Adaylar kadrolaşma tartışması başlattı
Bürokrasinin yaklaşan seçimler nedeniyle istifa ederek genellikle iktidar partisi AKP'den milletvekili adayı olmak istemesi devlette kodrolaşma tartışmalarını yeniden başlattı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Partimize bildiğiniz gibi öyle çok yoğun bir bürokrat istifasına ve aday olmalarına biz yol vermedik" derken, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "Başbakanlık Müsteşarı, AKP'den aday. Zihniyet, anlayış ortada, paralellik ortada, onun düşünceleri ortada, ekleyecek bir şey yok" ifadesini kullandı.
Bürokrasiye yol vermedik
Erdoğan, dün AKP Genel Merkezi'nde gelişinde gazetecilerin, "bürokrasiden de yoğun istifalar oldu, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Partimize bildiğiniz gibi öyle çok yoğun bir bürokrat istifasına ve aday olmalarına biz yol vermedik. Daha çok bunların şu anda bulundukları yerde görevlerini sürdürmelerini istedik. İstifalarına imkan verdiğimiz bürokratlar da bizim inşallah gelecekteki iktidarımızda kendilerinden parlamentoda istifade etmeyi düşündüğümüz arkadaşlarımız. Bunun dışında pek böyle bir yol açmış değiliz. Diğer siyasi partilere de bürokrasiden istifa edip katılanları şöyle bir incelerseniz, o zaman oran itibarıyla da neye isabet ettiğini gayet güzel göreceksiniz."
Zihniyet anlayış ortada
Baykal ise, dün CHP Parti Meclisi toplantısı öncesinde gazetecilerin, Ömer Dinçer'in milletvekili adayı olmak üzere Başbakanlık Müsteşarlığı'ndan istifasıyla ilgili sorusu üzerine, bürokraside ortaya çıkan adayların, AKP'nin kadrolaşma politikasının yansıması olduğunu kaydetti. Baykal, "Başbakanlık Müsteşarı, AKP'den aday. Zihniyet, anlayış ortada, paralellik ortada, onun düşünceleri ortada, ekleyecek bir şey yok" demekle yetindi.
TMSF gazeteye, TV'ye el koymuş
Anayasa'nın, seçimlere giderken kritik 3 bakanlık olan İçişleri, Adalet ve Ulaştırma bakanlıklarının bağımsız bakanların elinde olmasını öngördüğünü anımsatan Baykal, bunun seçimi adaletli hale getirme amacını taşıdığını vurguladı. Baykal, şöyle dedi:
"Ama ne görüyoruz, bakanlar ayrılıyor, yerine müsteşar geliyor. O müsteşarı oraya getiren, bakan. Zaten bakan, müsteşar hep birlikte davranmışlar. Bunlar çok yapay, göstermelik düzenlemeler. Gerçekten seçime giderken bağımsızlığı, tarafsızlığı güvence altına almaya ihtiyaç var. Ama bunu, sadece bu üç bakanlığa bakarak sağlamak mümkün değil. Ortada sözde özerk kuruluşlar var. Bir TMSF var. Türkiye'nin çok önemli bir gazetesine, televizyonuna el koymuş, istediği gibi yönlendirecek, sonra Adalet, Ulaştırma bakanlıklarında bakanı indirip yerine müsteşarı getirerek, 'seçimi daha bağımsız bir seçim haline getirdik' diye kendimizi inandıracağız. Bunlar yanlış şeyler."