4/B'nin Sonu Nereye Varacak?
Son beş yıldır, 657 sayılı Kanuna tabi memur statüsünde istihdam yerine 4/B'li istihdam şekli yaygınlaşmaktadır. Öğretmen, sağlık personeli derken geçici işçilerin kadroya geçirilmesine dair Kanunda da 4/B'li istihdam şekline yer verildi. Şimdi tüm adaylar bu statünün geleceğinin ne olacağını düşünüyor. Memurlar.net olarak, 5 yıldır sistemli bir şekilde uygulama alanı genişletilen 4/B uygulamasının nereye varacağına dair bir değerlendirme yayımlıyoruz.
4/B statüsü 2002 yılından önce neredeyse kimse tarafından bilinmeyen bir statüydü. Sadece bazı kurumlarda arızı ihtiyaçları görmek için ihtiyaç duyulan eleman alımlarında bu statü kullanılmaktaydı. Ancak buna rağmen yıllarca 4/B'li olarak çalışanlar da bulunmaktaydı. Bazı kamu kurumlarında emekliliği yaklaşanlar bile bulunmaktaydı.
Ancak 2002 yılından bu yana bu statüdeki istihdam şeklinde önemli bir artış olmuştur. Şuan Milli Eğitim Bakanlığında, Tarım ve Köyişleri Bakanlığında, Sağlık Bakanlığında ve Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünde çalışan çok sayıda 4/B'li bulunmaktadır. En son yapılan alımlarda, 30.900 sağlık personeli, 4/B'li olarak çalışmaya başlayacaktır.
Diğer taraftan, Geçici işçilere kadro veren Kanun tasarısı 21/04/2007 tarihi itibariyle Resmi Gazetede yayımlanmıştır. Kanuna göre, daimi işçi statüsüne geçirilmeyecek olan geçici işçilere 4/B'li olma hakkı tanınmıştır.
Peki ne olacak bu 4/B'linin hali?
1- Devlet bürokrasisinde 2002 yılından bu yana bir kamu personeli reformundan bahsedilmektedir. Tüm siyasi partiler bu reformun yapılması gerekliliğini parti programlarına yazmışlardır.
2- 2006 yılındaki 657 reform taslağında kamu personelinin sözleşmeli statüye geçirilmesi fikrinden vazgeçilmiştir. Daha önceki reform taslaklarında yer alan hükümler son taslakta yer almamıştır.
3- 4/B'li statüsünde çalışan personel sayısı 100 bine yaklaşmış durumdadır. Bu sayıdaki bir personel grubunun, bir kamu personel reform çalışmasında, dikkate alınması zorunluluktur.
4- Ülkemizde, sözleşmeli personel olarak sadece 4/B'liler yer almamaktadır. Teşkilat Kanunlarına göre çalışan sözleşmeli personel de bulunmaktadır. 2006 yılında Bakanlar Kurulu tarafından Meclis'e sevk edilen kanun tasarısında bu statüdeki sözleşmeli personelin memur kadrolarına geçirilmesine karar verilmiştir. Ancak tasarı Meclis'te hala görüşülememiştir. Buna karşın devlet iradesinin bu statüdeki sözleşmeli personeli memur kadrosuna geçirme iradesine sahip olmasının önemli olduğunu düşünüyoruz.
5- Diğer taraftan, 4/B'li personelin nakil hakkının ve iş güvencesinin olmaması, sosyal haklarının düşüklüğü gibi sorunlar orta vadede çok ciddi sorun çıkaracaktır. Bu sorunların medyaya yansıması ile birlikte bir süre sonra sorunun çözümü için bürokrasi ve siyasi irade harekete geçecektir.
6- Sorunun diğer bir kaynağı ise 4/B çalıştırma usul ve esaslarının 1977 yılında Bütçe Kanununda yer alan maddeye dayanılarak yürürlüğe girmesi ve çok ?kısıtlı sayıda? personeli hedef alarak hazırlanmış olmasıdır. İşin geçiciliği düşünülmüş ve bu statüde çalışanların emekli olabileceği ve ?emekli ikramiyesi talep edeceği? hesaplanmamıştır. Zamanla söz konusu personelin idare mahkemelerinde açılan davalar neticesinde ?kısmi iyileştirilmeler? yapılmıştır.
Yukarıda 6 başlık halinde sunulan verileri göz önüne aldığımızda; memur, geçici personel (4/C), sözleşmeli personel, 4924'e tabi personel, işçi gibi çok sayıda statünün bulunduğu kamuda, yapılacak bir reform çalışmasında, statülerin azaltılması yoluna gidilecektir.. Bu azaltmada, eğer gerekli kamuoyu desteği oluşturulabilirse, 4/B'li olarak çalışanların memur kadrolarına geçirilme ihtimalinin çok da uzak olmadığına inanıyorum.
Bu analizin karşı savları nelerdir?
Yukarıda yer verilen ve orta vadede 4/B'li personelin kadroya geçirilebileceğini öngören analize karşı çıkanların da argümanları yabana atılacak cinsten değildir. Bu analize göre de, iş güvencesi hakkını içeren memurluk statüsü yıpratılmakta ve yok edilmeye çalışılmaktadır. Son beş yılda yapılan istihdam şekli bunu göstermektedir. 4924 sayılı Kanuna tabi istihdam, 4/B ve 4/C hep bu yaklaşımın ürünüdür. Eğer kamu çalışanları örgütlü bir mücadele ile bu yaklaşıma karşı durmaz ise orta ve uzun vadede herkes sözleşmeli olacaktır.
Son bir değerlendirme
Yukarıdaki her iki sav da kendi içinde haklılıklar taşımaktadır. Ancak bu savların hangisinin doğru çıkacağına karar verme yetkisi biraz bizim elimizdedir. Örgütlenmeden ve hak aramadan bir şeyler elde edebilmek mümkün değildir. Yukarıda yer verien ve orta vadede uygulanabilirliğine imkan verdiğimiz düşüncenin doğru çıkabilmesi için herkes elinden geleni yapmalıdır. Herkesin elinden geleni yaptığı bir ortamda, son üç dört yıldır düzenli bir şekilde hakları iyileştirilen 4/B'linin daha iyi bir çalışma statüsüne ulaşması uzak olmayacaktır.
Yusuf Demir