Sanık: Birileri başımı belaya sokmaya çalışıyor
Hatay'da, Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında, sözde "Hatay sıkıyönetim komutanı" olarak belirlenen dönemin 39. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Hasan Polat'ın da aralarında yer aldığı 39'u tutuklu, 3'ü tutuksuz, 2'si firari 44 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşması başladı.
Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, o dönem Hatay'da 39. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı, 121. Serinyol Er Eğitim Alayı ile Garnizon Komutanlığında görevli askerler, görevden ihraç edilen polisler ve muhtarın da aralarında bulunduğu tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları katıldı.
Tutuklu yargılanan sanıkların savunmaları, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kaydedildi.
Mahkeme Başkanı Ahmet Turan Oral, TSK'da yuvalanan terör örgütü mensuplarınca hazırlanarak kuvvet komutanlarına gönderilen "Sıkıyönetim Direktifi" adlı belgeyle sözde "Hatay sıkıyönetim komutanı" olarak adı geçen Polat'a isnat edilen suçlamayı okudu.
Söz verilen Polat, hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek, kendisine bağlı 55 ayrı yerde birlik, 250 zırhlı araç ve 7 bin civarında askerin bulunduğunu anlattı.
Darbeyle alakası olsa birçok birliği harekete geçirebilecek durumda bulunduğunu ancak böyle bir şeye teşebbüs etmediğini öne süren Polat, Hatay'da 4 yıldır görev yaptığını, bunun 2 senesinin Hudut Alay Komutanlığı, 2 senesinin de Mekanize Piyade Tugay Komutanlığında geçtiğini anlattı.
Hassas bir yerde görev yaptığını belirten Polat, devlet ve milletin aleyhine bugüne kadar kötü bir şey yapmadığını iddia etti.
Bugüne kadar zor yerlerde görev aldığına işaret eden Polat, "Bu örgütle alakam olsa niye zor yerlerde görev versinler? 8,5 aydır tutukluyum. Örgüt yöneticisi olsam önceden plan yapmam, görevlendirmede bulunmam, özel tedbir almam gerekirdi ama ben bir tane bile bu anlamda bir şey yapmadım." dedi.
- Darbecilerin tutuklanacaklar için depo tespiti yaptığı iddiası
Sanık Polat, darbe teşebbüsü günü biri sabah, diğeri de akşam saatlerinde iki devir teslim töreninin olduğunu anlatarak, şöyle devam etti:
"İlk öncelikle Serinyol Jandarma Er Eğitim Alay Komutanlığında saat 10.00'da tören vardı. Buraya katıldım, görevi devralan Albay M.Y. ile ilk defa orada karşılaştım. Daha öncesinden tanımam. Örgüt yöneticisi olarak onlara talimat verdiğimden bahsedilmiş. Ama M.Y. ile o gün tanıştım. Buradaki törenin ardından 18.00'deki Hudut Alay Komutanlığındaki törene kadar Hassa ilçesinde karakola denetime gittim. Darbe yapacak olsam, bundan haberim olsa niye uzak bir karakola gidip denetleme yapayım? Törenin ardından bir süre kameriyede oturduk. Daha sonra Hudut Alay Komutanlığı görevini devralan Albay N.E. sınırda kritik bir konu olduğunu belirterek ayrıldı. Ben de alaya geçtim. "
İddianamede "tutuklanacaklar için Alay Komutanlığında demir parmaklığı olan bir depo baktıkları" yönünde bir ifade olduğuna dikkati çeken Polat, "Darbeden haberim olsa, adliye, polis nezarethanelerini niye kullanmayayım? Kala kala o depoya mı kaldık? Bu iddia varsayımdır. Bu depoyu yeni görevi devralan ve henüz eşyaları gelmeyen Albay N.E'nin eşyalarını koyması için baktık." iddiasında bulundu.
- "Birileri başımı belaya sokmaya çalışıyor"
"Sıkıyönetim komutanı olarak ismimin neden yer aldığını anlamadım, birileri başımı belaya sokmaya çalışıyor." ifadesini kullanan Polat, şunları kaydetti:
"Örgüt yöneticisi olsam, plan yayıp görevlendirme yapardım. Birliklerime alarm verirdim. Ortalığı ayağa kaldırırdım, havaalanı ve limanların tutulması için direktif vermem gerekirdi. Ben bunların bir tanesini bile yapmadım. Sıkıyönetim direktifiyle ilgili tümen komutanını aradım, bilgi verdim. Darbeci olsam tümen komutanını niye arayayım? Kötü niyetim olsa onu dikkate almamam gerekmez miydi?"
İddianamede yer alan "zırhlı araç istemesiyle" ilgili Polat, "O gece Ahmet Tor Kışlası önünde vatandaşların toplandığı bilgisi geldi. Ben de 39. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığındaydım. Kalabalığın içerisinden geçebilirim, oraya gidebiliriz düşüncesiyle zırhlı araç istedim. Ancak yaklaşık yarım saat sonra da bu emri iptal ettim. Çünkü hem vatandaşlar dağılmaya başlamıştı hem de oraya zırhlı araçla gitmem vatandaşı daha çok tedirgin edebilir, yanlış bir şey olabilirdi." dedi.
Polat, "örgütün emniyetten sorumlu imamı firari sanık Ersan Özkan'ın kendisini aramasıyla" ilgili de bu kişiyi tanımadığını öne sürerek, "O gece bundan telefon geldi, 'emrimin olup olmadığını' sordu, kendisini tersleyerek telefonu kapattım." diye konuştu.
Kendisi ve personelinin darbe girişimiyle ilgisinin olmadığını, "Sıkıyönetim Direktifi" yazılı belgedeki emirlere uymadığını, isminin neden burada yer aldığına anlam veremediğini savunan Polat, FETÖ ile herhangi bağlantısının bulunmadığını iddia etti.
Duruşma, diğer sanıkların savunmalarının alınmasıyla devam ediyor.
İsmihan Özgüven