Öp paşanın elini, al vekilliği
şamil tayyar
Radikal muhabiri Timur Soykan, İstanbul'da aday kılığında parti teşkilatlarını dolaşmış. Gözlemleri, dün gazetesinin manşetindeydi. Kendisine küçük bir tavsiyem var. Ankara'da dolaşmaya karar verirse, DYP Genel Merkezi'ne de uğrasın. Hadi, bir iyilik daha yapayım; Hiç öyle katları dolaşmasın, doğru DYP liderinin Başdanışmanı Namık Kemal Bingöl'ün makamına gitsin.
Tecrübeyle sabittir. Ben de gözlemlerimi aktarayım da memlekete hizmet olsun. Bingöl, 68 yaşında. Akademik unvanı, Profesör. Aynı zamanda emekli paşa. Uzun boylu, ilerleyen yaşına rağmen dinç ve saçları simsiyah.
Emekli askerlerin, demokratik sisteme entegrasyonu açısından aktif siyasetin içinde yer almalarını her zaman arzu etmişimdir. Ama sivil yaşam, her zaman emir komuta zinciri içinde cereyan etmediğinden bazı güçlüklerle karşılaşmaları doğaldır. Tabi bu arada parti üyelerinin de sabırlı olmaları gerekir. Ne demişler, sabırla koruk üzüm olur.
Bingöl'ün makam odası, seçim döneminde yatır gibi. Genel başkana ulaşamayan adayların çoğu, Bingöl'in yanına giderek desarj oluyor. Kapıdan içeri girdiğiniz zaman hemen ayağa kalkıp elini yüksek perdeden uzatıyor. Öyle ki, elini öpmek zorunda kalıyorsunuz. Zaten o anda adayların tüm karizması çiziliyor.
Arkasından sınav başlıyor: ?Evladım sen ne işle meşgulsün?' ?Jinekologum efendim' diyen kadın adaya, Bingöl'ün yanıtı: ?Milletvekili olup ne yapacaksın? Git çocuklarına bak.' Sırada aday olan bir avukat kadın var: ?Adın ne senin?' ?Nevcihan' cevabı karşısında Bingöl'ün tavsiyesi: ?Siyaset çok zor bir iş.'
Bingöl'ün gözü bu kez başka adayda: ?Az önce konuştuğum adayın ismini neydi?' Cevap: ?Bilmiyorum efendim.' O an tepesi attı: ?Senden milletvekili olmaz. 3 dakika önce yanında oturan adayın ismini unutuyorsan, seçmenlerin ismini nasıl ezberleyeceksin?'
Sınav faslı, fırçaya dönüşmeye başlayınca bir aday izin alıp ayrılmak istedi: ?Sayın albayım...' Bingöl'ün ona da söyleyecekleri vardı: ?Bir dakika. Ben albay değilim, paşayım paşa...'
O esnada odadaki tüm adayları telaş sardı. Bir aday, yanındakine mırıldanmaya başladı: ?Benim coğrafyam iyidir, bana ırmakları sorar mı?'
Memed Memed, sana ulaşamıyorum
DYP'de Genel Başkan Ağar'ın Namık Kemal Bingöl'e büyük önem verdiği bilinir. Dostlukları, daha çok ağabey-kardeş ilişkisi gibidir. Bundan mıdır bilmem, partililer şikayetlerini Ağar'a iletemiyormuş.
Hal böyle olunca, Bingöl hakkında epeyi şehir efsanesi üretilmiş. Bingöl, bir gün Ağar'a çok acil ulaşmak istemiş ama irtibat kuramamış. O sıralarda Ağar'ın yoğun yurt turu varmış. İlden ile dolaşıyormuş.
Bingöl, bir gün Ağar'ın Kocatepe'de cenaze törenine katılacağını öğrenince doğru cami avlusuna koşmuş. Ağar'ı görür görmez, sağ işaret parmağını sallayarak sitem etmiş: ?Memed Memed bana bak. Beni başdanışman yaptın, ama başdanışman olarak sana 10 gündür ulaşamıyorum.'
İddia o ki, Ağar, cevap vermemiş, sarılıp teselli etmiş.
MHP, Çitlioğlu'nu listeye koyacak mı?
MHP, en fazla aday başvurusunun yapıldığı partilerden biri. Aday listesi tamamen genel merkez tarafından şekillendirilecek. Bir nevi aday listesi, Bahçeli'nin ilk kez böylesine güçlü bir şekilde damgasını vuracağı liste olacak.
Basına yansıyan haberlere göre; Bahçeli, tüm başvuruları tek tek gözden geçiriyormuş. İbrahim Şahin gibi Susurluk sanığı aday adaylarını şimdiden elemiş. Yerinde ve doğru bir karar. Açıkçası Bahçeli, genel başkan olduktan sonra MHP tarlasını sürmek isteyenlere karşı çok önemli mücadele vermiş, parti girişindeki x-ray cihazını çok iyi işletmiştir.
Dikkatli olmaları gereken önemli bir husus daha var. Görüyorum ki, derin devletle bağlantılı, ulusalcı örgütlenmenin bazı fikir babaları da MHP kapısında. Kaleyi içeriden kuşatmak istiyorlar.
Neyse, konumuz bu değil. Laf lafı açarmış. Aklıma MHP'den başvuran ünlü adaylar geldi. Yukarıda anlattıklarımla hiçbir ilgisi yoktur. Listeye şöyle bir göz geçirdim. Bir isim dikkatimi çekti: Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Ercan Çitlioğlu.
Bahçeli'nin yerinde olsam, bu adayın önüne çit çekerdim.
Kahveci mirası
Doç. Dr. Niyazi Kahveci, merhum Adnan Kahveci'nin yakın akrabası. Uzun yıllar Diyanet'te çalıştı. Bir dönem Kahveci ile birlikte ortak siyasi projeler üzerinde kafa yordular. Bu yönleriyle, hem din hem siyaset alanını bilen az sayıda bilim adamından biridir. Merhumdan da sürekli, ?Siyaset hocam ve numune-i imtisalim' diye söz eder.
Şimdi DP'den milletvekili adayı. Dindarlık, muhafazakarlık, milliyetçilik, laiklik, demokrasi ve çağdaşlık gibi güzel hasletlerin hepsini kendisinde toplayan bir siyasal bileşkeye ihtiyaç olduğunu düşünüyor. ?Ben sentez adamıyım' diyor.
Bakalım, bu sentez adamı, sentez partide kendine uygun bir yer bulabilecek mi?