İFP'lere ilişkin Danıştay Kararı: Yasayla yönetim kuruluna verilen yetki, yönetim kurulu kararıyla başka kademelere devredilemez

Haber Giriş : 24 Haziran 2004 00:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Forum Bölümü İFP kategori yöneticisi "hukuk_devleti" nicknameli arkadaşımıza, gönderdiği karardan dolayı teşekkür ediyoruz.

Görüş alış verişi platformuna katılmak için tıklayın.

T.C.
DANIŞTAY BEŞİNCİ DAİRE

Esas No : 2003/40
Karar No : 2004/2070
Temyiz isteminde Bulunan (Davacı) : (isim saklıdır)
Karşı Taraf : T.C. Ziraat Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğü - ANKARA Vekili : Av.Aysun Okyay, T.C. Ziraat Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğü Özlük İşleri Daire Başkanlığı, Tandoğan/ANKARA
İsteğin özeti : Ankara 4. idare Mahkemesi'nin 16.10.2002 günlü, E:2002/222, K:2002/1073 sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
Cevabın özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
Danıştay Tetkik Hakimi ; Mehmet Aydın
Düşüncesi : Davacının istihdam fazlası personel olarak belirlenmesi ve buna daya!ı olarak, 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesi uyarınca diğer kamu kurum ve kuruluşlarına naklen atanmak üzere Genel Müdürlük emrine atanmasına ilişkin dava konusu işlemin yetkisiz makamlarca tesis edildiği dosyanın incelenmesinden anlaşılmış olup; yetki unsuru yönünden hukuka aykırı bulunan işlemin iptaline hükmedilmesi gerekirken, İdare Mahkemesince davanın reddine hükmedilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı : Semra Şentürk
Düşüncesi : Davacının, istihdam fazlası personel olarak belirlenmesi suretiyle Genel Müdürlük emrine atanmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açtığı davayı reddeden idare mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istemidir.

4603 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası, Türkiye Halk Bankası Anonim Şirketi ve Türkiye Emlak Bankası Anonim Şirketi Hakkında Kanunun Geçici 1.maddesinin 3.fıkrasında yeralan; yeniden yapılandırma sürecinde bankaların yönetim kurulunca istihdam fazlası olarak tespit edilen personelin 4046 sayılı Kanunun 22. maddesine göre diğer kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilecekleri kuralı, 4743 sayılı yasayla değiştirilerek, bankalarda 31.12.2002 tarihinden sonra özel hukuk hükümlerine tabi olmayan personelin çalıştıramayacağı, yeniden yapılandırma sürecinde bankaların yönetim kurullarınca gerek özel hukuk hükümlerine göre çalışmayı kabul etmeyen, gerekse özel hukuk hükümlerine göre çalışması uygun görülmeyip sözleşme imzalanmayan personelin, bankaların yönetim kurullarınca Devlet Personel Başkanlığına bildirileceği hükmü getirilmiştir.

4603 sayılı Kanun uyarınca çıkarılan 2002/3555 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 2. maddesinde; bankaların yeniden yapılandırılmaları ve özelleştirmeye hazırlanmalarıyla ilgili her konuda karar almaya ve işlem yapmaya bankaların yönetim kurullarının yetkili olduğu öngörülmüştür.

Olayda ise, davacının da aralarında bulunduğu personelin istihdam fazlası olarak belirlenmesi işleminin banka yönetim kurulu kararıyla yapılmayıp, Yönetim Kurulu Murahhas Üyesinin veya onun yetkisini devrettiği makamın onayı ile yapıldığı anlaşılmıştır.

İdari makamların bir yetkiye sahip olabilmesinde ve sahip olunan yetkinin kullanılmasında, yetkinin anayasa veya kanunla verileceği, kanunun öngördüğü koşulların oluşması durumunda idari makamın bu yetkiyi kullanmak zorunda olduğu ve kanunun açık izni olmaksızın sahip olunan yetkisinden vazgeçip başkalarına devredemiyeceği, idare hukuku ilkelerindendir. Yukarıya aktarılan kanun hükmü ve Bakanlar Kurulu kararında, istihdam fazlası personelin belirlenmesi ve Devlet Personel Başkanlığına bildirilmesinde, yetkinin bankaların Yönetim Kuruluna ait olduğu vurgulanmış ve yetki devri konusunda herhangi bir hüküm getirilmemiştir.

Bu durumda, yasayla yönetim kuruluna verilen yetkinin, yönetim kurulu kararıyla başka kademelere devrine olanak bulunmadığından, hukuka uygun olmayan yetki devri sonucu tesis olunan işlemde yasal uyarlık görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADİNA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesi'nce dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından, yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin işin gereği düşünüldü:

Davalı Banka bünyesinde görev yapan davacı, 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesi uyarınca diğer kamu kurum ve kuruluşlarına naklen atanmak üzere, istihdam fazlası personel olarak belirlenmek suretiyle Genel Müdürlük emrine atanmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açmıştır. Ankara 4. İdare Mahkemesi'nin 16.10.2002 günlü, E:2002/222, K:2002/1073 sayılı kararıyla; dosyanın incelenmesinden, davalı Banka'da görev yapan davacının, istihdam fazlası personel olarak değerlendirilmesi sonucu, isminin Devlet Personel Başkanlığına bildirilmesine ve 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesi uyarınca diğer kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilmesine kadar Genel Müdürlük emrine aynı görevle atanması üzerine bakılan davanın açıldığının anlaşıldığı; bu itibarla, 4603 sayılı Yasa uyarınca yeniden yapılandırma sürecindeki davalı bankada görev yapan davacının, aynı Yasa'nın geçici 1. maddesinin 3. fıkrası hükmü gereğince durumunun değerlendirilmesi sonucu istihdam fazlası personel olarak belirlenmesinde ve Genel Müdürlük emrine aynı görevle atanmasında kamu yararı ve hizmet gerekleri yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Davacı, İdare Mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu öne sürmekte ve anılan kararın temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.

25.11.2000 günlü, 24241 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası, Türkiye Halk Bankası Anonim Şirketi ve Türkiye Emlak Bankası Anonim Şirketi Hakkında 4603 sayılı Kanun'un 1. maddesinde, bu Kanun'un amacının; adı geçen üç bankanın, çağdaş bankacılığın ve uluslararası rekabetin gereklerine göre çalışmaları ve özelleştirmeye hazırlanacak şekilde yeniden yapılandırılmaları ile hisse satışlarına ilişkin düzenlemelerin ve hisselerin tamamına kadarının özel hukuk hükümlerine tabi gerçek ve tüzel kişilere satışının gerçekleştirilmesi olduğu; 2. maddesinin 3. fıkrasında ise, özel hukuk hükümlerine göre çalıştırılacak personelin kadro sayısı ve unvanları ile ücret ve sair mali haklarının bankaların genel kurullarınca tespit olunacağı; yeniden yapılandırma sürecinde bankalarca özel hukuk hükümlerine göre yeni istihdam edilecek personele ilişkin usul ve esasların Bakanlar Kurulunca
belirleneceği hükme bağlanmıştır.

3.7.2001 günlü, 24451 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 4684 sayılı Kanun'un 1. maddesinin (C) fıkrası ile 4603 sayılı Kanun'un geçici 1. maddesinin (3) numaralı fıkrasında değişiklik yapılarak; yeniden yapılandırma sürecinde bankaların yönetim kurulunca istihdam fazlası olarak tespit edilen banka personelinin, 4046 sayılı Kanun'un 22. maddesine (süreler hariç) göre, diğer kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilecekleri düzenlenmiş ve 4684 sayılı Kanun'un 25. maddesi uyarınca bu fıkra 3.7.2001 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Aynı şekilde, 31.1.2002 günlü, 24657 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 4743 sayılı Kanun'un 6. maddesinin (A) fıkrası ile 4603 sayılı Kanun'un geçici 1. maddesinin (3) numaralı fıkrasında yeniden değişiklik yapılarak; Bankalarda 31.12.2002 tarihinden sonra özel hukuk hükümlerine tabi olmayan personel çalıştırılamayacağı kurala bağlandıktan sonra, "...
yeniden yapılandırma sürecinde bankaların yönetim kurullarınca gerek özel hukuk hükümlerine göre çalışmayı kabul etmeyen, gerekse özel hukuk hükümlerine göre çalışması uygun görülmeyip sözleşme imzalanmayan personel, bankaların yönetim kurullarınca Devlet Personel Başkanlığı'na bildirilir. ..." hükmüne yer verilmiş ve 4743 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca bu fıkra 31.1.2002 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Öte yandan, 4603 sayıiı Yasayla Bakanlar Kuruluna verilen yetki çerçevesinde çıkarılan ve 1.2.2002 günlü, 24658 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2002/3555 sayılı Bakanlar Kurulu kararının 2. maddesinde, "Bankaların yönetim kurulları, bankaların yeniden yapılandırılmaları ve Özelleştirmeye hazırlanmalarıyla ilgili her konuda karar almaya ve işlem yapmaya yetkilidir." kuralı yer almış; Karar'ın, istihdam fazlası personele ilişkin düzenlenmeyi içeren 5. maddesinde de, 4603 sayılı Kanun'un geçici 1, maddesinin 3 üncü fıkrası gereğince bankaların yönetim kurullarınca, bu Karar'ın 3 no.'lu ekinde gösterilen plan kapsamındaki personelin, norm kadro ve şube ölçeklendirme çalışmalarına paralel olarak belirlenen planlama çizelgesine göre ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına yerleştirilmek üzere Devlet Personel Başkanlığı'na bildirileceği kuralına yer verilmiştir. Dava konusu uyuşmazlığın çözümü açısından, bankaların yönetim kurullarına verilen bu yetkinin, daha alt yönetim kademelerine devredilip devredilemeyeceğinin belirlenmesi gerekir. Genel olarak yetki devri, "bir konuda karar almak, eylemde bulunmak veya emir vermek hakkını başkasına devretmek ve elde edeceği sonuçtan onu sorumlu tutmak" biçiminde tanımlanmaktadır. Yetki devrinin, ancak yasanın açıkça izin vermesi halinde ve yine açıkça izin verdiği konularla sınırlı olarak yapılabileceği kuşkusuzdur.

Gerek 4603 sayılı Yasa'da, gerek bu Yasa'da değişiklik yapan 4684 sayılı Yasa ile 4743 sayılı Yasa'da ve gerekse 4603 sayılı Yasa uyarınca çıkarılan Bakanlar Kurulu kararında; istihdam fazlası personelin belirlenmesi ve Devlet Personel Başkanlığı'na bildirilmesi hususunda bankaların yönetim kurulları yetkili kılınmış, bu yetkinin devredilebileceğine ilişkin herhangi bir hüküm getirilmemiştir. Eğer yasa koyucu bu yetkinin devrini öngörseydi, 4603 sayılı Yasa'nın yürürlük tarihinden sonra, bu Yasa'da değişiklik yapan yasalarla böyle bir yetki devrine olanak sağlardı. Aksine, 4684 ve 4743 sayılı Yasalarda istihdam fazlası personelin belirlenmesi yetkisi, açıkça bankaların yönetim kurullarına verilmiştir. Dolayısıyla, yasayla yönetim kuruluna verilen ve devri hakkında herhangi bir hüküm getirilmeyen istihdam fazlası personelin belirlenmesi yetkisinin yönetim kurulu kararı ile daha alt yönetim kademelerine devrine olanak bulunmamaktadır.

Yukarıda anılan Yasa hükümleri ve düzenlemeler ile açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde; davalı Bankanın yeniden yapılandırılması sürecinde "yönetim kurulu" tarafından, "istihdam fazlası" sayılacak personelin belirlenmesiyle ilgili olarak; personelin sicili, başarı düzeyi, yetkinliği, eğitim durumu, hizmet süresi, ünvanda bekleme süresi, yaşı, disiplin cezaları vb. objektif ölçütlerin saptanması ve bu ölçütler esas alınarak yapılacak değerlendirme sonucunda istihdam fazlası personelin tesbit edilmesi ve 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesi uyarınca diğer kamu kurum ve kuruluşlarına naklen atanmak üzere Genel Müdürlük emrine atanması gerekmektedir.

Dosyanın incelenmesinden ise; davacının, yukarıda belirtilen hususlar gözardı edilmek suretiyle, "yasa" ile bu konuda kendilerine yetki devrinde bulunulmadığı açık olan ve yönetim kurulunun altında yeralan makamlarca "istihdam fazlası personel" olarak belirlendiği ve buna dayalı olarak "Genel Müdürlük emrine atandığı" anlaşılmaktadır.Her ne kadar davalı Banka tarafından, Bankanın Anasözleşmesi ile Yönetim Organları Tüzüğü'nde yer alan kimi maddelerde, yönetim kurulunun, yetki ve görevlerinin bir bölümünü, sınır ve kapsamını açıkça belirterek daha alt kademelere devredebileceğinin hükme bağlandığı, bu nedenle dava konusu işlemde yetki unsuru yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmekte ise de; yukarıda da vurgulandığı üzere, yetki devrinde bulunulması, "ancak yasanın açık bir biçimde buna izin vermesi halinde" mümkündür. Oysa, davaya konu uyuşmazlıkta davalı Bankanın yönetim kurulu tarafından, "yasaya aykırı biçimde", Banka Anasözleşmesi ile Yönetim Organları Tüzüğü'nde yer alan kimi maddelere dayanılarak alt kademelere yetki devrinde bulunulduğu açık olduğundan,
davalı Bankanın bu hususa ilişkin iddiasına itibar edilmesine hukuken olanak bulunmamaktadır. Bu hukuki ve fiili durum karşısında; davalı Bankanın "yönetim kurulu" tarafından, objektif ölçütlere göre durumu değerlendirilerek davacının "istihdam fazlası personel olup olmayacağına" karar verilmesi ve "istihdam fazlası personel" olarak tesbit edilmesi halinde ilgilinin Genel Müdürlük emrine atamasının yapılması gerekirken, yönetim kurulunun altında yer alan makamlarca davacı hakkında uygulanan işlem yetki unsuru yönünden sakat, dolayısıyla hukuka aykırı bulunduğundan, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle, Ankara 4. idare Mahkemesi'nce verilen 16.10.2002 günlü, E:2002/222, K:2002/1073 sayılı kararın 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1/b. fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanun'la değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetil.erek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkeme'ye gönderilmesine, kullanılmayan 12.840,000,- lira yürütmeyi durdurma harcı ile, posta pulundan artan 2.500.000.-liranın isteği halinde davacıya verilmesine, 4.5.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber