Kamu Kurumları, merkezi alıma kadro ayırmıyor!
Son yıllarda atama izinlerinin giderek azalması ve sözleşmeli personel alımının yaygınlaşması ile birlikte çoğu kamu kurumu KPSS ile ÖSYM üzerinden merkezi olarak personel temini yapmıyor!
Bilindiği üzere, 2 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 11 inci maddesinde yer alan; "Bu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi kapsamına giren kurum ve kuruluşlarının; memur ve öğretim elemanı kadrolarına açıktan veya diğer kurum ve kuruluşlardan nakil suretiyle yapabilecekleri yıllık atama sayısı, bu sayı sınırlamasına tabi tutulmayacak atamalar ile uygulamaya ilişkin hususlar, öğretim elemanları için Yükseköğretim Kurulunun görüşü alınmak suretiyle, Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile Devlet Personel Başkanlığının müşterek teklifi üzerine Cumhurbaşkanınca belirlenir." hükmü uyarınca kurum ve kuruluşların yıllık atama sayıları Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından "Cumhurbaşkanı Kararı" ile ilan edilmektedir.
Buna göre, 2020 yılı için kamu idarelerine birinci dağılımda 1066, ikinci dağılımda 7235 toplam 8301 kadro tahsisi yapılmıştır. Geçtiğimiz hafta ÖSYM tarafından ilan edilen KPSS 1 inci dönem yerleştirme kadrolarına baktığımızda ise tahsis edilen atama izinlerinin yalnızca %25'inin merkezi yerleştirmeye ayrıldığını görüyoruz.
Aşağıda yer verdiğimiz tablo üzerinden oranlara daha ayrıntılı bakabilirsiniz.
Diğer taraftan, KPSS yerleştirmeleri için merkezi yerleştirme için kadro tahsis eden kurumlara göre değerlendirme yapıldığında ise, yükseköğretim kurumları, belediyeler ve KİTLER hariç olmak üzere ayrılan 1704 kadronun 1400'ünü Sosyal Güvenlik Kurumu oluşturmaktadır. Yani, birinci yerleştirmede Sosyal Güvenlik Kurumu merkezi yerleştirme için kadro ayırmamış olsa, kamu kurumlarına açıktan merkezi alım sayısı yok denecek seviyelere düşecektir.
KPSS ile yerleşen personel almak yerine ya mevzuatını değiştirerek kurumsal düzeyde sözleşmeli personel almaya yönelmiş ya da az sayıda tahsis edilen atama izinlerini nakil kontenjanı olarak kullanmaya başlamıştır.
Yılın ilk bildiriminde kadro ayırmayan idarelerin ikinci yerleştirme döneminde kadro kontenjanı bildirmeleri çok olağan bir durum değildir. Zira ikinci döneme bırakılan kadro izinleri genellikle atama işlemleri bir sonraki yıla sarktığı için ister istemez bir risk barındırmaktadır.
Sonuç olarak, atama izinleri ve merkezi yerleştirmeye ayrılan kadro sayısı bizim için şu sonucu ortaya koymaktadır. Cumhurbaşkanlığı tarafından tahsis edilen atama izinlerinin yüzde 25'i merkezi yerleştirme için ayrılmakta, geri kalan %75'lik kısım ise kamu idarelerinin naklen personel temininde kullanılmaktadır. Dolayısıyla, aslında kamuya ilk defa atanan memur sayısı çok sınırlı düzeyde kalmaktadır. Bu durum aynı zamanda her Türk vatandaşın kamu hizmetlerine eşit yarışma şartlarında girme hakkına engel olmakta, kurumların inisiyatifine bırakılan alım yöntemleri ile kamu vicdanını yaralayan ve merkezi idareye olan güvenin sarsılmasına neden olan sonuçlar da doğurmaktadır.
Bu noktada, atama izinlerinin tahsisi ve koordinasyonundan sorumlu Strateji ve Bütçe Başkanlığının fiili durumu ele alarak kamuya giriş için tahsis edilen atama izinlerinin etkin ve verimli bir şekilde kullanılıp kullanılmadığına ilave olarak naklen personel alımlarının zaten az sayıda tahsis edilen atama izinlerine dahil edilmemesine yönelik bir dizi tedbirler almalarında fayda olacağı ortadadır. Yeni hükümet sistemi ile doğrudan Cumhurbaşkanlığına bağlanan bu kurumun, kamu yönetiminde kaynakların verimli kullanılması ilkesini sadece kadro planlaması ile değil, planlanan kadroların her vatandaş tarafından eşit şartlarda tercih edilebilmesini de sağlaması gerekmektedir. Böylelikle kişilerin emek ürünü olan Kamu Personeli Seçme Sınavı Sonuçlarının daha objektif ortamlarda kullanabilmesine imkan verilmiş olacak, ayrıca işsizlik rakamlarının düşmesine de katkı sağlanacaktır.