'Evde dursaydım vatanıma hainlik etmiş olurdum'

15 Temmuz gecesi kocasının hafriyat kamyonuyla halkı Taksim'e taşıyan Şerife Koç, "Evde dursaydım vatanıma hainlik etmiş olurdum" dedi

Kaynak : Habertürk
Haber Giriş : 12 Temmuz 2017 08:20, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Evde dursaydım vatanıma hainlik etmiş olurdum'

Hain darbe girişimi sırasında hafriyat kamyonuyla Taksim'e insan taşıyan Şerife Boz yaşadıklarını Gazete Habertürk'ten Kübra Par'a anlattı.

Türkiye sizi, 'kamyonla meydanlara insan taşıyan abla' olarak tanıyor. Hikayenizi merak ediyorum; nerelisiniz, İstanbul'a yolunuz ne zaman düştü?

Gümüşhaneli'yim. 4 çocuk annesiyim. Vatanını, milletini, bayrağını, ezanını çok seven bir Anadolu kadınıyım. İstanbul'a 7 yaşında geldim. Çocukluğumdan beri 4. Levent'te oturuyorum.

İstanbul'a göç hikayenizin arkasında ne var? Babanız ne iş yapıyordu?

Babam işadamıydı, hafriyatçıydı. Ocaklarımız, kamyonlarımız vardı.

Kamyon kullanmayı kaç yaşında öğrendiniz?

13 -14 yaşlarında öğrendim. Erkek kardeşlerim benden küçüktü, o yüzden babam ara sıra beni hafriyata götürürdü. Ehliyetim yok. Eşimle çok küçük yaşta evlendim. O da hafriyatçıydı. Kamyona yabancı değildim ama böyle olacağını tabii ki tahmin etmiyordum.

Daha önce kamyonla hiç yola çıkıyor muydunuz?

Hayır, kullanabiliyordum ama çıkmak aklıma gelmezdi. Hafriyata falan gitmezdim.

15 Temmuz gecesi ne yaşadınız?

O gece herkes gibi ben de televizyon izliyordum. Eşim dışarıdan gelmiş, namazını kılmış odasına geçmişti. Yanına gidip köprünün çok kalabalık olduğunu söyledim. "Askeri araçlar, tanklar falan var" dedim. O da gerçekten böyle olduğunu görünce ellerini dizine vurup evden gitti. Ben de çarşafımı sırtıma takar takmaz hiç düşünmeden çocuklarımı, torunlarımı alıp sokağa çıktım. Yol çok kalabalıktı. Sokağa çıktığımda ATM'lerin, fırınların önünde sıra vardı. Oradaki insanlara ağlayarak seslendim. O an, o kadar duygu yüklüydüm ki kendimde değildim.

Darbe olduğunu duyan insanlar genelde evlerinde saklanır, başlarına bir şey gelmesin diye sokağa çıkmazlar. Sizi sokağa çıkmaya iten neydi?

Vatan sevgisi. Ben vatan aşığı bir insanım. Vatanımı, milletimi, bayrağımı çok seviyorum. Hiç korkmadan cihada gittim. Orada ölebilirdik. Fırının önünde kuyrukta bekleyen insanlara, "Ekmeksiz yaşanır ama vatansız yaşanmaz. Ne olur ekmeği boş verin, parayı boş verin, kaç gün yiyeceksiniz?" diye seslendim. Ekmeği en fazla bir hafta yiyebiliriz. Cumhurbaşkanı'mızı çok seviyorum. Onun aşığıyım. Rabbim onu başımızdan eksik etmesin, ona hayırlı uzun ömürler versin, onu korusun. Onun çağrısına dayanamadım. O saatten sonra evde duramazdım. Mümkün değildi. Evde dursaydım vatanıma hainlik etmiş olurdum. Çünkü halkın seçmiş olduğu Cumhurbaşkanı'na o zulüm yapılmaz. Onu öldürmeye kalktılar. Bizim verdiğimiz paralarla, tankları götürdüler. TBMM'yi bombaladılar, insanları öldürdüler. Rabbim bir daha yaşatmasın.

'EŞİM 'SEN BU KAMYONU BURAYA KADAR NASIL GETİRDİN?' DEDİ'

Ya kamyonla Taksim'e insanları taşımanız?

15 Temmuz akşamı Boğaz Köprüsü'ne gittik. İkinci günü sabah namazını kıldıktan sonra eşime, "Kamyonla çıkalım" dedim. Eşim, "Hayır, yine aynı şekilde çıkarız" dedi. "O hainler durmaz, her taraf kan gölüne döndü, çok insan öldü. Bu akşam kamyonla çıkalım da bari darbeye karşı daha çok 'Dur' diyebilelim" dedim.

Kamyonu çekip tankı engellemeyi mi düşünüyordunuz?

Zor durumda kalsaydık onu da yapardım. Her şeyi göze alarak çıkmıştım.

Saat kaçta çıktınız?

Tam olarak hatırlamıyorum ama 9-10 civarıydı. Çocuklarımı, torunlarımı alarak sokağa indim. Eşimi aradım birkaç kez, cevap vermedi. "Ya Allah, Bismillah" diyerek karşı komşum Sema Tutar'ı da alıp gittim.

Sema Tutar ile fotoğrafınız bir sembol oldu. O başı açık bir kadın, siz çarşaflısınız. Aranızda daha önce politik farklılık var mıydı?

Her zaman samimiydik, birbirimizi çok sever, sayarız. 35 yıllık komşumdur.

Neden Taksim'e sürdünüz?

Taksim'in çok kalabalık olacağını düşündüm. Taksim'de toplanacaklarını söylediler, biraz da yakınımızdaydı.

Kamyonla yolculuk sırasında neler yaşandı?

Çoluk çocuk herkes destek oldu. Başımı arabadan çıkarıp, "Allahu Ekber" diye bağırınca herkes yanımıza geldi. O kadar kalabalık olduk ki kupa bile doldu. Sonra eşim de Taksim'e geldi. "Sen bu kamyonu buraya kadar nasıl getirdin?" dedi. (Gülüyor)

Size kızdı mı?

Kızmadı ama sürekli kornaya basıyordum, "Kornaya basma, havaları boşalır" dedi!

Asker karşınıza çıkıp kamyonu durdursaydı ne yapardınız?

O an çok hırçındım. Oraya gittiğimde kendimde değildim. Ne yapabilirdim, bilmiyorum. Askerleri, polisleri çok severdim ama o an askerlere çok kızgındım. Eğer ki insanları öldürdükleri anları görseydim dayanamazdım. "Vatanımızı, ülkemizi, milletimizi korusun" diye Allah'a çok dua ettim. Bunun olması, belki de bir yandan da iyi oldu. Hainler ortaya çıktı diye düşünüyorum.

Bu hainler dediğiniz Fethullahçılar yıllarca dindar kesimin içindeydi. Sizi de cemaate katmak için denemeleri olmuş muydu? Tanıdıklarınız var mıydı?

Evet, dergiler, ablalar, bacılar vardı. Karşı binamız bu insanlarla doluydu. Sürekli eşya gelir giderdi, gençler yaşardı. Eşim birkaç kez onları şikayet etti. "Neden karışıyorsun, yapma" derdim. Ama şimdi tamamen boşaldı, yerine yabancılar geldi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber