Sayın Ecemiş'in Göreve Geri Dönüş Usulünün Hukuki Yorumu

Haber Giriş : 15 Mayıs 2003 05:25, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Sayın Ecemiş'in Göreve Geri Dönüş Usulünün Hukuki Yorumu

Daha önce İçişleri Bakanlığı Müsteşarı olan, ancak seçim süreci ile birlikte İçişleri Bakanlığına atanan Sayın Muzaffer Ecemiş'in seçim sonuçları ile birlikte aslında çok ilginç bir prosedür izlediği ortaya çıktı. Buna göre sayın Ecemiş aylıksız izne ayrılarak Bakanlık görevine atanmıştı. Ancak bu yol bize göre hukuken geçerli bir yol değildir. Ayrıntılar için tıklayın.

25.11.2002 tarihli Star gazetesinde; ?Seçim öncesi tarafsız olarak atanan İçişleri Bakanı Muzaffer Ecemiş'in, görev süresinin dolmasının ardından tekrar İçişleri Bakanlığı Müsteşarlığı'na dönmek için ilginç bir yol izlediği ortaya çıktı. Ecemiş, tarafsız bakan olmadan önce ücretsiz izin aldı. Bu dönem içinde İçişleri Bakanlığı görevini sürdürdü. Abdülkadir Aksu'nun İçişleri Bakanlığı'na atanmasının ardından da izin süresi doldu ve Ecemiş de tekrar eski görevine döndü.? haberi yer almaktadır.

Bu haberi detaylı olarak analiz etmek gerekirse bu konuda şu açıklamaları yapabiliriz.

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 108'inci maddesinde;?Devlet memurlarına on hizmet yılını tamamlamış olmaları ve istekleri halinde memuriyet süreleri boyunca ve bir defada kullanılmak üzere altı aya kadar aylıksız izin verilebilir. Ancak, Sıkıyönetim veya olağanüstü hal ilan edilen bölgelere veya kalkınmada öncelikli yörelere 72 nci madde gereğince belli bir süre görev yapmak üzere mecburi olarak sürekli görevle atananlar hakkında bu bölgelerdeki görev süreleri içinde bu fıkra hükmü uygulanmaz.? hükmü yer almaktadır.

Bu hükme göre aylıksız izin alan memurların aylıksız izin süresince maaş almama ve göreve gelmeme dışındaki bütün hak ve yükümlülükleri devam etmektedir. Yani aylıksız izinde bulunan kişinin memuriyeti devam etmektedir.

O zaman aylıksız izinde bulunan birisinin Bakanlık görevine dışarıdan atanması halinde memuriyet durumu ne olacaktır? Yani memuriyeti devam mı edecektir yoksa istifa mı etmiş sayılacaktır.

1982 tarihli Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 109'uncu maddesinde; ?Bakanlar Kurulu, Başbakan ve bakanlardan kurulur. Başbakan, Cumhurbaşkanınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri arasından atanır. Bakanlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri veya milletvekili seçilme yeterliğine sahip olanlar arasından Başbakanca seçilir ve Cumhurbaşkanınca atanır. Gerektiğinde Başbakanın önerisi üzerine Cumhurbaşkanınca görevlerine son verilir.? hükmü yer almaktadır.

Yine Anayasanın 112'nci maddesinde;?Başbakan, Bakanlar Kurulunun başkanı olarak, bakanlıklar arasında işbirliğini sağlar ve hükümetin genel siyasetinin yürütülmesini gözetir. Bakanlar kurulu, bu siyasetin yürütülmesinden birlikte sorumludur. Her bakan, Başbakana karşı sorumlu olup ayrıca kendi yetkisi içindeki işlerden ve emri altındakilerin eylem ve işlemlerinden de sorumludur. Başbakan, bakanların görevlerinin Anayasa ve kanunlara uygun olarak yerine getirilmesini gözetmek ve düzeltici önlemleri almakla yükümlüdür. Bakanlar Kurulu üyelerinden milletvekili olmayanlar; 81 inci maddede yazılı şekilde Millet Meclisi önünde and içerler ve bakan sıfatını taşıdıkları sürece milletvekillerinin tabi oldukları kayıt ve şartlara uyarlar ve yasama dokunulmazlığına sahip bulunurlar. Bunlar Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri gibi ödenek ve yolluk alırlar.? hükmü yer almaktadır.

Ayrıca, üyelikle bağdaşmayan işlerin düzenlendiği 82'nci maddesinde; ?Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Devlet ve diğer kamu tüzelkişilerinde ve bunlara bağlı kuruluşlarda; Devletin veya diğer kamu tüzelkişilerinin doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak katıldığı teşebbüs ve ortaklıklarda; özel gelir kaynakları ve özel imkanları kanunla sağlanmış kamu yararına çalışan derneklerin ve Devletten yardım sağlayan ve vergi muafiyeti olan vakıfların, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile sendikalar ve bunların üst kuruluşlarının ve katıldıkları teşebbüs veya ortaklıkların yönetim ve denetim kurullarında görev alamazlar, vekili olamazlar, herhangi bir taahhüt işini doğrudan veya dolaylı olarak kabul edemezler, temsilcilik ve hakemlik yapamazlar.
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, yürütme organının teklif, inha, atama veya onamasına bağlı resmi veya özel herhangi bir işle görevlendirilemezler. Bir üyenin belli konuda ve altı ayı aşmamak üzere Bakanlar Kurulunca verilecek geçici bir görevi kabul etmesi, Meclisin kararına bağlıdır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği ile bağdaşmayan diğer görev ve işler kanunla düzenlenir.? hükmü yer almaktadır.

Seçimlerde geçici Bakanlar Kurulunu düzenleyen 114'üncü madde de ise ?Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimlerinden önce, Adalet, İçişleri ve Ulaştırma bakanları çekilir. Seçimin başlangıç tarihinden üç gün önce; seçim dönemi bitmeden seçimin yenilenmesine karar verilmesi halinde ise, bu karardan başlayarak beş gün içinde, bu bakanlıklara Türkiye Büyük Millet Meclisi içinden veya dışarıdan bağımsızlar Başbakanca atanır.
116 ncı madde gereğince seçimlerin yenilenmesine karar verildiğinde Bakanlar Kurulu çekilir ve Cumhurbaşkanı geçici Bakanlar Kurulunu kurmak üzere bir Başbakan atar.
Geçici Bakanlar Kuruluna, Adalet, İçişleri ve Ulaştırma bakanları Türkiye Büyük Millet Meclisindeki veya Meclis dışındaki bağımsızlarda olmak üzere, siyasi parti gruplarından, oranlarına göre üye alınır.
Siyasi parti gruplarından alınacak üye sayısını Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı tespit ederek Başbakana bildirir. Teklif edilen bakanlığı kabul etmeyen veya sonradan çekilen partililer yerine, Türkiye Büyük Millet Meclisi içinden veya dışarıdan bağımsızlar atanır.
Geçici Bakanlar Kurulu, yenilenme kararının Resmi Gazetede ilanından itibaren beş gün içinde kurulur.
Geçici Bakanlar Kurulu için güvenoyuna başvurulmaz.
Geçici Bakanlar Kurulu seçim süresince ve yeni Meclis toplanıncaya kadar vazife görür.? hükmü yer almaktadır.

Yukarıda detaylı olarak sıralamış olduğumuz hükümler çerçevesinde dışarıdan Bakan olarak atanan bir memurun memuriyeti Bakan olarak atandığı tarihte sona erer. Yani hem memuriyet hem de bakanlık bir arada sürdürülemez. Memurun aylıksız izinde olması bu durumu değiştirmemektedir. Dolayısıyla da Bakanlık görevi sona eren birisinin istifa eden Devlet memurunun tekrar memuriyete dönmesine ilişkin atama prosedürüne uyulmaksızın tekrar memuriyete dönmesi mümkün değildir. Buna uyulmaksızın yapılan işlemler hukuk alanında geçersiz işlemlerdir.

Sonuç olarak, İçişleri eski Bakanı sayın Muzaffer Ecemiş'in yukarıda belirtmiş olduğumuz usule uyulmaksızın tekrar görevine döndürülmesinin mümkün olamayacağını düşünüyoruz. Bu açıklamayı her hangi bir kişiyi hedef alarak yapmadığımızın bilinmesini ve sadece ve sadece izlemiş olduğumuz ilkeli yayın politikasının bir gereği olarak yaptığımızın bilmesini isteriz.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber