Çankaya üzerine ihtimaller

Kaynak : Zaman
Haber Giriş : 18 Nisan 2007 14:48, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Today's Zaman'da yer alan Genel Yayın Yönetmeni Bülent Keneş'in yazısıdır...

Aylardır suni ama büyük bir gerilim içerisinde beklediğimiz cumhurbaşkanlığı seçimi süreci nihayet resmen pazartesi günü başladı. Sürecin başlaması öncesinde bu konuda sözü olan herkes eteğindeki taşları dökme şansı buldu, bir anlamda rahatladı.

Katı laikçi kesimin sürece anti-demokratik bir müdahale için umut bağladığı ordu adına konuşan Genelkurmay Başkanı Perşembe günü yaptığı konuşmada özenle bu kesimin beklentilerine cevap verir bir üsluptan kaçındı. Ama laikçiler, beklentilerini karşılayan üslubu Cuma günü Harp Akademileri'nde genç subay adaylarına konuşan Cumhurbaşkanı Sezer'in arkaik bir model öngören, küreselleşmeye ve dünyaya açılıma meydan okuyan agresif ve 3. dünyacı hitabında fazlasıyla buldular.

Mevcut Meclis'in cumhurbaşkanı seçiminin hukuki zemini konusunda da söylenmedik neredeyse söz kalmadı. Son olarak da aylarca süren hazırlıklardan sonra Ankara sokaklarını dolduran 300 bin civarındaki gayri-memnunlar koalisyonu da diyeceklerini dedi. Yani söylenecek hiçbirşey kalmadı artık.

Bu noktada söylenenleri bir kenara bırakıp olabilecekler üzerine kafa yormanın daha faydalı olacağı kanaatindeyim. Bu yüzden benim ihtimaller skalamda yer alanları sizlerle paylaşmak istiyorum:

1- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan adaylığını açıklayacak ve Cumhurbaşkanı olacaktır: Mantık ilk başlarda Erdoğan'ın başbakanlıkta kalmasını dayatsa da, muhalif kesimlerin hırçın üslubu Erdoğan'a destek veren geniş kitlelerin mantıklarını askıya alarak hislerine boyun eğmelerine yol açmıştır. Geniş halk kitleleriyle en yakın temastaki lider olan Erdoğan, bu hissiyatın son derece farkındadır. Geniş kitleler, dayatmalar karşısında Erdoğan'ın artık Çankaya'ya çıkmasından başka seçeneğinin kalmadığını düşünmektedir. Halk artık demokratik normalleşme için korkuların üzerine gitmenin zamanının geldiğini savunmaktadır. Bu noktada Çankaya'ya çıkmaması halinde Erdoğan'ın siyasal karizmasının asla eskisi gibi olamayacağı genel kanaattir. Erdoğan da bu gerçeği bilmektedir ve bu gerçeğin gereğine göre hareket edecektir. Yani Köşk'e çıkacaktır.

2- Cumhurbaşkanı'nı bu meclis seçecektir ve herhangi bir kriz olmayacaktır: Birinci ve ikinci turlarda cumhurbaşkanı seçmeye yeterli sandalye sayısını Meclis'in toplanması için asgari sandalye olarak yorumlayan muhalefetin 367 kozu koftur. Her halükarda işe yaramayacaktır. Öncelikle anayasal olarak toplanma yeter sayısı 184'tür. Buna rağmen, kendilerini inkar anlamına gelen anti-demokratik çabaların arkasında asla yer almayacak DYP ve ANAVATAN da seçimlere katılacaktır. Bu durumda, 354 sandalyeli AK Parti, 20 sandalyeli ANAVATAN ve 4 sandalyeli DYP'nin toplam sandalyeleri 367'nin hayli üzerine çıkarak, 378'i bulacaktır. Sağ seçmen DYP ve ANAVATAN'ın AK Parti'nin cumhurbaşkanı adayını desteklememesine ses çıkarmaz, ama sol-laikçi söylemin peşine takılarak seçimler sırasında Meclis'te olmamasını asla affetmez. Bunu da en iyi DYP ve ANAVATAN liderleri bilir.

3- 367 sağlanamazsa bile bu iş Anayasa Mahkemesi'ne taşınamaz, taşınsa dahi sonuç çıkmaz: Ana muhalefetin 367 olmaza Anayasa Mahkemesi'ne gideriz iddiası tam bir blöftür. Anayasal dayanaktan yoksundur. Buna rağmen gitse bile bir sonuç çıkmayacağını CHP de çok iyi bilir. Çünkü, şayet Anayasa Mahkemesine bu yönde bir itiraz gider ve mahkeme bunu haklı bulup o yönde karar verirse, asıl rejim krizi o zaman patlak verir. Böyle bir karar sonraki seçimler için de bağlayıcı olur. Türkiye'de bir daha cumhurbaşkanı seçmek mümkün olamaz. Sistem tıkanır. Yani CHP'nin 367'yi bulamayan Meclis'in, Anayasa Mahkemesi kararı aracılığıyla cumhurbaşkanı seçemediği için fesh edilmesine ve seçime gidilmesine dayalı bu formülü boştur. Ülkeyi kaosa sürükleyecek ve geleceğine ipotek koyacak böyle gayri hukuki bir oyuna ne CHP cesaret edebilir, ne de Anayasa Mahkemesi buna alet olur. Bu sadece bir siyasal blöftür ve bu blöfe pabuç bırakılmayacaktır.

4- En kötü senaryo: Blöf bile olsa 3. seçenek gerçekleşirse seçim kaçınılmaz olur. En kısa zamanda seçimlere gidilir. Başarılı icraatlarına rağmen mağdur edilen AK Parti büyük sempati kazanır. 364 sandalyeyle bıraktığı Meclis'e daha güçlü döner. Yeterli çoğunlukla Cumhurbaşkanını seçer. Bunun böyle olacağını tahmin edemeyen siyasi liderlerin siyaset mesleğinden derhal ayrılmaları gerekir. Ancak sebep olacakları hukuki garebet daha sonraki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ülkenin başına bela olur.

5- Erdoğan Köşke çıkarsa AK Parti daha da güçlenir: Sanılanın aksine Erdoğan köşke çıkarsa AK Parti zayıflamaz. Tam tersine güçlenir. Tandoğan Meydanı'ndaki kalabalığı "Halk AK Parti'ye karşı" şeklinde yorumlayanlar yanılmaktadır. Tandoğan'da toplananlar AK Parti'ye karşı olsalar da miting sonrasında gittikleri siyasi adresler farklı farklıdır. Homojen olmayan bir gayrimemnunlar koalisyonundan siyasal bir sonuç çıkmaz. Meydanlarda kalabalık yarıştırmaya gelince, demokrat damar gerekirse bir-iki günde 5 milyon kişiyi Ankara meydanlarında toplar. Bu potansiyel vardır ve yekvücut demoktik tavrın arkasındadır.

6- Erdoğan'ın Köşk'e çıkmama ihtimali hala vardır: Bu tabii büyük bir sürpriz olur. Bu sürprize karar verecek yegane kişi de Erdoğan'ın kendisidir. AK Parti bundan bir miktar zarar görür. Ancak Türkiye'nin bundan sonra yaşayacağı siyasi serüven çok fazla değişmez. Türkiye gerçek laiklik ve gerçek demokrasi yolunda yolculuğuna hızlanarak devam eder.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber