'Bu Devlet, bana çok yatırım yaptı...'
Eşi, şehit Derik kaymakamını anlattı
Gerçek Hayat Dergisi şehit kaymakamın öğretmen eşiyle bir röportaj yaptı.
İşte röportajın ilgili bölümü
Eşinizle hep birlikteydiniz. Zor dönemlere beraber göğüs gerdiniz. Ne tarz zorluklar çıktı karşınıza?
Kaymakamlar tercih formu doldurur. O tercihlere göre, referansla atanırlar. Kaymakam Bey, hiçbir tayininde referans kullanmadı. Hatta tercih formu bile doldurmadı. Kıbrıscık'ı kuradan çektik. Siyasetçilerden çok tanıdığı da var. "Herkes tercih yapıyor, bu hakkımız, tercih yapalım" dediğimde, hiç unutmuyorum, "Ayşegül, bu devlet bana çok yatırım yaptı. Nerede değerlendirmek isterse oraya giderim" dedi. Bizim hayat felsefemiz buydu. Nereye atanırsa orada görevini en iyi şekilde yaptı. Kıbrıscık'tan sonra Kiğı'ya hiç tercih yapmadan geldik. Kiğı'dan sonra tercih yaptık ama tercihlerimiz arasında olmadığı halde Derik'e atandık. Gördüğü zaman şok geçirdi çünkü çok kötü bir ilçede Doğu görevini yapmıştı. İkinci Doğu görevinin de bu kadar kötü olacağını düşünmüyordu. Herkes bizim adımıza üzülüp, hayırlı olsun bile diyemezken o, "Olsun benim için çok iyi. Meslek hayatımda her şeyin en kötüsünü yaşarsam ileride bana çok katkısı olur" dedi. Her şeye olumlu yaklaşırdı. O anki motivasyonuna hayran kalmıştım. Çözüm süreci bitmişti. Biz ilçeye gider gitmez çatışmalar başladı. Şartlar çok ağırdı. Eşim her zaman o gülen yüzüyle ne yapılması gerekiyorsa yaptı.
Nasıl bir kaymakamdı?
Gidişinde, gelişinde koruma noktasından askere, polise "merhaba" demeden,
hal hatır sormadan geçmeyen bir adam. Ben eşime poğaça yapıyorum, önce askere,
polise yediriyor sonra gelip kahvaltısını yapıyor. İftar hazırlıyorum, "Bugün
çorba yemesem de olur" deyip onlara götürüyor. Evde yapılanı, "Ben yalnız
yemeyi sevmiyorum" deyip paket yaptırır, Eren'i de alır dağ, tepe bütün noktaları
gezerdi. Ben de "Herkes yaptıklarını tweeterdan paylaşıyor. Fatih seni kimse
duymuyor, bilmiyor, çalışıyorsun çabalıyorsun paylaşsana bunları" diyordum.
O kadar kızıyordu ki bana, "Ben böyle bir şeyden prim mi yapacağım. Ben bunları
reklam için mi yapacağım. Bu benim mesleğim" diye. Belediyedeyken ev ziyaretleri
oluyordu. Gidenlere diyormuş ki "Ne gittiğiniz evleri, ne de götürdüklerinizi
çekin. Sadece ev ziyareti yapıldı yazın, kimseyi rencide etmeyin. Biz zaten
devlet olarak bunları yapmak zorundayız." Çankaya Köşkü'nden gelince arkadaşlarını
toplamış. "Dün köşkte çok güzel ağırlandık. Çok güzel, hürmet, nezaket, hizmet,
paltolarımızı alışları, içeriye kabul edişleri... Bu Çankaya köşkündeki nezaketi
Derik'e taşımadıkça buralar bizim diyemeyiz" demiş.