'Büyümedeki sıçrama 17 Nisan'dan itibaren başlayacak'
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türkiye ekonomisinin 2016'da beklenenden çok daha iyi büyüdüğünü belirterek, "Toparlanma hızlı oldu ve Türkiye teknik olarak bir resesyona girmedi, bu çok önemli." dedi.
Şimşek, bir televizyon programında bugün açıklanan Türkiye ekonomisinin 2016 yılı büyüme verilerini değerlendirdi.
Türkiye ekonomisinin 2016'da beklenenden çok daha iyi büyüdüğünün altını çizen Şimşek, ülke ekonomisinin 2016'da çok büyük şoklarla karşı karşıya kaldığına, her şeyden önce hain bir darbe girişiminin olduğuna dikkati çekti.
Şimşek, geçmişte darbe girişimleri veya darbelerin olduğu dönemlerde ekonominin 3-5 yıl toparlanamadığını ifade ederek, "Dolayısıyla (2016'da) toparlanma son derece hızlı. Üçüncü çeyrekte eksi 1,3 ama hemen dördüncü çeyrekten itibaren hızla toparlanmış ve toparlanma çok geniş boyutlu. Hane halkının tüketimi ve devletin yatırım harcamalarında artış görüyoruz. Dolayısıyla toparlanma hızlı oldu ve Türkiye teknik olarak bir resesyona girmedi, bu çok önemli. Resesyona girmek için iki çeyrek üst üste daralma gereklidir. Bu aslında Türkiye ekonomisinin temellerinin ne kadar sağlam olduğunu ve hükümetimizin zamanında aldığı tedbirlerin etkisinin ne kadar güçlü olduğu, hızlı tepki verdiğini gösterir." diye konuştu.
Birinci çeyrekte de büyümenin devam ettiğini dile getiren Şimşek, "Esas büyümedeki sıçrama 17 Nisan'dan itibaren başlayacak, çünkü ister istemez bu referandum bir belirsizlik kaynağı olarak görülüyor. Kısmen bekle gör stratejisine giren yatırımcılar oluyor." ifadesini kullandı.
Şimşek, yatırım seferberliği noktasında aldıkları kararların çok önemli olduğunu, yatırımlarda ivmenin devam edeceğini belirtti.
Bu yılın ilk çeyreğinde verilerin, büyümenin ılımlı olacağını gösterdiğini ifade eden Şimşek, şöyle devam etti:
"2017 yılının ikinci çeyreğinin ortasından itibaren toparlanma hızlanır. Özellikle çok güçlü bir 'evet' çıkarsa önümüzü göreceğiz, öngörülebilirlik artacak. Yatırım seferberliği noktasında aldığımız tedbirler etkisini gösterecek. Vergi indirimleri zaten etkisini göstermeye başladı. İstihdam seferberliği de etkisini göstermeye başladı. Yılın başından bu yana 407 bin civarında yeni istihdam sağlanmış. Sadece o değil. Bu sene ihracat da bizim en büyük önceliğimiz. Küresel ticaretteki nispi yavaşlamaya rağmen biz bütçeden ihracata üç kat ilave destek veriyoruz. Dolayısıyla ihracat, yatırım ve istihdam seferberliği söz konusu. Cumhurbaşkanı'mızın liderliğindeki istihdam seferberliği sonuç vermeye başladı. Bütün bu konular ekonominin döngüsünü olumluya dönüştürecek. O nedenle ben inanıyorum ki güçlü bir 'evet' ile 17 Nisan'dan itibaren ilave reformlarla Türkiye tekrar kalıcı olarak yüksek büyüme patikasına girecek."
"İNANIYORUM Kİ TEKRAR BÜYÜME 4'ÜN ÜZERİNE, SONRA DA 5'İN ÜZERİNE ÇIKAR"
Şimşek, 2017'ye ilişkin büyüme tahminlerinin sorulması üzerine de yılın ilk 4 ayında referandumun ve diğer belirsizliklerin etkisi ile büyümenin bir miktar yumuşak gittiğini dile getirerek, "Güçlü bir 'evet', çok net bir şekilde önümüzü görmemizi sağlar. 2019'a kadar net olarak ilave reformlar yapılacak. Reformlar büyümeyi destekleyecek, beklentileri olumlu etkileyecek bu bir. İkincisi başlı başına bir belirsizlik ortadan kalkacak. Üçüncüsü anayasanın kendisi başlı başına çok güçlü bir reform çünkü anayasa değişikliği Türkiye'de yönetimde istikrarı kalıcı hale getirecek. Kesintisiz 5 yıl icraatın önünü açacak. Güçlü Meclis reform yapacak. Güçlü Meclis, tarafsız, bağımsız yargı, onun üstüne de kesintisiz 5 yıl icraat dönemleri Türkiye'yi gelişmekte olan ülkeler arasında güçlü bir hikayeye sahip olmasını sağlayacak. O nedenle ben inanıyorum ki tekrar büyüme 4'ün üzerine, ondan sonra da 5'in üzerine çıkar. "değerlendirmesinde bulundu.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, "Enflasyon yılın ikinci yarısından itibaren tekrar tek haneye düşer diye beklentimiz var." dedi.
Halkbank Uluslararası Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın ABD'de tutuklanmasıyla ilgili soru üzerine Şimşek, bunun zamanlaması ve içeriği itibarıyla manidar olduğunu söyledi.
Halkbank'ın ülke kanunları, BM Güvenlik Konseyi kararları, küresel anlamda normlara aykırı hiçbir işlem ve faaliyetinin olmadığını belirten Şimşek, banka yönetiminin bu konuda net olarak başından beri bütün normlara, ilkelere, kurallara özellikle de Güvenlik Konseyi kararlarına uyumlu bir şekilde komşu ülkeyle ticarete aracılık yaptığını söyledi. Şimşek, "Belli ki bu işin içinde 17-25 Aralık'ın aslında bir devamı diye bakılması gerekiyor. Belli ki o kaynaklardan besleniyor ve o çerçevede bu soruşturmalar yürütülüyor." dedi.
Hisse senetlerinin düşmesinin bankayı nasıl etkileyeceğine yönelik soru üzerine Şimşek, "Bankanın dışarıdan veya içeriden sermaye artırımı noktasında bir ihtiyacı olsaydı etkilerdi kısa vadede. Çünkü sermaye ihtiyacını karşılama noktasında sıkıntıya girerdi. Böyle bir şey yok." diye konuştu.
Şimşek, devletin güçlü bir şekilde bankanın hala en büyük hissedarı ve bankacılık sisteminin arkasında olduğunu vurguladı. Şimşek, "Bu Türkiye'nin önemli bir varlığıdır. Şu veya bu mülahazalarla, ABD'de tartışmalı olarak başlatılan bir davada, bankanın en az etkilenmesi için biz gerekeni yapacağız." ifadesini kullandı.