İtfaiyeciler korona günlerinde hayat kurtarmaya devam ediyor
Dünyanın en zorlu mesleklerinden birisini icra eden itfaiyeciler, yaşadıkları psikolojik ve bedensel zorlukların yanı sıra Kovid-19 günlerinde de hayat kurtarmak adına riskli görevler üstleniyor.
En zorlu meslek gruplarından olan itfaiyeciler, yeni tip koronavirüs (Kovid -19) salgını günlerinde de hayat kurtarmaya devam ediyor.
Kimyasal ve sanayi yangınlarına müdahale, yangından insan kurtarma, ilk yardım, deprem ve diğer doğal felaketlerden insan kurtarma gibi zorlu alanlarda sınavlara girip, özel eğitim alarak göreve başlayan itfaiyeciler, kolluk kuvvetleri ve madenciler gibi zorlu bir mesleği icra ediyor.
AA ekibi, tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs (Kovid -19) salgını günlerinde İstanbul İtfaiyesi'ne bağlı Fatih İtfaiye Amirliğinde çalışan itfaiyecileri, karargahlarında ve yangın bölgesinde takip etti.
Fatih İtfaiye Grup Amiri Mehmet Demir, itfaiyeciliğin içerisinde birçok farklı branşın sıkıntılarını barındıran bir meslek olduğunu söyledi.
Polis ve 112 sağlık çalışanları gibi zorlu mesleklerle aynı olaylara müdahil olup, riskleri üstlendiklerini anlatan Demir, "İtfaiyeci, örneğin kimya sanayiinde çıkan bir yangında o kimyasalların yol açacağı tehlikeyle karşı karşıya kalabilir. Mesleğimiz, hayat kurtarmak için birçok riski içerisinde barındırır. Riskli meslekler içerisinde de dünyada en önde gelen işlerden birisi bizim mesleğimizdir. Bir insanı ya da bir hayvanı kurtarmak için şehit olmuş arkadaşlarımız var. Burada Edirnekapı'da İtfaiye Şehitliğimiz var." diye konuştu.
İşlerinin bir bölümünün de zor durumda kalan hayvanlara yardım etmek olduğunu dile getiren Demir, "Kuyu köpek" olayını hatırlatarak, bazen bir can için günlerce çabaladıklarını, onu kurtarmak için günlerce uğraştıklarını ifade etti.
Olay yerinde sosyal mesafe alanı genişledi
İtfaiyeciler olarak Kovid -19 salgınına karşı alınan önlemleri titizlikle uyguladıklarını belirten Demir, bu süreçte 24-48 olan mesai saatlerinin 120 saat çalışma 240 saat istirahat şeklinde düzenlendiğini aktardı.
Çalışanların evde bulundukları dönemde aileleri kadar iş arkadaşlarını da düşünerek hareket ettiğini ifade eden Demir, şöyle konuştu:
"İşe geldiğimizde de sosyal mesafeye uygun hareket ediyoruz. Masalarımızın aralarını açıp sandalyelerimizin sayılarını eksilttik. Oturma alanlarımızda da benzer düzenlemeyi yaptık. Karargahlarımızın düzenli olarak dezenfeksiyonu yapılıyor. Yangın yerlerinde kendi koruyucu teçhizatımızla müdahale ettiğimiz için o esnada özel bir tedbire ihtiyacımız yok. Ancak sivil vatandaşlarla sosyal mesafeyi korumak için emniyet alanımızı biraz daha geniş tutuyoruz. Ayrıca günlük periyotlarla ateş ölçümü de yapıyoruz."
En büyük sorun bilinçsiz parklama
İtfaiye Başçavuşu Tuncay Sivri ise dünyanın en zorlu mesleklerinden birisini icra ettiklerini belirterek, olay yerinde gittiklerinde hem psikolojik hem de bedensel olarak zorluklar yaşadıklarını söyledi.
Her olaya karşı zihinsel ve fiziksel olarak kendilerini hazırladıklarını dile getiren Sivri, şunları kaydetti:
"İhbar geldiğinde ona göre kendimizi zihnen hazırlıyoruz. İnsan kurtarmanın, hayvan kurtarmanın ve diğer müdahalelerin farklı psikoloji ve hazırlıkları var. Ayrıca bedensel açıdan hazır olmak için spor yapıyoruz. Vakaya giderken de İstanbul'un yoğun trafiği, hatalı parklamalar, yanlış ya da eksik adresin verilmesi gibi zorluklar yaşıyoruz. Bu sebeplerle olay yerine biraz geç vardığımızda vatandaşlardan tepki de görebiliyoruz."
Yangının çıktığı yapı ve türüne göre müdahale ve zorluklara değinen Sivri, 25 senelik meslek hayatında 13-14 meslektaşının şehit olmasına şahit olduğunu dile getirdi.
Fatih İtfaiyesi Baş Şoförü İzzet Yüce de, Fatih'in, İstanbul'un tarihi bölgelerinin başında geldiğini ifade ederek, dar sokakların, tarihi yapıların ve nüfus yoğunluğunun olduğu bölgede yangın yerine ulaşmanın diğer bölgelere göre daha zor olduğunu söyledi.
Kovid -19 salgını döneminde caddelerde trafiğin daha rahat olduğunu ancak ara sokaklardaki gelişigüzel parklamanın kendileri için sorun teşkil ettiğini belirten Yüce, olay yerine ulaşırken yaşadıklar en büyük sorunun, bilinçsizce park edilmiş araçlar olduğunu vurguladı.
Yüzüğü parmağına sıkışan da onlardan yardım istiyor
Yüce, başlarından geçen ilginç olayları şöyle anlattı:
"Parmağa sıkışan yüzükleri sağlık personeli eşliğinde biz kesiyoruz. 10 yıl kadar önce bir doktorun parmağına yüzük sıkışmış ve çıkartılamamıştı. Bazı doktor arkadaşları, parmağını kesip yüzüğü çıkarmayı önermiş. Tabi mikro cerrahi ile tekrar dikerek parmağı da kurtaracakları söylemişler. Hastanede bir temizlik görevlisi bu işi itfaiyecilerin yaptığını söyleyince doktor, buraya geldi. Bize gelip çekinerek sorduğunda 'Arabanızı şöyle park edip, gelin' dedik. Bizim için çok normaldi. Yüzüğü parmağından kısa sürede kesip çıkarınca çok şaşırmıştı.
Geçtiğimiz günlerde de Kovid -19 virüsü taşıyan bir kadının parmağında yüzüğü sıkışmıştı. Bize ulaştılar ve yüzüğü parmağından keserek çıkardık."
Mıntıkacılar tüm sokakları gezerek harita hazırlıyor
İtfaiye ekipleri arasında en farklı işi yapanlar ise mıntıkacı olarak tanımlanan itfaiye erleri.
Bulundukları bölgede sokak sokak hakim olan mıntıkacılar, yolları büyükşehirlerde araç kullananların vazgeçilmezi olan navigasyonlardan daha iyi biliyorlar.
Mıntıkacı itfaiye eri Tolga Bulut, itfaiyeciler için yangın yerine erken varmanın her şeyden önemli olduğunu belirterek, "Görev bölgemizdeki tüm sokakları, tek tek gezerek hazırladığımız alternatif haritada uygunluk durumuna göre işaretliyoruz. Ayrıca tüm sokak bilgilerinin yer aldığı dosyalarımız var. Bazı itfaiye araçları çok büyük olduğu için her sokak ve yolu kullanamıyorlar. Bizim öncelikli görevimiz araçların kestirme yollardan en kısa sürede olay yerine varması için rehberlik yapmak ve yangın yerine en yakın su kaynaklarını göstermek." diye konuştu.
Mıntıkacı itfaiye eri Yılmaz Tekbıyık ise "Ramazan ayında hem giydiğimiz kıyafetler nedeniyle hem de yangına müdahale esnasında çok fazla su kaybediyoruz ama Allah dayanma gücü veriyor." dedi.