Danıştay'dan özel hayattan kaynaklı disiplin cezaları hakkında önemli karar!
Danıştay, kamu görevlilerinin hizmet dışında özel hayatına yönelik eylemlerinden kaynaklı olarak kurumlarınca verilecek disiplin cezaları hakkında önemli bir karar verdi.
Dava konusu olayda, komiser olan davacı, 3. Sınıf emniyet müdürü ile aralarında geçen telefon görüşmesinde polislik mesleğinin saygınlık ve disiplin anlayışına ters düşen tavır ve davranışlar içerisinde olması sebebiyle disiplin cezası ile tecziye edilmiştir.
İdare mahkemesi, davacının yapmış olduğu telefon görüşmesinde polislik mesleğinin saygınlık ve disiplin anlayışına ters düşen tavır ve davranışlar içerisinde olduğunun sabit olduğu ve kusurlu olduğu sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir.
Temyiz edilmek üzere Danıştay tarafından incelenen dava; Anayasanın 20 inci maddesinin 1 inci fıkrasında; "Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz." hükmü ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin "Özel ve aile hayatına saygı hakkı" başlıklı 8 inci maddesinde; "Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve yazışmasına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir." düzenlemeleri bağlamında değerlendirilmiştir.
Bu bağlamda, disiplin kurallarının, temel olarak idarenin iç düzeneğinin korunması fonksiyonunu üstlendiğini, kamu görevlilerinin hizmet dışındaki özel hayatına yönelik fiillerinin memur disiplin hukukunun alanına girmesi için bu düzeni bozan, kamu hizmetinin iyi ve düzenli bir şekilde sunulmasını olumsuz şekilde etkileyen bir yönünün bulunması gerekçesiyle Danıştay İdare Mahkemesinin kararını bozarak dosyayı iade etmiştir.
Yavuz Selim KAPLAN
T.C
DANIŞTAY
Beşinci Daire
Esas No: 2016/19861
Karar No : 2018/14359
Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : ........
Karşı Taraf (Davalı) : Emniyet Genel Müdürlüğü
Vekili : Hukuk Müşaviri ....
İstemin Özeti : Sivas İdare Mahkemesinin 14/04/2014 tarih ve E:2012/1566, K:2014/547
sayılı kararının, dilekçede yazılı nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanununun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Danıştay Tetkik Hakimi : İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince gereği görüşüldü:
Dava, Erzincan İli, Çayırlı İlçe Emniyet Müdürlüğü kadrosunda komiser olarak görev yapan davacının, Adana İl Emniyet Müdürlüğü emrinde görev yaptığı hizmet dışında resmi sıfatının gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak eylem ve davranışlarda bulunmak fiilini işlediğinden bahisle Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğünün 6/B-5 maddesi uyarınca 6 ay kısa süreli durdurma cezası ile tecziye edilmesi gerekmekte ise de, aynı Tüzük'ün 15. Maddesi gereğince bir alt ceza olan 8 gün aylık kesimi cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 27/09/2012 tarih ve 286 sayılı Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulu kararının iptali istemiyle açılmıştır.
Sivas İdare Mahkemesinin 14/04/2014 tarih ve E:2012/1566, K:2014/547 sayılı kararıyla; komiser olan davacı, 3. Sınıf emniyet müdürü ..... ile aralarında geçen telefon görüşmesinin şakadan ibaret olduğunu beyan etmiş ise de; yapmış olduğu telefon görüşmesinde polislik mesleğinin saygınlık ve disiplin anlayışına ters düşen tavır ve davranışlar içerisinde olduğunun sabit olduğu ve kusurlu olduğu sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Davacı, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
1982 Anayasası'nın "Özel hayatın gizliliği ve korunma" başlıklı bölümünde yer alan 20 inci maddesinin 1 inci fıkrasında; "Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz." düzenlemesi, 90 ncı maddesinin 5 inci fıkrasında ise; "Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümleri esas alınır." düzenlemesi yer almıştır.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin "Özel ve aile hayatına saygı hakkı"
başlıklı 8 inci maddesinde; "Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve
yazışmasına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir. Bu hakkın kullanılmasına bir
kamu makamının müdahalesi, ancak müdahalenin yasayla öngörülmüş ve demokratik
bir toplumda ulusal güvenlik, kamu güvenliği, ülkenin ekonomik refahı, düzenin
korunması, suç işlenmenin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının
hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli bir tedbir olması durumunda söz
konusu olabilir." hükmü, "Ayrımcılık yasağı" başlıklı 14. maddesinde
de; "Bu sözleşme'de tanına hak ve özgürlüklerden yararlanma, cinsiyet,
ırk, renk, dil, din, siyasal veya diğer kanaatler, ulusal veya toplumsal köken,
ulusal bir azınlığa aidiyet, servet, doğum başta olmak üzere herhangi bir başka
duruma dayalı hiçbir ayrımcılık gözetilmeksizin sağlanmalıdır." hükmü bulunmaktadır.
Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 6/B-5 maddesinde; "hizmet dışında
resmi sıfatının gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak eylem ve
davranışlarda bulunmak" fiilinin 6 ay kısa süreli durdurma cezasını gerektirdiği
hükmü yer almaktadır.
Yukarıda yer verilen Anayasa'nın 20 inci maddesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 8 inci maddesiyle koruma altına alınan hak ve özgürlüklerden yararlanılması bakımından herkesin eşit olduğu ve hiçbir ayrım gözetilemeyeceği dikkate alındığında, davacının kamu görevlisi olmasının hak ve özgürlüklerden yararlanma hakkını sınırlandırmayacağı açıktır.
Disiplin kurallarının, temel olarak idarenin iç düzeninin korunması fonksiyonunu
üstlendiği göz önüne alındığında, kamu görevlilerinin hizmet dışındaki özel
hayatına yönelik fiillerinin memur disiplin hukukunun alanına girmesi için bu
düzeni bozan, kamu hizmetinin iyi ve düzenli bir şekilde sunulmasını olumsuz
şekilde etkileyen bir yönünün bulunması gerekmekte olup, davacının hizmet dışında
özel yaşamını ilgilendiren bu ilişkisinin kamu hizmetinin iyi ve düzenli şekilde
sunulmasını olumsuz şekilde etkilediğinin veya kendisine duyulan saygınlık ve
güven duygusunu sarstığının somut olarak ortaya konulamadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davacının disiplin hukukunu ilgilendiren bir yönü bulunmayan ve
disiplin suçu oluşturmayan hizmet dışında meslektaşlarıyla yapmış olduğu kişisel
ve özel telefon görüşmelerindeki beyanlarının bir disiplin suçu olarak değerlendirilerek
kendisine disiplin cezası verilmesi, Anayasa'nın 20 inci maddesi ile Avrupa
İnsan Hakları Sözleşmesinin 8 inci maddesi uyarınca "özel hayata ve aile
hayatına saygı hakkı"nın ihlali sonucu doğuracağından, dava konusu işlemde
hukuka uyarlık, davayı reddeden İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet
görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, Sivas İdare Mahkemesinin 14/04/2014 tarih ve E:2012/1566,
k:2014/547 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun geçici
8 inci maddesi gereğince uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik
49 uncu maddesinin 1 inci fıkrasının (b) bendi uyarınca bozulmasına, yukarıda
belirtilen hususlar gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı
geçen Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş)
gün içerisinde karar düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 21/05/2018 tarihinde
oybirliğiyle karar verildi.