'Koronavirüsü ellerimizle yeneceğiz'
Virüsü ellerimizi koruyarak ve sosyal mesafe kurallarına uyarak yenebileceğimizi söyleyen Akdeniz Üniversitesi Farmokoloji Anabilim Dalı Başkanı,Prof. Dr. Coşkun Usta, ''Ellerimizi doğal yöntemlerle korumak en önemli önceliklerimizden biri olmalı'' dedi.
Dünya, koronavirüs ile mücadele ederken tedbir ve korunma yöntemlerini de ardı
ardına uygulamaya koyuluyor. Virüs en çok eller ile bulaşıyor. Dolayısıyla pandemi
sürecinde kimyasallardan uzak durulmasını söyleyen Akdeniz Üniversitesi Farmokoloji
Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Coşkun Usta, ''Kimyasallar doğada yüzyıllar
içerisinde yok edilmekte ve içme sularımıza karışarak zehir etkisi yapmaktadır.
Ayrıca bakteri ve virüslerin direnç gelişmesine neden olarak ileride tedavi
edilemeyen daha ciddi enfeksiyonlara yol açabileceğini. Bütün bu açılardan baktığımızda
daha doğal maddelere yönelmemize ve bunun da doğa da bulunduğuna işaret ediyor''
dedi.
Ayrıca gümüş elementine dikkat çeken Prof. Dr. Usta, gümüşün mikropların hücre
duvarını geçirgen kılarak öldürücü etki yaptığını söyledi.
''Gümüş, mikropların hücre duvarını geçirgen kılarak öldürücü etki yapmaktadır''
Virüsün en çok ellerden yayıldığını ve önce elleri korumamız gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Coşkun Usta, ''Gümüş, yüzyıllardır değişik amaçlarla ve farklı formlarda kullanılan ve iyi bilinen mikrop öldürücü bir elementtir. Eskiden içme suları bu amaçla gümüş kaplarda servis edilirdi. Colloidal Gümüş, mikropların hücre duvarını geçirgen kılarak öldürücü etki yapmaktadır. Çok güçlü antioksidan etkileriyle ciltte yenileyici ve koruyucu etkileri söz konusudur. Dezenfektan ve antisepsi açısından rahatlıkla tercih edilebilir. Özellikle uzun süreli koruma sağlaması ve organik bir molekül olarak ağız ve mukozalarımıza zarar vermemesi açısından tercih edilebilir. Bu sebeple üç riskli bölge olarak bilinen eller, ağız ve burun daha koruma altında tutulabilir. Bu aynı zamanda maske altında koruma anlamına da gelebilir'' açıklamasında bulundu.
''Virüsü eve ya ellerinizle getirirsiniz ya da enfekte olarak getirirsiniz''
Virüsü eve getirmenin öncelikli iki yolu olduğunu hatırlatan Prof.Dr. Usta, ''Ya ellerinizle getirirsiniz ya da enfekte olarak getirirsiniz. Maske ve siperlik gibi sosyal mesafe kurallarına uyarak insandan insana geçişi yavaşlatabiliriz. Fakat eller o kadar riskli ki, üstelik kontrol etmemiz de çok zor. Çünkü alışkanlıklarımız var. Eller dışarıya açık olarak kullanılan ve neredeyse gün içerisinde binlerce kez kullanılan, ayrıca da temas noktalarıdır'' şeklinde konuştu.
Gümüşün günümüz teknolojisi ve laboratuvar imkanları sayesinde iyonize olarak elde edilebilir olduğunu belirten Prof.Dr. Usta, ''Artık bir mili metre kareye binlerce gümüş iyonu sığdırmak mümkün oldu. Bulaşanlar ilk teması önce gümüş iyonları ile yapmak durumundalar. Gümüş iyonları prensip olarak tüm zararlı mikroorganizmalara tutunmak ve o yapının etrafını sararak soluksuz bırakmak üzerine kuruludur. Bu prensip ile virüs, bakteri gibi bulaşmalar ciltte bulunan koruyucu bir zırh tabaka ile yavaşlatılabilir ve durdurulabilir. Ta ki siz ellerinizi sabunlu su ile yıkayıp akıtana kadar kalan sürede ellerinizi ve uygulanan diğer bölgeleri koruma altında tutabilir'' dedi.
''Önce eller''
Ellerimizi kullanma noktasında bazı alışkanlıklardan geri dursak dahi 'Temas' mantığını çok iyi öğrenmemiz gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Usta, ''Eller ile olabildiğince her şeye az temas çok önemli. Colloidal gümüş olan ve yoğunlaştırılmış jel formunda Bodrum'da sektörel bir firma tarafından jel olarak üretildi. Bodrum'da bulunan özel laboratuvarda eczacı ve kimyagerler tarafından formüle edilerek milli ve yerli bir ürün düşüncesiyle üretildi. Özellikle Bodrum başta olmak üzere diğer dış turizme açık bölgelerimiz Covid-19 salgını açısından daha riskli görülmelidir. Çünkü çeşitli coğrafyalardan oluşan insan popülasyonlarında bulaşma ve mutasyon geçişleri kaçınılmaz olmaktadır. Bu sektörde görev alan hizmet sektörü çalışanları herkesten daha çok kendini korumalıdır. ''Önce eller'' sloganını toplumsal bir kampanya gibi düşünmek ve her şeyin eller ile başladığını unutmamak gerekiyor'' diye sözlerini tamamladı.
Ağzında gümüş kaşık ile doğmak
Çok eski bir deyim olan ''Ağzında gümüş kaşık ile doğmak'' aslında zenginliğe işaret eden bu deyim, hayat kalitesini anlatıyor. Gümüş kaşıkla yemek yediğiniz zaman gümüşün 4 binden fazla mikrobu kırma özelliği olduğu biliniyor. Padişahların bu yüzden gümüş kaşıkla yemek yediği bilinmekte.