'Vatansever, adil ve güzel ahlak sahibi hakim ve savcılara ihtiyacımız'
Bakan Yardımcısı: Bugün her zamankinden daha çok bir yere ya da bir kesime bağlı olmayan, devleti ve milletiyle problemi olmayan, tam tersine ülkesine ve milletine hizmet etmek isteyen, hukuk ilkelerine bağlı, vatansever, adil ve güzel ahlak sahibi hakim ve savcılara ihtiyacımız vardır
Adalet Bakan Yardımcısı Selahaddin Menteş, "Bugün her zamankinden daha çok bir yere ya da bir kesime bağlı olmayan, devleti ve milletiyle problemi olmayan, tam tersine ülkesine ve milletine hizmet etmek isteyen, hukuk ilkelerine bağlı, vatansever, adil ve güzel ahlak sahibi hakim ve savcılara ihtiyacımız vardır." dedi.
Menteş, Adalet Bakanlığı Eğitim Dairesi Başkanlığı Hakim ve Savcı Eğitim Merkezi tarafından bir otelde gerçekleştirilen "Sahtecilik ve Dolandırıcılık Suçları" konulu meslek içi eğitim seminerinin açılışında yaptığı konuşmada, mensubu oldukları yargının en temel görevinin toplumsal barışı sağlamak ve kamu düzenini korumak olduğunu söyledi.
Hukuk ve yargılama faaliyetinin hayatın her alanını kuşatan bir süreç olduğunu dile getiren Menteş, yargılama neticesinde bireyi, aileyi ve bütün toplumu derinden etkileyen kararlar verildiğini ifade etti. Menteş, bu nedenle etkin ve verimli bir yargılama süreci sonunda verilmiş adil kararlarla toplumsal barışı sağlama ve kamu düzenini korumanın yargının en başta gelen görevlerinden olduğunu aktararak şöyle devam etti:
"Yargının en temel kriterlerinden birisi de hakimlerin niteliği ve kalitesidir çünkü hızlı ve adil bir yargılama ancak nitelikli hakimler eliyle yapılabilir. Ülkemizde son yıllarda yaşadığımız hadiseler, özellikle de FETÖ mensuplarının TSK, MİT, emniyet ve yargıya sızmaları ve kamu görevlisi olmalarına rağmen terör örgütüne olan aidiyetlerinin, devlete olan bağlılıktan önce gelmesi göstermiştir ki hakim ve savcıların devlete olan bağlılığı ile insani ve ahlaki kalitesinin, en az hukuk bilgisi ve tecrübesi kadar önemli olduğunu göstermiştir. Bugün her zamankinden daha çok bir yere ya da bir kesime bağlı olmayan, devleti ve milletiyle problemi olmayan, tam tersine ülkesine ve milletine hizmet etmek isteyen, hukuk ilkelerine bağlı, vatansever, adil ve güzel ahlak sahibi hakim ve savcılara ihtiyacımız vardır."
Bu nedenle hem meslek öncesi hem de meslek içi eğitimin hayati derecede önem taşıdığını belirten Menteş, ideal hakimlik ve savcılık için gerekli niteliklerin ancak iyi bir mesleki eğitimle sağlanabileceğini anlattı.
- "Hukuk mezunları meslek içi eğitimle desteklenmeli"
Menteş, hukuk fakültelerinden mezun olan adayların, meslek öncesi eğitimlerinin, zaman içinde yürürlüğe giren yeni yasaların, bilimsel alandaki yeni görüşlerin ve gelişmelerin takip edilebilmesi amacıyla mutlaka meslek içi eğitimlerle desteklenmesi gerektiğini aktararak şunları söyledi:
"Hakim ve Savcı Eğitim Merkezinin hedefi de bu destek kapsamında ülkemizin ihtiyaç duyduğu hakim ve savcıları mesleğe ve sisteme kazandırmaktır. Nitelikli hakim ve savcılar eliyle yapılabileceğini belirttiğimiz adil ve hızlı yargılamanın gerçekleşmesi için hukuk fakültelerinden teorik bilgilerle mezun olan adayların meslek öncesi eğitimleri, göreve başlayan hakim ve savcıların da meslek içi eğitimleri ile bilgi, birikim ve yeteneklerinin geliştirilmesinde Bakanlığımızca gereken hassasiyet gösterilmektedir."
- "Uygulama birliğinin sağlanması hedeflenmiştir"
Sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarının ceza hukuku sisteminde önemli bir yer tuttuğuna işaret eden Menteş, "Bu meslek içi eğitim semineriyle iş bölümü gereği sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarına bakmakla görevli Bölge Adliye Mahkemesi Daire Başkanı ve üyeleri, ceza mahkemesi hakimleri ve cumhuriyet savcıları ile Yargıtay üyelerini buluşturarak yargılamaların adil ve hızlı bir şekilde yapılması ve uygulama birliğinin sağlanması hedeflenmiştir. Yargılamada yaşanan somut problemlerden yola çıkılarak düzenlenen bu seminerin, hakim ve cumhuriyet savcılarımıza büyük katkılar sunacağına inanıyorum." şeklinde konuştu.
Malatya Cumhuriyet Başsavcısı Muhammet Savran ise her hakimin bilgi ve birikimi ölçüsünde farklı bakış açılarıyla farklı kararlar ortaya koyabildiğine işaret etti. Uygulama birliğinin sağlanabilmesi için bu tür etkinliklerin yapılmasının çok önemli olduğunu kaydeden Savran, "Zira, mahkemelerde hüküm veren hakimler ile bu kararları yargısal olarak denetleyen yüksek yargı mensuplarının aynı amaçla bir arada olması çözüm adına çok değerli bir adım." dedi.
Türkiye'nin çeşitli illerinden hakim ve savcıların katıldığı seminer, 2 gün sürecek.