Sorun yardımcı doçentlikte değil!
Akademik dünyada sorun yardımcı doçentlik ara kadrosunda değil doçentlik değerlendirmesinde...
Cumhurbaşkanı Erdoğan dün yaptığı açıklamada, "Allah aşkına şu yardımcı doçentlik olayı nedir ya, bunu gözden geçirin. Dünyanın kaç yerinde var bunu da söyleyin. Pek görmüyorum. Bunu birileri birilerini oyalamak için yapmışlar. Bizim hocalara ihtiyacımız var" demişti.
Ancak akademik camiada esas sorun yardımcı doçenlikte değil, akademik terfilerde ve özellikle doçentlik değerlendirmesinde...
Dünyada, başta ABD olmak üzere Kanada, İsviçre, Finlandiya, Japonya ve Güney Kore gibi birçok ülkede yardımcı doçentlik var. Ki zaten yardımcı doçentlik sistemi, ABD sistemi esas alınarak Türkiye'ye uyarlandı.
Cumhurbaşkanı aslında öyle tahmin ediyoruz ki, doçentlikte yaşanan mağduriyetlere dikkat çekmek istedi.
Gerçekten de birçok akademisyen, merkezi yapılan doçentlik değerlendirmesinin bilimsel değil ideolojik olmasından dolayı mağdur durumda...
Esas çözülmesi gereken sorun bu ideolojik değerlendirmeler... Sadece bu ideolojik değerlendirmelerden dolayı bir çok akademisyen hakkını yargıda aramak durumunda kalıyor. YÖK, bu sorunları çözme konusunda etkin bir çözüm maalesef geliştiremedi bugüne kadar.
Daha adil ve denetime tabi bir doçentlik değerlendirme sisteminin kurulması halinde, akademik dünyada yaşanan sorunlar da azalmış olacak. Aksi halde bugün yardımcı doçentlerin doçentlikte yaşadıkları sorunları yarın asistan doktorlar yaşayacaktır.
Sayın Cumhurbaşkanının çağrısı vesileyle, yardımcı doçentlerin sorunlarının gündeme gelmesi oldukça önemlidir. Başta YÖK Başkanı Yekta Saraç olmak üzere ilgili yönetici ve akademisyenlere çağrımız, 1980 öncesi uygulamalara dönmek yerine, doçentlik unvanlarının verilmesinde gerçekten adil ve nesnel davranılmasıdır. Bu çerçevede, hakkı gasp edilen akademisyenler için hızlı ve etkin hak arama mekanizmaları kurulmalıdır.