İlk kez bir Başbakan, SPK'nın kuruluş yıldönümüne katıldı

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 25 Ocak 2007 16:50, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

aşbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'de hamili kart yakınımdır döneminin AK Parti iktidarıyla birlikte bittiğini söyledi.

Erdoğan, seçim ya da başka gelişmeler nedeniyle ekonomi politikalarından taviz vermelerinin ve gevşemelerinin asla sözkonusu olmayacağını ifade etti.

Sermaye Piyasası Kurulu'nun (SPK) 25. kuruluş yıldönümü dolayısıyla Bilkent Otel'de bir tören düzenlendi. Törene, Başbakan Erdoğan, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Maliye Bakanlığı Müsteşarı Hasan Basri Aktan, BDDK Başkanı Tevfik Bilgin, TMSF Başkanı Ahmet Ertürk ile ekonomi bürokratları ve çok sayıda davetli katıldı.

Törende bir konuşma yapan Başbakan Erdoğan, sermaye piyasasının, başta özel sektör yatırımları olmak üzere altyapı yatırımlarının ve kalkınmanın uzun vadede sağlıklı finansmanı anlamına geldiğini söyledi. Türkiye'nin ilk bağımsız üst kurulu olan SPK'nın 25 yılda önemli yatırımlar yaptığına işaret eden Erdoğan, SPK tarafından bugüne kadar reel sektöre doğrudan 50 milyar Dolar'ın üzerinde kaynak aktarıldığını anlattı. Türk ekonomisinin hızlı ve istikrarlı bir şekilde büyümesine paralel olarak kurumların da büyümeye ve ekonomiye çok daha fazla katkı sağlamaya başladıklarına dikkat çeken Erdoğan, ekonomide yakalanan başarıların ortada olduğunu ancak milletin sevincini milletle paylaşmayanların da bulunduğunu dile getirdi. Ekonomide elde edilen tarihi başarılar karşısında 'iyileşme zaten başlamıştı, bu hükümet devam ettirdi' diyenlerin de olduğunu kaydeden Başbakan Erdoğan, geçmişte yaşanan krizleri ve o kötü günleri hatırlamak istemediklerini belirtti. AK Parti iktidarı iş başına geldiği günden itibaren motivasyonun arttığını ve ortak mücadele ruhunun yakalandığını söyleyen Erdoğan, bugün ekonominin bütün kurumlarının bir koordinasyon içinde çalıştıklarını anlattı. Erdoğan, "Özel sektör ile kamu yönetimi artık aynı istikamette yürüyor, güçbirliği yapabiliyor. Bağımsız kurumlar icazetli bir bağımsızlıkla değil gerçekten bağımsız olarak fonksiyonlarını rahatça yerine getiriyorlar. Gerektiğinde bir yanlış gördüklerinde cesaretle kalkıp bunu eleştirebiliyorlar. Kamu bankaları hiçbir baskı olmadan rahatça faaliyetlerini sürdürüyorlar. Dün zarar eden bu bankalar bugün kar ediyor" şeklinde konuştu.

Merkez Bankası'nın tam bağımsızlığına fiilen kendi iktidarları döneminde ulaştığını belirten Erdoğan, geçmişte sürekli zarar eden KİT'lerin de bugün büyük kar elde ettiklerini kaydetti. Erdoğan şunları söyledi: "Geçmişte buraların nasıl arpalıklar haline getirildiğini toplum biliyor. 'Hamili kart yakınımdır' yazılı kartvizitler alıp buralarda kısa bir sürede işe başlayanları bu ülke çok gördü. Ardından hantallık, şişmiş kadrolar, zarar üstüne zarar. Hamili kart yakınımdır dönemi bizimle birlikte bitti veya asgariye indi. Bu dönem popülizmin bittiği dönem olmuştur. Şimde elde ettiğimiz başarıyı kendinden menkul ya da başka sebeplerden menkul görürseniz bu ülkenin kurumlarına ve çalışanlarına haksızlık etmiş olursunuz. Bir ülke geleceğini net olarak göremiyorsa, her an tedirginlik ve şüpheyle yaşanıyorsa orada yatırım, üretim, istihdam olmaz. Ama siz ülkele bir ufuk çizer, hedeflerinizi net olarak ortaya koyarsanız orada ülkenin önü açılır, üretim de, yatırım da, istihdam da artar. Belirsizliğin olduğu yerde motivasyonsuzluk, gönülsüzlük olur".

Son 4 yılda elde edilen başarının A şahsının, B şahsının, şu bakanlığın, bu kurumun başarısı olmadığını ifade eden Erdoğan, bu başarının tüm milletin başarısı olduğunu ifade etti. İstikrar ve güven tesis edildiğinde bu ülkenin bürokratlarının da, kurumları ve kurullarının da gerçek potansiyellerini ortaya koyma fırsatı bulduklarını anlatan Başbakan Erdoğan, demokrasiyi, hukuku, istikrarı, güveni, toplumsal huzuru bütün tartışma temalarının üzerinde tutmaları gerektiğini söyledi. Erdoğan, "Zira bulanıma, tereddüte, zaman kaybına artık hiç tahammülümüz yoktur. Biz henüz işin başındayız. Yaptıklarımız sadece başlangıç kabul edilmelidir. Bu ülkenin zamanı on yıllarca hep boşa geçti. Şimdi biz canla başla çalışarak bu kaybı telafi etmeye çabalıyoruz" diye konuştu.

Türkiye'nin artık eskisinden daha sağlam ve daha sağlıklı bir ekonomik yapıya sahip olduğuna işaret eden Başbakan Erdoğan, göreve geldiklerinde menkul kıymetler borsasının 11 bin düzeyinde olduğunu, bu süreçte 48 bin düzeyine kadar dayandığını ifade etti. Zaman zaman iniş çıkışlar olduğuna işaret eden Erdoğan, şu anda ise 42 bin düzeyinde olduğunu kaydetti. Erdoğan bu rakamın yeniden 48 bini aşacağına inandığını ifade etti. Türkiye'de bazı sanal atmosferlerin oluşturduğu ortamların piyasalarda ne gibi sıkıntılar meydana getirdiğini hissetmeyenler, anlamayanlar ya da anlamak istemeyenler olduğunu dile getiren Erdoğan, yaşanan sıkıntıların kısa zamanlı olduğunu ve bir dalga gibi gelip geçtiğini bildirdi. Erdoğan, artık zeminin sağlam olduğunu vurgulayarak bu konudaki kararlılıklarından vazgeçmelerinin sözkonusu olmadığını söyledi. Erdoğan, "Seçim veya başka gelişmelerle taviz vermemiz, gevşememiz asla sözkonusu olmayacaktır. Türkiye'de demokrasinin işleyişi artık istikrarsızlığa değil istikrara, güvene, büyümeye ve kalkınmaya hizmet edecektir. Burada eşsiz bir rüzgar, tarihi bir atmosfer yakaladık" dedi.

Türkiye'ye 4 yıl kazandırdıklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, geçmişe takılmadıkları gibi kendi başarılarına da takılıp kalmadıklarını dile getirdi. Bu süreç içinde kendilerine daha büyük hedefler belirlediklerini söyleyen Erdoğan, rakamların büyümesiyle toplumun geliştiği iddiasında olmadıklarını, rakamların toplumun huzuru ve refahı ile birlikte büyümesini çok önemsediklerini söyledi. Ekonomiyle birlikte adaleti, barışı, huzuru artırmanın önemine inandıklarını kaydeden Erdoğan şöyle konuştu: "Eğer ekonomi sosyal politikalara paralel bir büyüme ve gelişme göstermezse, bu ülkenin belli kesimleri kendilerini güvende görür, belli kesimleri çaresizlikle başbaşa kalırsa orada bir başarıdan sözedemeyiz. Bizim bütün gayretimiz toplumun güçlenmesi içindir. Devlet de kurumlar da gücünü vatandaşından alır. Devlet insanın önünde değil insan devletin önünde olduğunda güç kazanırız".

Başbakan Erdoğan, konuşmasının ardından SPK'nın kurucu başkanı İsmail Türk'e şükran plaketi verdi. SPK 2. Başkanı Turan Erol ise Başbakan Erdoğan'a SPK'nın 25 Ocak 1982 yılındaki ilk kurul karar metni ile tüm hisse senetleri kaydının yer aldığı kütüğü hediye etti. Erol, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Şener'e ise ilk halka arz izin belgesinin kopyasını hediye etti.


Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, Türk sermaye piyasasının yatırımcılar açısından bir çekim merkezi haline geldiğini vurgulayarak, "Türkiye'de bir milyon bireysel yatırımcının yanında 4 milyonu aşkın da kurumsal yatırımcı bulunuyor. Bu durum ülkemiz sermaye piyasalarının kurumsal bir kimlik kazanması yolundaki en önemli göstergelerinden birisidir" dedi.

Sermaye Piyasası Kurulu'nun (SPK) 25.kuruluş yıldönümü dolayısıyla Bilkent Otel'de düzenlenen törende konuşan Şener, hem kamu hem de özel sektörün yıllardır en önemli sorunlarından birisinin uzun vadeli finansman sorunu olduğunu söyledi. Bu çerçevede sermaye piyasasını kurmak, bu piyasanın oyuncularını belirlemek ve oyuna hakemlik yapmanın SPK'nin temel görevi olduğunu belirten Şener, SPK'nın kurulduğu 1982 yılından bu yana, sermaye piyasasında gerek işlem hacimleri gerekse düzenleme ve altyapı olarak önemli mesafe katettiğini bildirdi.

Şener, hükümet olmadan önce İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) endeksinin 11 bin seviyelerindeyken, şu anda 40 binleri aşmış durumda olduğunu vurgulayarak, "Türk sermaye piyasası yatırımcılar açısından bir çekim merkezi haline gelmiştir" dedi. Yatırımcı profilinde yaşanan önemli değişikliğe dikkat çekerek, Türkiye'de bir milyon bireysel yatırımcının yanında 4 milyonu aşkın da kurumsal yatırımcı bulunduğunu dile getiren Şener, "Bu durum ülkemiz sermaye piyasalarının kurumsal bir kimlik kazanması yolundaki en önemli göstergelerinden birisidir" diye konuştu.

Başbakan Yardımcısı Şener, AB'ye uyuma yönelik Sermaye Piyasası Mevzuatının yenilenmesi çalışmalarının Türk Sermaye Piyasalarındaki güven ve şeffaflığı pekiştireceğini belirterek, şunları kaydetti:

"Gelişmekte olan bir ülke olarak SPK'nın altyapı yatırımlarının finansmanı gibi ülke kalkınmasını doğrudan ilgilendiren konularda projeler üretmesi de sevindiricidir. Bu sayede, hem finansal araç çeşitliliği ve piyasa derinliği artırılacak hem de ekonomik büyümemiz hızlanmış olacaktır. Bu süreç içinde hepimize önemli görevler düşmektedir. Şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da Sermaye Piyasası Kurulunun en üst kademeden en alt kademeye kadar tüm mensuplarının bu görevi de büyük bir başarı ile yerine getireceğine kuşkum yoktur".

SPK 2.Başkanı Turan Erol da, 25 yıllık çalışma yaşamı boyunca ilk kez bir başbakanın, SPK'nın bir toplantısına geldiğini söyleyerek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a şükranlarını sundu. Sermaye piyaları kanalıyla her yıl ortalama 2.5 milyon dolarlık fonun özkaynak olarak şirketlere aktığını ifade eden Erol, borsada işlem gören şirketlerin uluslararası standartlara uygun esaslara göre SPK tarafından denetlenmesinin, yerli ve yabancı yatırımcıların güvenini sağladığına işaret etti. Bu sayade sermaye piyasası aracılığıyla yabancı yatırımcıların Türkiye'ye ilgisinin gün geçtikte arttığını bildiren Erol, bugün borsadaki şirketlerin toplam değerinin 250 milyar dolara ulaştığını vurguladı.

Önümüzdeki dönemde çalışmalarının, piyasaları geliştirme ve güven artırıcı gözetim alanlarında yoğunlaşacağını bildiren Erol, şöyle devam etti: "Özellikle piyasa derinliğinin artırılması ve kalkınmanın finansmanında sermaye piyasalarından daha fazla faydalanılmasını önceliklerimiz arasında görmekteyiz. Finansal bakımdan gelişmiş ekonomilerde yaygın olarak kullanılan, fakat ülkemizin şimdiye kadar yeterince yararlanamadığı 'menkul kıymetleştirme' faaliyetlerine hız vereceğiz. Atıl varlıkların öz sermayeye dönüştürülmesi süreci olan menkul kıymetleştirme, hem şirketlere hem de yatırımcılara eşanlı olarak çok cazip fırsatlar sunmaktadır".

SPK tarafından hazırlıkları tamamlanan ve hükümetçe yasama organına sevk edilen 'konut finansmanı (mortgage) sistemine' ilişkin düzenleme çalışmalarının, menkul kıymetleştirme gayretlerinin sadece bir adımını oluşturduğunu dile getiren Erol, bu dönemde, menkul kıymetleştirme çalışmaları kapsamında, sermaye piyasalarına yeni bir proje sunduklarını söyledi. Erol, bu projenin, şimdiden bazı ülkelerde uygulanmaya başlanmış olar 'kamu alt yapı yatırımlarının sermaye piyasaları aracılığıyla finansmanını' içerdiğine dikkat çekerek, "Projemizin özünde, özel şirketlerin finansmanında olduğu gibi, kamu altyapı projelerinin çok sayıda yatırımcının sağlayacağı özkaynak yoluyla finanse edilmesi yatmaktardır" şeklinde konuştu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber