ÖSYM Başkanı'nın evinde konser

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 05 Kasım 2007 14:40, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Ankara'daki Müziksevenler Derneği'nin evlerde düzenlediği özel klasik müzik konserine bu ay, Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, ev sahipliği yaptı.

Prof. Dr. Erdoğan Teziç'in de misafir olduğu evde konuklar, piyanoda Elif Önal'ın yer aldığı Verda Demirel ve Yiğit Ülgen'in viyolonsel dinletisini koltuklarda, sandalyelerde ve merdiven basamaklarında oturarak keyifle izledi.

Ankara'da bir ilk olan ''Ev Konserleri'', Müziksevenler Derneği'nin projesi... İlki bu yıl Sevgililer Günü olan 14 Şubat'ta Derneğin Sanat Koordinatörü olan Gülören Cangal'ın evinde verilen konserin yedincisi, ÖSYM Başkanı Yarımağan'ın evinde gerçekleştirildi. Piyanoda Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Oda Müziği ve Piyano öğretim görevlisi Elif Önal'ın, viyolonselde Bilkent Senfoni Orkestrası üyesi Verda Demirel ve Bilkent Su Trio ve Pera Yaygı Çalgılar Grupları üyesi Yiğit Ülgen'in yer aldığı konserde, Schumann, Boccherini, Shostakovich ve Vivaldi'nin eserleri seslendirildi. Konseri, YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç de ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Yarımağan'ın davetlisi olarak izledi.

Yoğun çalışma temposuna ''konser arası'' veren ÖSYM Başkanı Yarımağan da eşiyle birlikte müzikle ''amatörce'' ilgilendiklerini dile getirdi. Müziksevenler Derneği'nin evlerde düzenlediği birkaç konseri izlediklerini ifade eden Yarımağan, şunları dile getirdi:

''Bizim komşularımız derneğin kurucuları. Müziksevenler Derneği'ne katkımız olsun diye konsere ev sahipliği yapmayı kararlaştırdık. Derneğin başka toplantılarına da katılmaya çalışıyoruz, çok yararlı olduğunu düşünüyoruz. Ev konserleri biraz daha samimi oluyor. Davet eden ailenin evinde veya bahçesinde yapılıyor. Bu sefer de biz arzu ettik. Hem dostlarımızı çağırdık, hem de derneğin üyelerini. Bu, hem bir sosyal faaliyet hem de yoğun iş arasında bir dinlenme.''

''Salonda yapılan konseri mi yoksa ev konserini mi tercih edersiniz?'' sorusuna Yarımağan, ''İkisi birbirinden farklı. Salondaki konserlerde geniş orkestra var. Müzik çok daha farklı olabiliyor. Ama tabii evdeki samimiyet ve sıcak hava da orada olmuyor. Burada daha küçük bir topluluk, birbirini tanıyan insanlar biraraya geliyorlar'' yanıtını verdi.

-''SINAVA HAZIRLANANLAR MÜZİK DİNLESİN''-

Müzik dinlemeyi ve müziğin her türünü çok sevdiğini dile getiren Yarımağan, ÖSS'ye hazırlanan öğrencilere müzik dinlemelerini önerdi. Yarımağan, ''Müzik aleti çalma becerisi, isteği olanlara bunu yapmalarını hararetle tavsiye ederim. Özellikle müzik dinlemeyi hepsine tavsiye ederim. Ders çalışırken ara verip bir enstrüman çalarak vakit geçirmek çok şey kazandırır. Yeni enerji kazandırır, daha kolay öğrenilmesini sağlar. Sanıyorum, zaten birçok öğrenci ders çalışırken hafif müzik dinliyor. Fonda dikkati çekmeyecek hafif müzik dinleyerek ders çalışılabilir'' diye konuştu.

-''İLK KONSERİ EVİMDE GERÇEKLEŞTİRDİM''-

Ev Konserleri fikrini Ankara'da hayata geçiren Müziksevenler Derneği'nin kurucusu ve Sanat Koordinatörü Gülören Cangal, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'ndan emekli bir sanatçı. Emekliye ayrıldıktan sonra hep hayali olan Müziksevenler Derneği'ni kuran Cangal, koro oluşturma isteği gerçekleşmeyince ''Ev Konserleri'' projesini hayata geçirdi. Cangal, AA muhabirine ev konserlerindeki amaçlarını şöyle anlattı:

''Ev konserleri aslında Mozart'tan bu yana hep vardır ama sürekli devam eden birşey değil. Bugünkü dünyada, bilgisayarların var olduğu bir ortamda insanlar artık birbirlerinden o kadar uzaklaştı ki, arkadaşlık, dostluk hiçbir şey kalmadı. Biraraya gelmeleri zorlaştı.

Ev konserleri aracılığıyla insanlar, dostlar biraraya gelir, insanlar tanışır, birbirlerini çoktandır görmeyenler görür diye düşündüm. Klasik müziğin eğitimini de aldığımız için bu müziği evlerde yaşatmak istedik. Dernekteki arkadaşlarımla da konuştuk ve kabul edilince konserleri düzenlemeye başladık. İlk konseri, nasıl yapılacağını göstermek için kendi evimde düzenledim. 35 metrekare salonuma 50 kişiyi çağırdım. 14 Şubat Sevgililer Günü idi ve herkes geldi. Sonra bunu her ay bir evde olmak üzere tekrarlamaya başladık.

Ev konserlerinde, sanatçı ile seyirci arasındaki soğukluk kalkıyor. Sanatçıya çok yakınsınız. Sahnede ise bu olmuyor. Kulise de gitseniz bir uzaklık var. Burada ise bir samimiyet ortaya çıkıyor.''

-''AMACIMIZ KONSERLERDE PARA TOPLAMAK DEĞİL''-

Konseri izlemeye gelenlerin davetleri üzerine evlere gittiklerini dile getiren Cangal, izleyicilerin derneğe katkı amacıyla belirli bir miktar ücret verdiklerini ifade etti. Cangal, ''Yapılan bu katkıları biz de giderlerimiz için kullanıyoruz. Ayrıca konserden sonra ev sahibi yemek ikram ediyor. Hepsi ev yemekleri. Yani hem konser izliyorsunuz hem ardından güzel bir yemek yiyorsunuz hem de insanlarla, dostlarınızla birarada oluyorsunuz. Amacımız bu konserlerde para toplamak değil'' diye konuştu.

Ünal-Ayşe Yarımağan çifti ile de bu konserler sırasında tanıştıklarını ifade eden Cangal, ''Onlar da kendi evlerinde konser verilmesini çok istediler. Çok entellektüel bir çift ve müziği seviyorlar. Bu nedenle bu ay buradayız'' dedi.

Cangal, repertuvar konusunda kendilerinin karar verdiklerini, her bir konseri 40-50 dakika sürecek dinleti şeklinde planladıklarını anlattı.

-BACH VE NAZIM HİKMET-

Cangal, bundan sonraki konseri ''Bach ve Nazım Hikmet''e ayırdıklarını söyledi. Nazım Hikmet'in Bach ile ilgili şiirleri bulunduğunu kaydeden Cangal, ''Ben hiçbir şairin bir müzisyen için şiir yazdığını duymadım ama Nazım Hikmet'in var. Bundan yola çıkarak 'Bach Viyolonsel Süitleri ve Nazım Hikmet' adıyla bir dinleti hazırladık. 18 Kasım 2007'de Sabiha ve Şevki Numanoğlu çiftinin evinde sunacağız'' diye konuştu.

Cangal, ''Ev Konserleri'' etkinliğinin İstanbul'da da yılda bir-iki kez yapıldığını, ancak Ankara'da sadece kendilerinin gerçekleştirdiğini söyledi. Her ay konser düzenlemenin kolay olmadığını belirten Cangal, ''Ankara herşeyden o kadar yoksun ki, ben bunu bir hareket olsun diye de yapıyorum'' dedi.

''Bin Ev, Bin Konser'' sloganıyla yola çıkan dernek, her ay bir evde konser vererek, hem insanları biraraya getirmeyi hem samimi bir ortamda müzik dinletmeyi hem de klasik müziği yaşatmayı amaçlıyor.

Konserler mevsim kış ise evin içinde, yaz ise bahçesinde düzenleniyor. Konserin ardından ev sahibinin ikram ettiği yemek ve içecekler eşliğinde sohbetler ediliyor. Yemeklerin ''ev yemekleri'' olmasına özen gösteriliyor. Hatta bazı konuklar kendi elleriyle yaptıkları yiyecekleri de getirebiliyor.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber