Genç cerrah, hastalarına 'nefes' olmanın mutluluğunu yaşıyor
Türkiye'nin en önemli akciğer nakil ekiplerinden birinde görev alan 32 yaşındaki Göğüs Cerrahisi Uzmanı Dr. Sevinç Çıtak, sağlığına kavuşan hastaların ilk nefes heyecanına ortak olmanın sevinciyle görevini sürdürüyor
Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesinde görev yapan ve Türkiye'nin en geç cerrahları arasında yerini alan Göğüs Cerrahisi Uzmanı Dr. Sevinç Çıtak, akciğer nakli olan hastaların ameliyattan sonra aldıkları "ilk nefes" heyecanına ortak olmanın mutluluğunu yaşıyor.
Türkiye'nin en önemli akciğer nakil ekiplerinden birinde görev alan Uzman Dr. Sevinç Çıtak (32), AA muhabirine cerrahlığa uzanan hikayesini anlattı.
Türkiye'nin en genç nakil cerrahları arasına girmeyi başaran ve bu süre içerisinde birçok nakil ameliyatında da bulunan Çıtak, takibini sürdürdüğü hastaların kısa süre içerisinde nakil olup, sağlığına kavuşmasını istediğini söyledi.
Çıtak, uzmanlık alanındaki görevini yaparken duyduğu memnuniyeti dile getirerek, bulunduğu noktaya gelebilmek için çok çalıştığını ifade etti.
Bugüne kadar birçok nakil ameliyatında görev yaptığını dile getiren Çıtak, "Tek başına nakil yapmak mümkün değil. Akciğer nakli, ekip işi en az 3-4 kişiyi barındırması gereken bir şey, önce organı almaya gidiyoruz. Organı aldıktan sonra geliyoruz, eski akciğeri çıkartıp yenisini takıyoruz. Bunlar için hep 2'şer cerrahlı döngülerle çalışıyoruz. Çok fazla organ alıp getirmişliğim var ama organ alıp getirip, uçaklara binip, sağ olsun Sağlık Bakanlığımızın desteğiyle arabalarla bir şekilde organı getirip, eskisini çıkarıp yenisini taktığım oldu ama bu yalnız başına yapılacak bir şey değil. Bizde primer cerrah vardır, asistan cerrah vardır. Asıl işi yapan primer cerrahtır. Asıl cerrah olduğum nakiller oldu tabii ki." diye konuştu.
Çıtak, görev yaptığı süre içerisinde çok etkilendiği ve hiç unutamadığı hastaları olduğunu ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Benim çok etkilendiğim ve hiç unutmayacağım bir hastam var. Hasta normalde makineye bağlanmıştı, biz devralmasaydık enfeksiyon ve çeşitli etmenlerle kaybedilecek bir hastaydı. Biz bu hastayı yoğun bakımda 55 gün takip ettik. Her gün gittik fizyoterapisini yaptık. Hastayı hareket ettirdik, kas gücünü kaybetmemesi gerekiyor. Naklini yaptıktan sonra hastayı taburcu ettik. Ben o hastayı unutamıyorum, ağabeyi günlerce yanında kaldı. O hasta benim unutamadığım bir hastadır."
- "Amacım iyi ameliyatlar yapan bir cerrah olmaya devam etmek"
Göğüs Cerrahisi Uzmanı Dr. Sevinç Çıtak, tedavi ettikleri hastaların yaşama tekrar dönmesi dolayısıyla ekip olarak büyük bir mutluluk yaşadıklarını dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizim ilk nefes videolarımız var Erdal hocamızın (SBÜ Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs Cerrahisi ve Akciğer Nakil Birimi Sorumlusu Doç. Dr. Ahmet Erdal Taşçı) çektiği. Ameliyattan ağzımızda tüple çıkıyoruz ama o tüpü çıkarttıktan sonra hastalar ilk nefeslerini alıyorlar. O bir nefeslik süre o kadar uzun ki... Hastanın gözünde o nefesin ne kadar kıymetli olduğunu görüyorsun. O nefese ne kadar çok şey bağladığını görebiliyorsun, o anlar bence özel anlar."
Dr. Sevinç Çıtak, meslekteki hedeflerinin güzel ameliyatlar yapmaya devam etmek olduğunu belirterek, "Açıkçası doçent, profesör olmak çok kıymetli, umarım olurum. Ama hayattaki asıl hedefiniz ne dediğinizde ben güzel ameliyatlar yapmaya devam eden bir cerrah olmak istiyorum. Benim önceliğim bunu yapmak için doçent olmam gerekiyorsa o zaman doçent olmak istiyorum. Akciğer nakline devam etmek için profesör titri gerekiyorsa o zaman olmak istiyorum. Ameliyata girmekten, yapmaktan çok zevk alıyorum. O an başka bir an, ben buna devam edebilmek istiyorum. Amacım iyi ameliyatlar yapan bir cerrah olmaya devam etmek. Bu hedefler içerisinde şöyle söyleyebiliriz. Akciğer nakli çok zor bir nakil, en zorlarından biri. Enfeksiyonlara çok açık olduğu için hastaları çok iyi korumamız gerekiyor." diye konuştu.
Cerrahlığın zorluklarına da değinen Uzman Dr. Sevinç Çıtak, sözlerini şöyle tamamladı:
"Dokunmamız gereken çok hayat, çok insan var. Kendimizi bu konuda çok daha geliştirmeliyiz bence. Cerrahide kadın olmak... Cerrahide kadın olmak kolay değil. Burada çok ağabeyimiz, hocamız bile, 'İleride evleneceksin çocuğun olacak ne yapacaksın?' dediler. Erkek meslektaşlarım da var bu işi seçen, hiçbirine demediler ileride 'Evleneceksin, çocuğun olacak, ne yapacaksın?' diye. Ben bedel ödemeye hazır olduğum için kadın olarak bunu seçebiliyorum. Türkiye'de de akciğer nakli bir yere gelsin dedik. Bizim de dünya çapında akciğer nakliyle uğraşan hocalarımız olsun istiyoruz. Bunun için en önemli faktör, insanların hayatına dokunmayı çok istiyoruz, çok çalışıyoruz. Ne kadar istersek isteyelim, bir yerde insanların hayatına dokunan asıl bağışçılar oluyor. Biz ne yaparsak yapalım, organ bağışları olmadığı sürece kifayetsiz kalıyoruz. Bu anlamda organ bağışları çok önemli, hakikaten ben yıllarca emek verdim buna ama yine de organ bağışlayan hasta yakını kadar rolüm var mı yok mu bilmiyorum. Organ bağışları çok önemli."