'ABD'de kiliseyi camiye dönüştüreceğiz dediler'
Bayrak, "Los Angeles'te bir kiliseyi satın alıp camiye dönüştüreceğiz, dediler. Kataloglarını gösterdiler. Ben de çorbada tuzumuz olsun diye, tamamen hayır maksadıyla parayı oraya gönderdim. Ardından bir süre sonra polis aradı, ifade vermeye çağırdı. Bunun böyle bir işe yol açacağını bilseydim, paramı geri isterdim." ifadelerini kullandı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) finansal destek sağlamakla suçlanan 46 kişinin yargılandığı davada tutuklu sanıklardan 8'i adli kontrol şartıyla tahliye edildi.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, avukatları ile şikayetçi Hazine'nin avukatı katıldı.
Duruşma öncesi, daha önceki celselerde istenilen belgelerin dosyaya eklendiğini belirten Mahkeme Başkanı Selfet Giray, sanıkların 6'sının FETÖ üyelerinin kullandığı ByLock isimli gizli haberleşme programını kullandığının tespit edildiğini kaydetti.
Sanık avukatları savunmalarında, müvekkillerinin suçsuz olduğunu öne sürerek, tahliyelerini talep etti.
Duruşmaya verilen öğle arasının ardından Yasin Meriç'in tanık olarak dinlenilmesiyle devam edildi. Meriç, sanıklardan Erkan Özdemir'i tanıdığını ve kendisi gibi onun da Hasan Özdemir'in yanında çalıştığını ifade etti. Erkan Özdemir'in FETÖ ile bağlantısının olup olmadığının sorulması üzerine Meriç, bu konuda bir bilgisinin olmadığını aktardı.
Tanık ifadesinin ardından sanık beyanlarıyla duruşmaya devam edildi.
Tutuklu sanıklardan İsmail Okkalı, vatanına milletine bağlı bir insan olduğunu söyleyerek suçlamaları reddetti. Yardımsever bir insan olduğunu beyan eden Okkalı, "ABD'deki Respect Institute Inc. adlı kuruluşa para yardımı yaptığım için burada yargılanıyorum. Bu kurumun ilahiyat fakültesi niteliğinde olduğunu biliyordum. Hayır amaçlı, bir sefere mahsus, ilahiyat fakültesi niteliğinde olan okula 9 bin dolar hayır yaptım." ifadelerini kullandı.
İddianamede geçen HTS kayıtlarının hatırlatılması üzerine Okkalı, "İddianamede, Turgut Özal Üniversitesini aradığımdan söz ediliyor. Ben orada ameliyat oldum, bu yüzden aradım." dedi.
Tutuklu sanıklardan Selami Annadınç da FETÖ'ye himmet vermesinin söz konusu olmadığını savundu. Annadınç, "Para transferim tamamen ticari faaliyetlerim doğrultusunda. Yatırdığım paranın amacı ticari faaliyetlerdir. Bizim onlarla iş yapmış olmamız, FETÖ'cü olduğumuz anlamına mı geliyor? Tanık olarak dinlenenler de benim savunmamı destekler nitelikte sözler söylediler." diye konuştu.
Sanıklardan Hasan Hüseyin Küçükbalcı, suçlamaları kabul etmeyerek, "Milli Güvenlik Kurulu kararlarında bile FETÖ, 2016'da terör örgütü olarak tanındı. Yapmış olduğum bağış bir eğitim kurumuna yapılmıştır. Ben bu kuruma 17 ve 25 Aralık sürecinden 5 ay önce yardımı yaptım." ifadelerini kullandı.
Tutuklu sanık Erkan Özdemir de dosya kapsamındaki firari sanıklardan olan ağabeyi Hasan Özdemir'den ötürü yargılandığını kaydederek, "Ben FETÖ ya da cemaat üyesi değilim. Bunu Hasan Özdemir de ailem de çok iyi biliyor. Hasan Özdemir, yatırmak istediği parayı bana yatırttı. Ben paranın nereye gittiğini bile bilmiyorum. Bunun hesabının Hasan Özdemir'e sorulmasını istiyorum. Kendisi yurt dışına gitti, ben burada cezaevindeyim." sözleriyle tahliyesini talep etti.
Mahkeme başkanı Giray'ın, ByLock programını kullandığının tespit edildiğini açıkladığı sanıklardan Mehmet Şahin de ByLock kullanmadığını ve suçsuz olduğunu savunarak tahliye talebinde bulundu.
- "Los Angeles'te bir kiliseyi camiye dönüştüreceğiz dediler"
Sanık Nusret Salih Bayrak da yaptığı para yardımı konusunda dini duygularının suistimal edildiğini belirterek, Amerika'da bir cami yapılacağı gerekçesiyle para yardımında bulunduğunu öne sürdü.
Bayrak, "Los Angeles'te bir kiliseyi satın alıp camiye dönüştüreceğiz, dediler. Kataloglarını gösterdiler. Ben de çorbada tuzumuz olsun diye, tamamen hayır maksadıyla parayı oraya gönderdim. Ardından bir süre sonra polis aradı, ifade vermeye çağırdı. Bunun böyle bir işe yol açacağını bilseydim, paramı geri isterdim." ifadelerini kullandı.
Adı ByLock kullanan sanıklar listesinde olan Muammer Bilgen de suçlamaları kabul etmeyerek, "Üzerime kayıtlı iki adet telefon var. İkinci telefonumu kızım kullanmaktadır. Ben akıllı telefon kullanmıyorum. Kesinlikle ByLock kullanmadım. Benim FETÖ örgütüyle bir ilişkim yok." dedi.
Savunmaların ardından, söz verilen Hazine'nin avukatı ise sanıkların savunmalarını kabul etmediğini söyleyerek, "Bu kadar hayırseverlerse neden ABD'deki kuruluşlara yardım göndermişler? Türkiye'de yardım yapacak birçok kurum ve kuruluş var. Sanıkların cezalandırılmalarını talep ediyorum." dedi.
Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Ramiz Çağın, Nusret Salih Bayrak, Nail Karagöz, İsmail Okkalı, Kemal Yüzüak, Hasan Hüseyin Küçükbalcı, Halil İbrahim Azılı ve Tamer Efedayıoğlu'nu dosyadaki kayıtlara göre suç vasfının değişmesi ihtimali nazara alınarak, adli kontrol şartıyla yurt dışına çıkış yasağı konularak tahliye edilmelerini kararlaştırdı. Böylelikle davadaki tutuklu sanık sayısı 13'e indi.
- İddianame
Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçları Soruşturma Bürosu Cumhuriyet Savcısı Musa Yücel'in yürüttüğü soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede, sanıkların 2013-2014 yıllarında 601 bin 848 ABD dolarını Bank Asya üzerinden, yurt dışındaki "Gülenist" kuruluşlara transfer ettiklerine yer verildi.
MASAK'ın ihbarı üzerine başlatılan soruşturmada, The Respect Institute Inc. isimli kuruluşa 2013-2014 yıllarında Türkiye'deki 147 farklı kişinin 171 işlemde, 2 milyon 112 bin 332 ABD doları aktardığı kaydedilen iddianamede, FETÖ'nün toplanan paralarla ABD Kongre seçimlerindeki adaylara bağışta bulunduğu belirtildi.
Sanıkların, "silahlı terör örgütüne üye olma" ve "Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkındaki Kanun'a muhalefet" suçlarından cezalandırılması talep ediliyor.