Müsteşar Tekin'in yok dediği çalışmada, Milli Eğitim Bakanı, 5 bin ücretli öğretmen atayacağız dedi

Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarının yok böyle bir çalışma dediği konuda, Bakan Yılmaz 5 bin ücretli öğretmen atayacaklarını duyurdu.

27 Kasım'da Bakan İsmet Yılmaz, TRT Haber'e konuk olmuş ve 5 yıl boyunca ek ders ücreti karşılığında çalışan adaylar KPSS puanı yetmezse dahi mülakata alınacak, demişti. Tıklayınız.

Bu konu, 8 Ocak 2018'de Akşam gazetesi muhabiri tarafından Müsteşar Yusuf Tekin'e sorulmuştu. Müsteşar Tekin ise tam olarak şunları söylemişti:

"Bu sosyal medyada dile getirilen bir şey bizim böyle bir çalışmamız yok ama şunu kabul etmek lazım tecrübeli insanları istihdam etmek daha sağlıklı sonuçlar doğuruyor. Uzun yıllar bizimle sözleşmeli olarak çalışan arkadaşlarımızın bir şekilde ödüllendirilmesi düşünülebilir ama şu anda bizim böyle bir çalışmamız yok."

Bu gelişmeler olurken, 13 Ocak 2018'de Milli Eğitim Bakanlığı görevde yükselme yönetmeliğini değiştirmiş ve bu değişiklik sırasısında Müsteşarın görevde yükselme sözlü sınav komisyonlarındaki yetkileri kaldırılmıştı. Müsteşar Tekin, ilk kez memurlar.net'te yer alan bu tespit için sosyal medya hesabından "Müsteşar yrd .nın Müsteşara;Daire Bşk.nın Genel Müdüre bağlı olarak çalıştığını bilmeyenler için yönetmelik hazırlamış ve Genel Md ve Müsteşarın yetkilerini(!) devretmiş(!)Alacağınız olsun arkadaşlar(!)..." güya esprili bir şekilde olaya yaklaşan bir tweti alıntılayarak, sanki hiçbir şey yokmuş gibi davranmıştı. Ayrıntılar için tıklayınız.

Bakan Yılmaz, bugün Bakanlıkta yaşanan kavganın boyutlarını bir ileri aşamaya taşıdı. Müsteşarın yok dediği çalışma için, Bakan Yılmaz, Şubat ayında, 20 bine ilave olarak 5 bine yakın ücretli öğretmeni, puanları yetmezse mülakata alacağız, bunun için yasal düzenleme yapılması gerekiyor, dedi.

Türkiye, Bakanlık içi bir kavgaya ilk defa bu derece medya üzerinden üstü örtülü olarak şahit oluyor.

Memurlar.net olarak bu kavgada her iki aktörü de hatalı görüyoruz. Çünkü günahları çok... Her ikisinin de kul hakkı yememek gibi bir kaygısı olmadı. Bir Müslüman şahsiyet olarak, binlerce insanın hakkını yediler. Son bir kaç yılda yaptıkları ortada.

Bu nedenle, her ikisinin de bir an önce görevden alınması ve uyumlu çalışabilecek, eğitimde pedagojik düşünen, "bizden olanların" değil kariyer ve liyakat ilkelerine uygun olarak ehil olan kişilerin kamu görevlerine atanmasını düşünenlerin bu makamlara gelmesini temenni ediyoruz.