Dikkat! Acil'de profesör çıkabilir!
Onlar ilerlemiş yaşına veya akademik kariyerlerine rağmen, 'mecbur olmadıkları halde' halen gece nöbetlerine kalan hocalar. Hem işlerini büyük bir aşkla yapıyor hem de yeni yetişen asistanların eğitimlerine, acilin zor koşullarında da önemli katkılarda bulunuyorlar. Profesör veya doçent olmasına rağmen kamu hastanelerinde gönüllü olarak gece nöbeti tutan hocalar, bir yandan genç asistanların eğitimine 'geceleri de' katkıda bulunmaya devam ederken, bir yandan da o an acile başvuran vatandaşlara 'akademisyen' düzeyinde hizmet sunuyor.
Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Nurşen Keleş, nöbet tutmanın hasta ile en sıcak temas kurabildikleri alan olduğunu belirterek, "Hem de biraz er meydanımız diyelim; çünkü acil şartlarda hızlı karar verebilme yeteneği önemli bir şey" şeklinde konuştu.
Hamidiye Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Cerrahisi Klinik Şefi Prof. Dr. Ali İhsan Dokucu ise 56 yaşına gelmesine rağmen halde halen ayda iki kez gece nöbetlerine kaldığını söyleyerek, "Meslekteki 31'inci yılım. 12 bin gün olmuş çocuk cerrahı olalı. Aslında nöbetler de eğitimin bir parçası" diye konuştu.
Aynı klinikte ayda üç kez gece nöbeti tutan Doç. Dr. Çetin Ali Karadağ da "Şu saatte bizim dışımızda gece çocuk cerrahisi uzmanı bulunan bir yer yoktur. Vatandaş gecenin bir yarısı özel ya da üniversite hastanesine gittiğinde bu branşta bir uzman bulamazken buraya geldikleri zaman çoğu zaman bir hoca ile karşılaşıyor" dedi.
'HIZLI KARAR ALMAYI NÖBETLERDE ÖĞRETİYORUZ'
Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Nurşen Keleş, ayda iki nöbete kaldığını belirterek, poliklinik şartlarında hastaların daha stabil olduğunu vurguladı ve "Nöbet şartlarında çok kısa bir sürede, çok hızlı bir şekilde karar vermeniz gerekiyor ve verdiğiniz kararların doğruluğu da çok çok önemli. Bizim gibi bu işte yıllarca tecrübe kazanmış bir de bu işin eğitim tarafıyla ilgilenmiş olan insanların asistanlarla nöbetlerde temasta olması ve bizim gözetimimizde bu işlemleri yapıyor olmaları tabii onlar için çok büyük avantaj. Sağlık Bakanlığımızın son dönemdeki politikalarıyla eğitim kadrosundaki birçok arkadaşımız da aynı benim gibi nöbet tutuyor. Hastalar da acilde kaliteli hizmeti bir doçentten veya bir profesörden alma şansını elde etmiş oluyor çoğu zaman farkında olmadan" diye konuştu.
'BUGÜN BİLE YENİ BİR ŞEY ÖĞRENDİM'
Çocuk Cerrahi Klinik Şefi olmasına rağmen halen kendi isteği ile nöbetlere kalan Prof. Dr. Ali İhsan Dokucu, "Ayda iki kez nöbet tutuyorum. Benim dışımda nöbet tutacak genç arkadaşlar da var ama ben onlarla nöbete kalmayı açıkçası büyük bir keyifle yapıyorum. Bugün beraberimde iki öğrenci asistanım var, onlarla biraz sonra beraber iki ayrı ameliyata gireceğiz. 7 yıl yurt dışında kaldım. Paris'te, Amerika'da; 64-65 yaşında hocam ayda bir kez nöbet tutardı. Eğitimin de bir parçası nöbetler. Ben öğrenmeye doymadım hala. Nitekim birkaç saat önce bin 800 gramlık bir çocuğumuzu ameliyat ettik çıktık. Ömrümüzde ilk defa gördüğümüz bir hasta anatomisi ile karşı karşıya kaldık. Bu vakayla bugün tekrar yeni bir şey öğrendik aslında" ifadelerini kullandı.
'BİZDE EĞİTİM KESİNTİSİZ DEVAM ETMEK ZORUNDA'
Çocuk Cerrahi Anabilim Dalı'nda Öğretim Üyesi de olan Doç. Dr. Çetin Ali Karadağ ise bir eğitim kliniğinde olduklarını ve buralarda eğitimin kesintisiz devam etmesi gerektiğine vurgu yaparak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ayda üç taneye kadar nöbet tutuyorum. Asistanlar gece de kalıyorlar, hocaların da aslında onlarla biraz kalması lazım. Yoksa kendi başlarına eğitimlerini ilerletemezler. Nöbet şartlarındaki eğitim, hızlı karar verme açısından çok önemli. Bir anda bir şeye karar vereceksiniz ki hastanın hayatını etkileyecek bu. Gün içerisinde polikliniğe gelen hastaların daha kronik problemleri var. Sorunlar nispeten birkaç aşamada, birkaç kişi ile görüşüldüğü için sorumluluk da bölünüyor o hastaya dair. Size düşen sorumluluklar azalıyor. Ama gece şartlarında sorumluluk sizde; o açıdan bence gece nöbetlerindeki hekimlerin sorumluluğu daha fazla."