JP Morgan'ın anketinden AKP çıktı
Dünyanın en önemli yatırım bankalarından JP Morgan'ın dün açıklanan raporunda Türkiye seçimleri konusundaki öngörüler ve sağ-sol birleşmelerine yer verdi..
JP MORGAN'IN raporundan satırbaşları: ?Son anketlere göre DYP'nin destek oranı yüzde 12, ANAVATAN'ın yüzde 3 dolayında. İki partinin birleşmesiyle doğacak DP (Demokrat Parti) yüzde 15-17'ye ulaşabilir. CHP-DSP ittifakı ise yüzde 15-17 oy alabilir.?
En çok MHP etkilenecek
?SON ittifaklar nedeniyle MHP yüzde 10'luk barajın altında kalabilir. Bu gelişmeler AKP'yi olumlu ya da olumsuz etkilemeyecek. AKP yüzde 30 oy alabilir. Bu, 550 üyeli parlamentoda AKP'nin 280-300 sandalyeyle yine tek başına iktidar olması demek.?
Yabancı yatırımcıların hisse senedi ve tahvil piyasasında 87 milyar doları var. 22 Temmuz'un sonucunu bizden daha çok merak ediyorlar
Türk finans dünyasında deyim yerindeyse yabancının borusu ötüyor. Hisse senedi ve tahvil piyasasında yabancı yatırımcıların tam 87 milyar dolarlık riski bulunuyor. Bu kadar büyük pozisyonu taşımakta ve Türkiye'den çıkmakta zorlanan yabancılar dolayısıyla 22 Temmuz sonuçlarını da herkesten çok merak ediyor. Yabancı yatırım bankalarının seçim anketleri birbirini kovalıyor. Son anket JP Morgan'dan geldi.
Türkiye gergin bir seçim sürecine girince yabancı yatırım bankaları da 22 Temmuz'dan sonra ortaya çıkabilecek senaryolar üzerinde plan değişikliklerini gündemlerine aldılar.
Pek çok yatırım bankası ardarda seçim anketleri yayınlamaya ve bunu başta Londra ve New York olmak üzere uluslararası finans merkezlerine rapor etmeye başladı. Önceki gün açıklanan Merrill Lynch'in anketinden sonra dün de dünyanın en önemli yatırım bankalarından JP Morgan Chase, Türkiye'yi hedef alan, Türkiye'de yatırımları bulunan uluslararası yatırımcılara yönelik bir seçim raporu yayınladı. JP Morgan Chase'in raporunun Merrill Lynch'in raporuna göre daha güncel olduğu da dikkati çekti. Zira önceki gün yayınlanan Merrill Lynch anketi 1 Mayıs 2007'den önce hazırlandığı için gerek sağda gerekse soldaki birleşme ve ittifakları dikkate almamıştı. Merrill Lynch raporunda DYP ve ANAP seçime ayrı ayrı girecekmiş gibi değerlendirilmişti.
Dün çıkan JP Morgan raporunda ise Türkiye seçimleri konusundaki öngörüler, sağ-sol birleşmelerine ve bunun parlamentoya olan yansımalarına yer verildi. İşte JP Morgan raporundan başlıklar:
* AKP aleyhinde yapılan son gösteriler ve oluşan halk baskısı merkez sağ ve merkez solda seçim ittifakı ve çok uzun süredir beklenen birleşme hareketlerini hızlandırdı.
* Bu nedenle seçim sonuçlarını tahmin etmek çok daha zorlaştı. Hâlâ AKP'nin parlamentodaki salt çoğunluğunu koruyabileceği görüşünde olsak da üstünlüklerinin daha açık bir meydan okuma ile karşı karşıya olduğu da görülüyor.
* ANAP ve DYP, Demokrat Parti (DP) adı altında birleşme kararı aldılar. Birleşme kararı onlarca yıl süren başarısız merkez sağ birleşme denemesinin ardından gerçekleşti.
* DP, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk dönemlerinde kurulan ve askeri darbe ile yıkılan merkez sağ partisinin adıydı. Bu nedenle DP adı özellikle yaşlı seçmenleri cezbedebilir. Son anketlere göre DYP'nin destek oranı yüzde 12, ANAP'ınki ise yüzde 3 dolayında seyrediyor. Yani yeni kurulan partinin oy potansiyeli yüzde 15-17 arasında olacak.
Mali disipline dikkat
* Buna ek olarak, iki merkez sol parti CHP ve DSP de ittifak kuruyor. Buna göre DSP seçimlere katılmayacak ve 20-50 arasında DSP adayı CHP listelerine girecek. Biz bu yeni ittifakın yüzde 15-17 dolayında oy almasını bekliyoruz.
* Aşırı milliyetçi MHP, yeni politik ortamda en büyük kaybeden konumunda görülüyor. Yüzde 10 barajının altında kalma tehlikeleri var.
* Bizim görüşümüze göre son dönemdeki gelişmeler AKP'yi ne iyi ne de kötü etkileyecek. Yani değişim nötr olacak. Bir tarafta AKP'ye haksızlık yapıldığına yönelik algı, diğer tarafta ise AKP'nin kendi adayını cumhurbaşkanı seçtirememesi nedeniyle partinin zarar gören imajı var.
* Kısacası biz AKP'nin hâlâ yüzde 30 dolayında oy alabileceğini düşünüyoruz. Bu da 550 üyeli parlamentoda 280-300 sandalye alması anlamına geliyor.
* Yani AKP parlamentodaki salt çoğunluğunu koruyabilecek. Ancak seçim öncesi dönem artık daha büyük önem kazandı. Bu durum, hükümet harcamalarında önümüzdeki birkaç ay için gevşemeler görülme olasılığını yükseltiyor.