İnsan Hakları Komitesi: Başörtüsü yasağı akademik özgürlüğe darbe
İnsan Hakları İzleme Komitesi, Türk hükümetinin başörtüsü yasağını destekleyici mahiyette kararlar veren Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne çağrıda bulunarak, tavrını gözden geçirmesini istedi.
AİHM, 1988 yılında başvuran Leyla Şahin'in başörtüsü davasında kararını bugün açıklayacak. Karar arifesinde bir rapor yayınlayan İnsan Hakları Komitesi, başörtüsü yasağının akademik özgürlüğe darbe olduğunu belirtti.
Komitenin açıklaması Cumhurbaşkanı A. Necdet Sezer'in Başbakan Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün eşlerini başörtülü oldukları gerekçesiyle NATO resepsiyonlarına davet etmediği bir döneme denk geldi. Zaman'a konuşan komite yetkililerinden Jonathan Sugden, raporu yazmakta geç kaldıklarını itiraf etti; bundan sonra konunun takipçisi olacaklarını belirtti.
?Sezer önemli fırsat kaçırdı'
Sugden, Cumhurbaşkanı Sezer'in Erdoğan ve Gül'ün eşlerini resepsiyona davet etmeyerek önemli bir fırsatı kaçırdığını da vurgulayarak, ?Sezer'in, kadınların ne giyeceklerine kendilerinin karar vermesi konusunda da hassas olması beklenir.? dedi. 46 sayfalık rapor, binlerce öğrencinin başörtüsü yasağı nedeniyle yüksek öğrenimden mahrum kaldığına, yüzlercesinin eğitim kurumlarındaki görevlerinden ya uzaklaştırıldığına ya da ceza aldığına işaret ediyor. Yasağın ?haksız ve mazeretsiz bir dini özgürlükleri kısıtlama eylemi? olduğunu tespit eden Komite, kadınların kıyafetlerine müdahelenin, ?eğitim hakkını, düşünce, din ve vicdan özgürlüğünü ihlal edici, ayrımcı ve özel hayata müdahale edici? olduğunu belirtiyor. Türkiye'nin İslam'ın siyasi alanda görünmesini istemediğini, bu nedenle laiklik adına başörtüsü yasağını uyguladığını ifade eden rapor, Türkiye'nin laikliği yanlış anladığını vurguluyor. ?Aslında dini özgürlüklerin korunması devlet kurumlarındaki laiklikle tamamen tutarlıdır.? diyen rapor başörtüsü yasağının devletin dini tercihleri korumadaki başarısızlığını ortaya koyduğunu belirtiyor.
Komite, Türk devletinin tezlerinin tersine başörtüsünün kamu güvenliğine, sağlığa, ahlaka, asayişe tehdit oluşturmadığını, başkalarının hakkına tecavüz etmediğini ve özü itibarıyla tehlikeli olmadığını vurguluyor. Jonathan Sugden, komitenin 1999'dan bu yana AB'den konuyu insan hakları çerçevesinde ele almasını talep ettiğine dikkat çekerek, ?Başörtüsünün Katılım Ortaklığı Belgesi'ne alınması için AB nezdinde girişimlerde bulunduk; ama başarılı olamadık.? diye konuştu.
zaman