Ceza hukukunda olduğu gibi, disiplin hukukunda da lehe olan kanun uygulanır
Danıştay fiilin işlendiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan mevzuat ile daha sonra yürürlüğe giren mevzuat hükümleri farklı ise disiplin cezası ile cezalandırılacak olan kişilerin lehine olan mevzuat hükmünün dikkate alınması gerektiği yönünde karar verdi.
Danıştay 5. Dairesi'nin 29.06.2017 tarih ve E.2016/23101, K.2017/19371 sayılı kararı.
Danıştay fiilin işlendiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan mevzuat ile daha sonra yürürlüğe giren mevzuat hükümleri farklı ise disiplin cezası ile cezalandırılacak olan kişilerin lehine olan mevzuat hükmünün dikkate alınması gerektiği yönünde karar verdi.
Dava konusu olayda, disiplin suçu işlediği gerekçesiyle 4 ay kısa süreli durdurma cezası verilen davacının, öğrenim durumu itibariyle yükselebileceği kadronun son kademesinde bulunması nedeniyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125. maddesinin 5. fıkrası uygulanarak brüt aylığının 1/4 oranında kesilmesi yönünde işlem tesis edilmiştir. Bunun üzerine dava açılmış, dava devam ederken, "Amir ve üstlerine iletilmesi gereken bilgi ve buyrukları, zamanında iletmemek ya da olayları, olaylarla ilgili bilgileri amirlerinden ve resmen istenmesi halinde de görevli ve yetkili kişilerden gizlemek" fiili için öngörülen disiplin cezası 4 ay kısa süreli durdurma cezasından, 11 gün ila 15 gün arasında aylıktan kesme cezasına düşürülmüştür. Böylece davacı lehine bir değişiklik yapılmıştır. Danıştay, İdari işlem niteliğindeki disiplin cezasının tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan mevzuata göre yargısal denetiminin yapılması gerekmekte ise de, lehe olan normun uygulanması ilkesinin disiplin cezaları yönünden de geçerli olduğunun kabulü gerektiğine karar verdi. Danıştay, fiilin işlendiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan mevzuat ile daha sonra yürürlüğe giren mevzuat hükümleri farklı ise disiplin cezası ile cezalandırılacak olan kişilerin lehine olan mevzuat hükmünün dikkate alınması gerektiğine hükmetmiştir.
MAHKEME KARARI
DANIŞTAY BEŞİNCİ DAİRE,
E. 2016/23101, K. 2017/19371, T. 29.06.2017
İstemin Özeti : Sakarya 1. İdare Mahkemesinin 29.5.2015 tarih ve E:2014/954, K:2015/586 sayılı kararının, dilekçede yazılı nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Danıştay Tetkik Hakiminin Düşüncesi : İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince gereği görüşüldü:
Dava, Emniyet Müdürlüğü emrinde İl Emniyet Müdür Yardımcısı olarak görev yapan davacının, Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğünün 6/A-5. maddesi uyarınca 4 ay kısa süreli durdurma cezası ile cezalandırılması gerekmekte ise de, öğrenim durumu itibariyle yükselebileceği kadronun son kademesinde bulunması nedeniyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125. maddesinin 5. fıkrası uygulanarak brüt aylığının 1/4 oranında kesilmesine ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğünün 21.7.2014 tarih ve 243 sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
Sakarya 1. İdare Mahkemesinin 29.5.2015 tarih ve E:2014/954, K:2015/586 sayılı kararıyla; disiplin suçunu oluşturan eylemlerin sübut bulduğu, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Davacı, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte olan Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 6. maddesinin 1. fıkrasının A bendinin 5. alt bendine göre "Amir ve üstlerine iletilmesi gereken bilgi ve buyrukları, zamanında iletmemek ya da olayları, olaylarla ilgili bilgileri amirlerinden ve resmen istenmesi halinde de görevli ve yetkili kişilerden gizlemek" eylemi 4 ay kısa süreli durdurma cezasını gerektirmektedir.
23.1.2017 tarih ve 29957 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren ve emniyet teşkilatı mensuplarına ilişkin disiplin kurallarını yeniden düzenleyen 682 sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 8. maddesinin 3. fıkrasının (c) bendinin 3. alt bendine göre ise; "Amir ve üstlerine iletilmesi gereken olay, bilgi ve emirleri zamanında iletmemek" fiili 11 ila 15 günlüğe kadar aylıktan kesme disiplin cezasını gerektirmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, Emniyet Müdürlüğü emrinde Hukuk İşleri ve Soruşturma Şube Müdürlüğünden sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcısı olarak görev yapan davacının, 'nın Sakarya İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü görevinden alınarak Personel Şube Müdürlüğü emrine atanmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açtığı davayı, Sakarya Valiliği İmza Yetkileri Yönergesine aykırı davranarak İl Emniyet Müdürüne bildirmediğinden bahisle hakkında yürütülen disiplin soruşturması neticesinde "Amir ve üstlerine iletilmesi gereken bilgi ve buyrukları zamanında iletmemek" disiplin suçunu işlediği gerekçesiyle 4 ay kısa süreli durdurma cezası verildiği, ancak davacının öğrenim durumu itibariyle yükselebileceği kadronun son kademesinde bulunması nedeniyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125. maddesinin 5. fıkrası uygulanarak brüt aylığının 1/4 oranında kesilmesi üzerine temyizen incelenmekte olan davanın açıldığı, dava devam ederken, "Amir ve üstlerine iletilmesi gereken bilgi ve buyrukları, zamanında iletmemek ya da olayları, olaylarla ilgili bilgileri amirlerinden ve resmen istenmesi halinde de görevli ve yetkili kişilerden gizlemek" fiili için öngörülen disiplin cezasının 4 ay kısa süreli durdurma cezasından 11 gün ila 15 gün arasında aylıktan kesme cezasına düşürüldüğü, böylece davacı lehine bir değişiklik yapıldığı anlaşılmaktadır.
Dava devam ederken, davacının fiiline uygulanacak disiplin cezasına ilişkin mevzuatta değişiklik olması nedeniyle uyuşmazlığın çözülebilmesi için öncelikle davacının işlediği fiile hangi mevzuat hükmünün uygulanması gerektiği hususunun karara bağlanması gerekmektedir.
Ceza hukuku kökenli bir ilke olan ancak zaman içinde hukukun tüm dallarında geçerli bir ilke olarak benimsenen lehe olan hükmün uygulanması ilkesi; işlendiği zamanın hukuki normları uyarınca suç sayılan bir fiilin sonradan yürürlüğe giren bir düzenleme ile suç olmaktan çıkarılmış bulunması veya sonradan yürürlüğe giren düzenleme, suçun işlendiği zaman mevcut olan düzenlemeye göre suçlunun lehine sonuçlar doğurması durumunda, failin lehine olan sonraki normun daha önce işlenmiş olan fiillere uygulanmasını öngörmektedir.
İdare hukuku alanında, kural olarak idari işlemlerin yargısal denetimi tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan mevzuata göre yapılmaktadır. İdari işlem niteliğindeki disiplin cezasının da tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan mevzuata göre yargısal denetiminin yapılması gerekmekte ise de, lehe olan normun uygulanması ilkesinin disiplin cezaları yönünden de geçerli olduğunun kabulü gerekmektedir. Dolayısıyla, fiilin işlendiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan mevzuat ile daha sonra yürürlüğe giren mevzuat hükümleri farklı ise disiplin cezası ile cezalandırılacak olan kişilerin lehine olan mevzuat hükmü dikkate alınmalıdır. Ancak lehe hükmün uygulanması amacıyla verilecek bir iptal kararının lehe olan hükme uygun olarak yeni bir disiplin cezası verilmesine engel olmayacağı da tabiidir.
Bu durumda, davacının üzerine atılı "Amir ve üstlerine iletilmesi gereken bilgi ve buyrukları, zamanında iletmemek ya da olayları, olaylarla ilgili bilgileri amirlerinden ve resmen istenmesi halinde de görevli ve yetkili kişilerden gizlemek" fiilini işlediğinin sabit olduğu görülmekte ise de; Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 6/A-5. maddesinde düzenlenen disiplin cezası, 682 sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 8. maddesinin 3. fıkrasının (c) bendinin 3. alt bendinde düzenlenen disiplin cezası ile karşılaştırıldığında lehe bir düzenlemenin getirildiği görüldüğünden, davacı lehine olan hükümler değerlendirilerek İdare Mahkemesince yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle Sakarya 1. İdare Mahkemesinin 29.5.2015 tarih ve E:2014/954, K:2015/586 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun geçici 8. maddesi gereğince uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca BOZULMASINA, yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 29.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.