Tıp profesörü yarım kalan müzisyenlik hayalini yaptığı albümle tamamladı
Henüz çocuklukta başlayan müzik tutkusunu meslek haline getirmek isteyen ancak ailesinin isteği üzerine tıp fakültesine yönelen Prof. Dr. Hanefi Özbek, yarım kalan hayalini bestelerinden oluşan 16 eserlik albümüyle gerçekleştirdi - İstanbul Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hanefi Özbek: - "Ben müziğe çok yetenekliydim fakat ailem, 'Sen aç kalırsın evladım' diyerek zorla tıbba gönderdi. Babamın zoruyla doktor oldum ama mesleğimi seviyorum. Müziğe yeteneğim varken, tıbbı da okudum"- "Müzik yapıldığı taktirde beynin çok büyük bir kısmına kan pompalanıyor ve neredeyse hepsi çalışır hale geliyor. Müzik beyni müthiş kullanıyor"
Çocukluktan başlayan müzik tutkusunu meslek haline getirmek isteyen ancak ailesinin yönlendirmesiyle doktor olan Prof. Dr. Hanefi Özbek, tamamı kendi eserlerinden oluşan albümüyle de müzikle ilgili hayallerini gerçeğe dönüştürdü.
İstanbul Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesinde Öğretim Üyesi olan Farmakoloji Uzmanı Prof. Dr. Özbek'in çocukluk yıllarında başlayan müzik tutkusu artarak devam etti.
Yaklaşık 42 yıldır müzik tutkusu devam eden Özbek, bugüne kadar 16'sı saz eseri olmak üzere 80 besteye imza attı.
Hekimlik görevini de severek devam ettiren Özbek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, müzikle yoğun şekilde ilgilendiğini belirtti.
Özbek, Türkiye'de insanların işsizlik yaşamamak için tıp, mühendislik ve hukuk gibi alanlara yöneldiğini, ancak yeteneği olan insanların müzik gibi branşlarda da ilerlemesi gerektiğini vurgulayarak, "Ben müziğe çok yetenekliydim fakat ailem, 'Sen aç kalırsın evladım' diyerek zorla tıbba gönderdi. Babamın zoruyla doktor oldum ama mesleğimi seviyorum. Müziğe yeteneğim varken, tıbbı da okudum." dedi.
Tıp fakültesinde öğrenci olduğu dönemde bestekar Avni Anıl'a giderek müzik bölümüne geçiş yapmak için fikir aldığını anlatan Özbek, "Rahmetli Avni Anıl hocamla görüştüm. 'Evladım kıymetli bir insansın, bestekar da olabilirsin. Ben ünlü bir bestekarım. Şu kadar bestem var. Ben müzikten bir kuruş kazanamadım.' dedi. O zaman şartlar bu şekildeydi. Durum biraz daha değişir gibi oldu. Keşke müziğe biraz daha kıymet verseydik." ifadelerini kullandı.
- "Albümden maddi bir beklentimiz yok"
Prof. Dr. Özbek, müziğe olan tutkusunu bir albümle taçlandırmak istediğini, bunu da hiçbir maddi beklentisi olmadan yaptığı Türk Sanat Müziğe albümüyle gençlere, "Bakın bu müziğimiz de var" mesajını vermek istediğini söyledi.
Özbek, albümdeki Türk Müziği makamlarını uygun şekliyle kullanmaya çalıştıklarını aktararak, bunun da öğrenciler için güzel bir örnek olduğunu ifade etti.
Müziğin beyin açısında da önemli bir işleve sahip olduğuna işaret eden Özbek, "Müzik yapıldığı taktirde beynin çok büyük bir kısmına kan pompalanıyor ve neredeyse hepsi çalışır hale geliyor. Müzik beyni müthiş kullanıyor." diye konuştu.
Özbek, müzik eğitiminin okullarda zorunlu kılınması gerektiğini belirterek, "Ders geçme şeklinde değil, not kaygısı olmamalı. Kişi müzikle uğraşsın. Beyin kapasitesini gerçekten arttırıyor. Bununla ilgili bilimsel çalışmalar var. Yüzde 30 ile 50 arasında oranlarda beyni daha iyi kullandırıyor. IQ'yu dahi arttırdığı bilimsel bir gerçek." değerlendirmesinde bulundu.
Prof. Dr. Özbek'in çıkardığı albümde kanun enstrümanını çalan İstanbul Medipol Üniversitesi Müzik Bölümü Başkanı Doç. Dr. Volkan Gidiş de Özbek'in bestelerinin enstrümantal müziğe katkı sağlayacak eserler olduğunu vurgulayarak, eserlerin icrası sırasında kendilerini geliştirecek noktalarla karşılaştıklarını söyledi.
Doç. Dr. Gidiş, "Tambur, kanun ve keman Türk müziğinin önemli enstrümanlarıdır. Türk müziğinde enstrümantal beste yapan besteci neredeyse yok denecek kadar az. Hocamızın bestelerinde 10 farklı makamda besteler mevcut." diye konuştu.