AKP'nin anayasa hukukçusu Üskül: Atatürkçülük karşıtı değilim

Kaynak : Akşam
Haber Giriş : 26 Ağustos 2007 09:15, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Atatürkçülük karşıtı değilim

AKP'nin anayasa hukukçusu Zafer Üskül, Atatürkçülük karşıtı olmadığını belirterek, ?Yeni anayasada Cumhuriyet'in kurucusuna ve ideallerine mutlaka gönderme yapılmalıdır? dedi. Üskül, türbanla ilgili düzenlemelere ilişkin olarak, ?Üniversitede öğrencilerin özgürlük alanına müdahale edilmemeli, ama öğretim üyeleri türban takmamalıdır? diye konuştu

Sosyal demokrat kimliği ile tanınırken AKP'ye geçen, sonra da Kemalizm ideolojisinin anayasaya yansımaması yönündeki görüşleriyle kamuoyunda büyük yankı uyandıran anayasa hukukçusu ve Mersin Milletvekili Prof. Dr. Zafer Üskül, yaşanan tartışmaların ardından suskunluğunu AKŞAM'a bozdu. AKP'nin anayasa çalışmasını yapacağı 10 kişilik ekipte de yer alan Üskül, ne Atatürkçülük karşıtı ne de İkinci Cumhuriyetçi olduğunu vurgulayarak, ?Cumhuriyet, üniter devlet, demokratik devlet, laik-sosyal devlet anlayışından asla vazgeçilemez. Anayasa'da cumhuriyetin kurucusuna ve ideallerine mutlaka gönderme yapılmalıdır, yapılacaktır? diye konuştu. Sosyal demokrat kimliğini koruduğunu söyleyen Üskül, ?AK Parti'ye geçtim, çünkü Meclis'te grubu olan partiler içinde en sol parti? dedi.

Üskül, Türkiye'de büyük tartışma yaratan kamusal alan kavramının, yeni anayasada tanımlanmasının zor olmakla beraber mümkün olduğunu vurgulayarak, ?Anayasa, sorun çözmek için vardır, bir yol bulunmalıdır? dedi. Üniversitelerde öğretim üyelerinin devletin kurallarına göre giyinmesi, ancak eğitim hizmetinden yararlanan öğrencilerin özgürlük sahasına müdahale edilmemesi gerektiğini vurgulayan Üskül, esas kararın, partide yapılacak değerlendirmenin ardından toplumsal uzlaşmayla verileceğini söyledi. Yıllarca Yükseköğretim Kurulu'na (YÖK) karşı mücadele verdiğinin altını çizen Üskül, sadece YÖK değil, üniversitelerin de yeniden yapılanacağını açıkladı.

Üskül'ün TBMM'deki odasında yaptığı açıklamanın önemli satırbaşları şöyle:

AKP EN SOL PARTİ: Gerçekten sosyal demokrat düşünceye sahip bir insanım. Türkiye'de bir sosyal demokrat parti ne yazık ki yok! Bugün siyasal partileri siyaset yelpazesinde sıralarsanız, en azından Meclis'te grubu olan partilerden AK Parti'yi en sola yerleştirmek gerekir. Çünkü hem sosyal sorunların çözümü için politikalar üreten, hem demokratikleşme için önerileri olan, hem de geçtiğimiz dönemde Türkiye'nin demokratikleşmesine çok önemli katkıları olan bir siyasi parti.

MERKEZİN SAĞI VE SOLU: AK Parti bir kitle partisi. Kendisini muhafazakar demokrat olarak niteliyor. Ama bu partinin merkezinde biraz sağın biraz solun olmasını engellemiyor. AK Parti toplumun merkezine yerleşmiştir.

KAMUSAL ALAN: Kamusal alan, özel alanın dışındaki her yerdir. Özel alan da kişinin tek başına kullandığı, özgürlüklerini tam olarak kullanabildiği, kimsenin müdahale etmediği alandır. Kendi yaşam alanınızın dışına çıktığınızda, parka gittiğinizde, sokağa çıktığınız anda, otobüse bindiğiniz anda kamusal alandasınız. Bu anayasada tarif edilebilir mi, doğrusu çok kolay değil. Nasıl bir formülasyon geliştirilebilir bilmiyorum, hep beraber göreceğiz.

CUMHURİYET'İN KAZANIMLARI: Cumhuriyetin kurucusuna ve O'nun ideallerine mutlaka bir gönderme yapılmalıdır, yapılacaktır. Cumhuriyetin temel kazanımlarının göz ardı edilmesi, bunlardan vazgeçilmesi mümkün değildir. Anayasa'nın başlangıç bölümünde ?temel değerler-idealler ve felsefe? gibi konular yer alabilir ama bir ideolojinin bağlayıcı bir hukuk kuralı olarak yer alması ayrı bir şeydir. Benim söylediğim ?bu olmasın? idi. Bu ayrımı yapmadılar. Atatürk'ün adını bile anayasaya koymak istemiyor dediler.

YÖK YAPILANACAK: Hem YÖK, hem de üniversiteler yeniden ele alınıp düzenlenecek. Üniversitede katılımcı-demokratik yapıyı kuran, bilim özgürlüğü, idari, mali özerkliği sağlayan yapı kurulmalıdır.

HİZMET ALAN ÖRTÜNEBİLİR

Yeni anayasanın Türkiye'ye yeni sorunlar getirmeyecek şekilde yapılması gerekir. Hizmet verenle hizmet alan arasında bir ayrım yapmak mümkündür. Hizmet verenlerin devletin koyduğu kurallara göre davranması, giyinmesi gerekir. Çünkü devlet bütün yurttaşlarına eşit mesafede durmak zorundadır. Ama hizmet almaya gelenlerin özgürlük alanına müdahale etmemek gerekir. Üniversitelerde öğrenciler hizmet alanlardır, oradaki öğretim üyesi hizmet verendir. Böyle bir ayrım genel kabul görürse eğer, belki bir hukuk kuralıyla da çözüm getirilebilir.

Ebru TOKTAR/ANKARA

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber