Görev yaptığı il dışında ikamet eden kamu görevlileri ne yapacak?
Görev yaptığı il dışında ikamet eden kamu görevlileri ne yapacak? Veya ilk defa bir göreve atanan, atandığı göreve başlayabilecek mi?
Soru 1-İzmir'de ikamet edip Manisa'nın bir ilçe belediyesinde görev yapıyorum. Yasak kapsamına giriyor muyum?
2-Atama tebligatı yeni gelmeye başlayan AÇSH Bakanlığına yeni başlayacak kişiler nasıl şehir değişikliği yapacak. Bakanlığın bu durumla ilgili bir açıklaması, esnek düzenlemesi olacak mı? ... Herkes nasıl gideceğini düşünüyor.
Cevap: Koronavirüs salgını sebebiyle vaka sayıları ve can kayıpları artmaya devam ettikçe salgınla mücadele kapsamında alınan önlemlerin dozu da tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de artıyor. Alınan önlemler her ne kadar gündelik hayatımızı çekilmez kılmaya başlıyor olsada arka planında Koronavirüs Bilim Kurulunun önerilerine dayalı olması bu konuda genel bir uzlaşı ve toplumsal kabulü de sağladı. 3 Nisan 2020 tarihli Bilim Kurulu toplantısı sonrasında alınması gerekli önlemler Cumhurbaşkanımıza iletilmiş, Cumhurbaşkanımızca gerekli açıklamalar yapılmış, uygulamanın genel esasları da hızlı bir şekilde İçişleri Bakanlığınca aynı tarihli bir yazı ile duyurulmuştur.
Söz konusu yazıda; "Gelinen noktada Koronavirüs salgınının yayılım hızı göz önüne alındığında; ülke geneli için bugüne kadar alınan tedbirlere ilave olarak yeni tedbirlerin alınması ve bazı şehirlerimiz için ek tedbirlerin planlanması/uygulanması gerektiği değerlendirilmektedir.
Bu çerçevede Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulunun önerileri, Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda, İl İdaresi Kanunu'nun 11/C maddesi ile Umumi Hıfzısıhha Kanununun 27 nci ve 72 nci maddesi kapsamında il valileri tarafından aşağıdaki ek tedbirlerin alınması gerekmektedir;
A- Büyükşehir statüsündeki 30 ilimiz (Adana, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bursa, Denizli, Diyarbakır, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Kayseri, Kocaeli, Konya, Malatya, Manisa, Mardin, Mersin, Muğla, Ordu, Sakarya, Samsun, Şanlıurfa, Tekirdağ, Trabzon, Van) ile Zonguldak ili için;
1- Büyükşehir statüsündeki 30 ilimiz ile Zonguldak il sınırlarından kara, hava ve deniz yolu ile (toplu ulaşım aracı, özel araç ve yaya vb.) yapılacak tüm giriş/çıkışlar 03 Nisan 2020 Cuma günü saat 24.00'den itibaren 15 günlük bir süre için geçici olarak durdurulacaktır.
2- Bu illerimizde yaşayan/bulunan tüm vatandaşlarımızın belirtilen süre boyunca illerinden kalmaları esas olacaktır." denilmektedir.
Yazının devamında ise yasağın istisnaları sayılmaktadır. Buna göre 18 Nisan 2020 günü gece yarısına kadar 30 büyükşehir ile Zonguldak iline her türlü taşıt araçları veya yaya olarak giriş çıkış yapılamayacaktır. Yazıda giriş çıkış yasağına çalışanlarla ilgili olarak getirilen istisnalar ise;
"d-) Çalışma hayatı içerisinde yer alan yönetici, çalışan ya da işyeri sahiplerinin ikamet ve işyerlerinin farklı illerde bulunması durumunda iller arasındaki giriş/çıkışları; bu durumu ispatlayan (yerleşim yeri/ikamet belgesi, SGK kayıt belgesi) belgeleri ibraz etmek şartı ile yapılabilecektir.
e-) Başta sağlık ve güvenlik olmak üzere kamu görevi ve hizmetinin sürekliliğinin sağlanmasında görevli olanlar; görevli olduklarına dair belge veya kimlikle giriş/çıkış yapabileceklerdir.
f-) Yukarıda sayılanlar dışında yer almakla birlikte, Valiler başkanlığında ilgili meslek kuruluşları (ticaret ve/veya sanayi, esnaf ve ziraat odaları vb.) temsilcilerinin de katılımıyla toplanan "İl Pandemi Kurulları" nın önerileri doğrultusunda illerin özel durumları göz önünde tutularak İl Umumi Hıfzıssıhha Kurullarınca alınacak karar ile kapsama alınacak diğer faaliyetlere özgülenmiş olanlar, Valilik/Kaymakamlık tarafından düzenlenecek "Seyahat İzin Belgesi" ile giriş/çıkış yapabilecektir."şeklinde sayılmıştır.
TEDBİRLERE UYMAYANLARA VERİLECEK CEZA MİKTARI
İçişleri Bakanlığı yazısında alınan önlemlere kanuni dayanak olarak 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu'nun 11/C maddesi ile 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 27 ve 72. maddeleri gösterilmektedir. 5442 sayılı Kanunun 11. maddesinin C fıkrasında, "İl sınırları içinde huzur ve güvenliğin, kişi dokunulmazlığının, tasarrufa müteaallik emniyetin, kamu esenliğinin sağlanması ve önleyici kolluk yetkisi valinin ödev ve görevlerindendir. Bunları sağlamak için vali gereken karar ve tedbirleri alır... Bu fıkra kapsamında alınan ve ilan olunan karar ve tedbirlere uymıyanlar hakkında 66 ncı madde hükmü uygulanır." denilmektedir. 66. maddeye göre ise, valiler tarafından kanunların verdiği yetkiye istinaden tebliğ ve ilan olunan karar ve tedbirlere uymayanlara mahalli mülki amir tarafından Kabahatler Kanununun 32. maddesinde belirtilen tutarda para cezası uygulanabilecektir. Para cezasının tutarı güncellenmiş rakamlara göre 392 TL dir.
İçişleri Bakanı imzalı yazının son paragrafında, alınan kararlara uymayan vatandaşlara Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 282 inci maddesi gereğince idari para cezası verilmesi başta olmak üzere aykırılığın durumuna göre Kanunun ilgili maddeleri gereğince işlem yapılması, konusu suç teşkil eden davranışlara ilişkin Türk Ceza Kanunu'nun 195 inci maddesi kapsamında gerekli adli işlemlerin başlatılması istenilmektedir.
1593 sayılı Kanunun 282. maddesinde öngörülen idari para cezasının güncel rakamlara göre alt sınırı 789 TL, üst sınırı ise 3180 TL dir. İl idare kurullarının önlemlere uymayanlar için 3150 TL idari para cezası uygulanması konusunda almış oldukları kararlar mevcuttur. Ayrıca, Türk Ceza Kanunu'nun Bulaşıcı Hastalıklara İlişkin Tedbirlere Aykırı Davranma başlıklı 195. maddesinde yer alan "... yetkili makamlarca alınan tedbirlere uymayan kişi, iki aydan bir yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır." hükmü uyarınca, bu hükme uymayan kişiler hakkında adli makamlarca işlem yapılabilecektir.
İL DEFA ATANANLAR İÇİN KANUNDA YER ALAN HÜKÜM
Diğer taraftan, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 63. maddesine göre bir göreve ilk defa veya yeniden atananların belge ile isbatı mümkün zorlayıcı sebepler olmadığı takdirde aynı yerdeki göreve atanmaları halinde tebliği izleyen gün, başka yerdeki göreve atanmaları halinde ise 15 günlük mehil müddetini izleyen gün işe başlamaları gerekmektedir. Bu süreler içinde işe başlamayanların atamaları iptal edilmekte ve bunlar 1 yıl süreyle Devlet memuru olarak istihdam edilememektedir. Belge ile isbatı mümkün zorlayıcı sebepler olsa dahi tebliği izleyen iki ay içinde göreve başlanmadığı takdirde atama iptal edilecektir. Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslarda ise göreve başlama süresine ilişkin bir hüküm bulunmadığından, yerleştirmesi yapılan adaylar kurumlarca belirlenen sürelerde işe başlamak zorundadır. Belge ile ispatı mümkün zorlayıcı sebepler sözleşmeli personelin işe başlama sürelerini geciktirecek, bir hak kaybına yol açmayacaktır.
GİRİŞ ÇIKIŞ YASAKLANAN BÜYÜKŞEHİRDE OTURAN AMA BAŞKA BİR İLDE İKAMET EDEN NE YAPACAK?
Giriş çıkışı yasaklanan yerleşim yerlerinde ikamet eden veya bu yerler dışında ikamet etmekle birlikte giriş çıkışı kapatılan yerlerde bir göreve atanan ve henüz göreve başlamamış olanlar hukuken İçişleri Bakanlığı yazısının (e) bendinde belirtilen "kamu görevi ve hizmetinin sürekliliğinin sağlanmasında görevli olanlar" tanımı kapsamına girmemekle birlikte atamaya ilişkin belgelerini ibraz etmeleri halinde giriş çıkışlarda bir zorluk yaşamayacaklarını düşünüyoruz. Aksi bir durum sözkonusu olsa bile, kişilerin kendi elinde olmayan bu türden bir zorlayıcı sebep karşısında herhangi bir hak kaybı yaşanmayacaktır.
SONUÇ VE DEĞERLENDİRME
1- Görev yaptıkları il dışında ikamet eden kamu görevlileri kontrol noktalarında resmi kurum kimliklerini ibraz ettikleri takdirde seyahat yasağına tabi olmaksızın işyerlerine ve ikamet yerlerine gitmekte sıkıntı yaşamayacaktır. (Genelgenin (e) bendi şu şekildedir: "Başta sağlık ve güvenlik olmak üzere kamu görevi ve hizmetinin sürekliliğinin sağlanmasında görevli olanlar; görevli olduklarına dair belge veya kimlikle giriş/çıkış yapabileceklerdir." )
2- Giriş çıkışa yasak yerleşim yerlerinde ikamet eden veya bu yerler dışında ikamet etmekle birlikte giriş çıkışa kapatılan yerlerde bir göreve ilk defa atananların atama tebliğ tebellüğ belgelerini ibraz etmeleri halinde yasağa tabi olmamaları gerektiğini, bu konuda engel çıksa bile mücbir sebepler dolayısıyla hak kaybı yaşamayacaklarını değerlendirmekteyiz.
3- Alınan önlemlere uyulmasının kendi sağlığımız, aile sağlığı ve toplu sağlığı bakımından hayati olduğu kadar, herhangi bir idari para cezası veya adli işleme maruz kalmamak açısından da zorunlu olduğunu düşünüyoruz.