Yardımcı doçentler YÖK'ten açıklama bekliyor

Hatırlanacağı üzere, 26 Temmuz 2017 tarihinde Külliye evsahipliğinde gerçekleştirilen İslam Ülkeleri Rektörleri Forumunda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN, "Allah aşkına şu yardımcı doçentlik olayı nedir ya, bunu gözden geçirin. Dünyanın kaç yerinde var bunu da söyleyin. Pek görmüyorum. Bunu birileri birilerini oyalamak için yapmışlar. Bizim hocalara ihtiyacımız var. En parlak beyinlerimizi Batılı eğitim kurumlarına kaptırıyoruz. Gençlerimiz giderek artan oranda Batı'ya yöneliyor." açıklaması akademik camiada bu kadronun durumuyla ilgili tartışmaları başlattı.

Bunun üstüne, YÖK Başkanı Prof. Dr. M.A Yekta SARAÇ hemen ertesi gün yaptığı açıklamada; "Sayın Cumhurbaşkanımızın bu husustaki açıklamasından sonra aynı gün, yani dün bir çalışma grubu oluşturulmasına karar verdik ve çalışmalarımıza hızlı bir şekilde başladık. Çok yakın bir süre içinde konuyu zamana yaymadan somut bir önerinin oluşacağını burada söylemek isterim. Buradaki öncelik yardımcı doçentlik mevcut sistemdekilere hiçbir şekilde olumsuz etkisinin olmaması, bu yönde atılacak adımın yükseköğretim sistemine yeni bir soluk getirmesi. Sayın Cumhurbaşkanımızın da zaten bu husustaki sözleri bu yeni bir heyecan yeni bir soluk getirilmesi yönünde çok olumlu bir yönlendirmedir." demiştir.

Bu açıklamalar çerçevesinde konuyu Memurlar.net olarak ele aldık ve sorunun esasen Yardımcı Doçentlikte olmadığını, dünyanın birçok büyük ülkesinde (ABD, Kanada, Japonya vb) yer alan bu kadronun bir ara unvan olduğunu, esas sorunun ülkemizde doçentlik sınavlarında uygulanan sözlü sınavdan kaynaklandığını 27 Temmuz 2017 tarihli yazımızda ifade etmiştik.

Aradan geçen iki aylık süre sonunda özellikle 26 Eylül 2017 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen 2017-2018 Yükseköğretim Akademik Yıl Açılış Töreninde Yardımcı Doçentlik kadrosu ile ilgili gerek YÖK Başkanının gerekse Sayın Cumhurbaşkanının herhangi bir açıklama yapmamaları, halen yükseköğretim sistemimizde 35 bin 350'nin üstünde olan Yardımcı Doçentlerin meraklı bekleyişini devam ettirmiştir.

Daha önceki yazımızda da ifade ettiğimiz gibi, esas sorunun Yardımcı Doçentlik kadrosunun olmadığı, bu kadroya geçtikten sonra Doçentlik sınavında uygulanan sözlü sınav saçmalığıdır.

Alanında yaptığı makale, proje, patent vb. bilimsel çalışmalarla birçok zorlu doçentlik kriterlerini sağlayarak eser aşamasında geçen adaylar, jüri üyelerinin keyfi ve ideolojik değerlendirmeleri sonucunda mağdur olmaktadırlar.

Ülkemizde Sayın Cumhurbaşkanının bahsettiği gibi "hoca sayısını" artırmak istiyorsak Yardımcı Doçentlik kadrosunda önce en başta DOÇENTLİK SÖZLÜ SINAVINI kaldırmalıyız !

Yavuz Selim KAPLAN