir dava olduğunu bilmiyordum. Demek ki bunlar (Alman ve Belçika mahkemeleri) üstten alınan karardan etkileniyorlar. Avrupa PKK'yı listeden çıkarırsa, teröre destek veren ülkeler olarak ortaya çıkarlar" diye konuştu.
HAKİM TERÖRE ÇALIŞTI
Hamburg Yüksek Eyalet Mahkemesi Başkanı Klaus Rühle, daha önce 'Batmanlı Kavak' davasında PKK'ya üyelikten 3 yıl cezası vermiş ama kararda Rühle, 'Kürt halkının Türkiye'de yoğun baskı altında olması, Türkiye devlet kurumlarının DEAŞ çetelerine destek sunması ve 2013 yılında MİT tarafından Paris'te Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemezin katledilmelerinin bilinen gerçekler' olduğunu söylemişti.
'KOBANİ' STRATEJİSİ
Avrupa Adalet Divanı'na PKK adına başvuruyu yapan avukatlardan Maria van Eik ise daha önce yaptığı açıklamada Kobani olaylarıyla DEAŞ'a karşı mücadele veriyor görünen PKK için yeni bir sürecin başladığına dikkat çekerek, örgütün uluslararası bağlantılarını ve stratejisini de şu şekilde dile getirmişti: "ABD Kobani'deki direnişin desteklenmesinde bir rol oynuyor. PKK'nın bir terör örgütü olarak listede bulunuyor olması Kürt muhaliflerinin desteklenmesini zorlaştırıyor. Çünkü bu durum AB'nin terör listesinin yeterliliğini zora sokuyor. Bu durum gelişmelere bağlı olarak liste konusunda pozitif bir etkiyi beraberinde getirebilir. Belki PKK'nın listeden çıkarılması için AB üyesi ülkeler lobi yapabilirler."
RÜHLE'NİN GEREKÇESİ DELİL
PKK'nın 'terör örgütü listesinden çıkarılması için oluşturulmaya çalışılan kamuoyu baskısının altında, başta Almanya olmak üzere Avrupa'daki ülkelerin derin devlet yapılarıyla bağlantılarıyla bilinen dernek ve vakıf faaliyetleri de dikkat çekiyor. Alman derin devletinin uzantısı olduğu iddia edilen Heinrch Böll gibi vakıflarda, PKK'nın terör örgütü listesinden çıkarılmasına yönelik etkinlik ve yorumlarıyla dikkat çekiyor. Almanya'da 4500 PKK'lı dava dosyası bulunuyor ve PKK'nın bu davalarda 'PKK terör örgütü değildir' stratejisi yürüteceği ve hakim Rühle'nin sunduğu gerekçenin de delil olarak kullanılmaya çalışılacağı kaydediliyor.
'AKTİVİST ÖRGÜT' ÇABASI
PKK, Avrupa terör örgütleri listesine dahil olurken, şu gerekçeler sıralanmıştı: Sivillere saldırı, kaçırma ve rehin alma, altyapıya zarar verme gibi anarşi olayları çıkarma, araçları kaçırma, silah ticareti ve kitle imha silahları edinme, patlayıcı madde bulundurma ve toplum hayatına tehlike oluşturma, yukarıda sayılan maddeleri kapsayan eylemlerde bulunma, terörist gruplara yardım ve yataklık etme, terör örgütü yönetme. PKK, diğer terörist gruplara yardım etmek değil DEAŞ'la mücadele ettiğini, sivillere değil Türk asker ve polisine karşı özgürlük mücadelesi verdiğini savunuyor. Sivilleri katlettiği eylemleri üstlenmeyen PKK, kendisini Suriye ve Irak'ta 'aktivist örgüt' olarak gösteriyor.