Danıştay: Öğretimin öncelikle kadrolu öğretmenlerle yürütülmesi gerekir
Danıştay 2. Dairesi, idarece gecikmeksizin ihtiyacı karşılayacak ölçüde kadro tahsisi için çalışma yapılarak, öğretim kurumlarında kadrolu öğretmenler ile hizmetin yürütülmesinin, usta öğreticilerin ise ancak öğretmenlere yardımcı olarak görevlendirilmesinin temini gerekir gerekçesi ile Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitimi Genel Müdürlüğü'nün "Kadrosuz usta öğreticiler" konulu 15/04/2009 günlü, 1145 sayılı Genel Yazısını hukuka aykırı buldu.
Davacı Sendikanın savunması:
Davacı Sendika tarafından; dava konusu genel yazıda sadece yüksek öğrenim mezunu olmayan usta öğreticilerin, yönetici ve/veya kadrolu/sözleşmeli bir öğretmen nezaretinde kadrosuz usta öğretici olarak görevlerine devam etmelerinin öngörülmüş olmasının Danıştay İkinci Dairesi'nin 16/02/2009 günlü, E:2009/377 sayılı yürütmenin durdurulması kararına aykırılık teşkil ettiği, çünkü, Danıştay kararında bütün usta öğreticilerin kadrolu öğretmen nezaretinde görevlerine devam edebileceği karara bağlanmış iken, dava konusu işlemle sadece yüksek öğrenim mezunu olmayan usta öğreticilerin kadrolu öğretmen nezaretinde derse girebilecekleri, üniversite mezunu olanlar açısından ise böyle bir sınırlama getirilmediği, anılan yürütmeyi durdurma kararında usta öğreticinin bir öğretmenin yanında ve gözetiminde bağımsız sınıfa girebileceğinin öngörülmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
Danıştay: Hizmet öncelikle kadrolu öğretmenlerle yürütülmelidir
Buna göre, yargı kararlarının gerekçesi ile bir bütün olduğu göz önünde bulundurularak, yukarıda yer verilen Dairemizin 16/02/2009 günlü, E:2009/377 sayılı kararı uyarınca davalı idarece gecikmeksizin ihtiyacı karşılayacak ölçüde kadro tahsisi için çalışma yapılarak, öğretim kurumlarında kadrolu öğretmenler ile hizmetin yürütülmesinin, usta öğreticilerin ise ancak öğretmenlere yardımcı olarak görevlendirilmesinin temini gerekmekte iken, yargı kararının eksik uygulanmasının bir sonucu olarak, yüksek öğrenim mezunu olan usta öğreticilerin öğretmen görev ve sorumluluğu içinde ve bağımsız sınıf verilmesinin yolunu açan dava konusu düzenlemede hukuki isabet bulunmamaktadır.
T.C.
DANIŞTAY
İKİNCİ DAİRE
Esas No: 2020/2400
Karar No: 2024/3302
DAVANIN KONUSU:
Davacı Sendika tarafından, Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitimi Genel
Müdürlüğü'nün "Kadrosuz usta öğreticiler" konulu 15/04/2009 günlü,
1145 sayılı Genel Yazısının iptali istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Danıştay İkinci Dairesince verilen 08/01/2019 günlü, E:2016/1164, K:2019/143
sayılı kararla; Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitimi Genel Müdürlüğünün
"Kadrosuz Usta Öğretici Görevlendirilmesi" konulu 17/07/2008 günlü,
1983 sayılı Genel Yazısının 7. maddesinde yer alan; "öğretmen görev,
yetki ve sorumluluğu çerçevesinde bağımsız sınıf verilecek şekilde planlama
yapılması" ibaresinin ve bu ibarenin dayanağı olan 08/06/2004 günlü,
25486 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Okul Öncesi Eğitim Kurumları Yönetmeliğinin
25. maddesinin 2. fıkrasındaki; "öğretmen görev ve sorumluluğu içinde"
ibaresinin iptali istemiyle açılan davada; anılan ibarelerin yürütmesinin durdurulması
kararı verilmesi üzerine davalı idarece; yönetmeliklerde gerekli değişiklik
yapılıncaya kadar kadrosuz usta öğretici olarak görev yapan ve yüksek öğrenim
mezunu olmayan usta öğreticilerin, yönetici ve/veya kadrolu/sözleşmeli bir öğretmen
nezaretinde kadrosuz usta öğretici olarak görevlerine devam etmeleri ve yargı
kararı doğrultusunda işlem yapılmasının istenildiği dava konusu edilen ... günlü,
... sayılı genel yazının, yargı kararı üzerine tesis edildiği, Yazıda, yüksek
öğrenim mezunu olmayan usta öğreticilerin, yönetici ve/veya kadrolu/sözleşmeli
bir öğretmen nezaretinde kadrosuz usta öğretici olarak görevlerine devam etmelerinin
öngörüldüğü, yani söz konusu usta öğreticilere bağımsız sınıf ve öğretmenlik
görevi verilmediği, bu durumda, yargı kararının gereğini yerine getirmek üzere,
eğitim ve öğretimin aksamaması için kadrosuz usta öğreticilerin bir öğretmen
nezaretinde, öğretmenlere yardımcı olacak şekilde görevlendirilmeleri yolunda
tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın
reddine hükmedilmiştir.
Anılan kararın, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Danıştay İdari Dava
Daireleri Kurulunun 16/06/2020 günlü, E:2019/2009, K:2020/988 sayılı kararıyla;
Anayasa ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu gereğince, idarenin maddi
ve hukuki koşullara göre uygulanabilir nitelikte olan bir yargı kararını "aynen"
ve "gecikmeksizin" uygulaması hukuk devletinin bir gereği olduğu,
Danıştay İkinci Dairesinin 16/02/2009 tarih ve E:2009/377 sayılı kararı uyarınca
davalı idarece gecikmeksizin ihtiyacı karşılayacak ölçüde kadro tahsisi için
çalışma yapılarak, öğretim kurumlarında kadrolu öğretmenler ile hizmetin yürütülmesinin,
usta öğreticilerin ise ancak öğretmenlere yardımcı olarak görevlendirilmesinin
temini gerekmekte iken, yüksek öğrenim mezunu olan usta öğreticilerin öğretmen
görev ve sorumluluğu içinde ve bağımsız sınıf verilerek görevlendirilmesinin
yolunu açan dava konusu düzenlemenin tesisi esnasında yargı kararının eksik
uygulandığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin kısmın bozulmasına hükmedilmiştir.
DAVACININ İDDİALARI:
Davacı Sendika tarafından; dava konusu genel yazıda sadece yüksek öğrenim mezunu
olmayan usta öğreticilerin, yönetici ve/veya kadrolu/sözleşmeli bir öğretmen
nezaretinde kadrosuz usta öğretici olarak görevlerine devam etmelerinin öngörülmüş
olmasının Danıştay İkinci Dairesi'nin 16/02/2009 günlü, E:2009/377 sayılı yürütmenin
durdurulması kararına aykırılık teşkil ettiği, çünkü, Danıştay kararında bütün
usta öğreticilerin kadrolu öğretmen nezaretinde görevlerine devam edebileceği
karara bağlanmış iken, dava konusu işlemle sadece yüksek öğrenim mezunu olmayan
usta öğreticilerin kadrolu öğretmen nezaretinde derse girebilecekleri, üniversite
mezunu olanlar açısından ise böyle bir sınırlama getirilmediği, anılan yürütmeyi
durdurma kararında usta öğreticinin bir öğretmenin yanında ve gözetiminde bağımsız
sınıfa girebileceğinin öngörülmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
DAVALININ SAVUNMASI:
2000 yılından itibaren okul öncesi eğitimde öğretmen açığını kapatmak için kız
meslek liselerinin çocuk gelişimi mezunlarına da kadrosuz usta öğreticilik görevi
verildiği, Danıştay İkinci Dairesi'nin 16/02/2009 günlü, E:2009/377 sayılı yürütmenin
durdurulması kararının yerine getirilmesi kapsamında dava konusu genel yazının
tesis edildiği, aynı zamanda söz konusu genel yazının eğitim ve öğretimin aksamaması
için alınmış tedbir niteliğinde olduğu, yönetmelikle ilgili yeni düzenlemeler
yapıldığı savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ: ...
DÜŞÜNCESİ : Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun bozma kararına uyularak,
dava konusu Genel Yazının eksik düzenleme nedeniyle iptaline karar verilmesi
gerektiği düşünülmüştür.
DANIŞTAY SAVCISI: ...
DÜŞÜNCESİ: Dava, Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitimi Genel Müdürlüğünün
"Kadrosuz usta öğreticiler" konulu 15/04/2009 tarih ve 1145 sayılı
Genel Yazısı'nın iptali istemiyle açılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 46. maddesinin 1. fıkrasında; Danıştay
dava daireleri kararlarına karşı Danıştayda temyiz yoluna başvurulabileceği,
2575 sayılı Danıştay Kanununun 38. maddesinde; İdari Dava Daireleri Kurulunca
idari dava dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların temyizen
inceleneceği, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesinin 4. fıkrasında da; idare mahkemelerinin
bozmaya uymayarak eski kararında ısrar edebileceği öngörülürken, aynı maddede,
Danıştay dava dairelerinin ilk derece mahkemesi olarak verdiği kararların temyizen
bozulması halinde ısrar olanağı tanınmamıştır.
Dosyanın incelenmesinden; Danıştay İkinci Dairesinin 08/01/2019 tarih ve E:2016/1164,
K:2019/143 sayılı kararıyla; dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı
belirtilerek davanın reddine karar verilmiş, davacı tarafından kararın temyiz
edilmesi üzerine; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 16/06/2020 tarih ve
E:2019/2009, K:2020/988 sayılı kararıyla, "...Bir kariyer meslek olarak
öğretmenlerin seçimi ve atanmaları, ilgili hükümleri yukarıda da belirtilen
1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nda çok sıkı kurallara bağlanmış ve bu
kurallarla Türk Milli Eğitiminin düzenlenmesinde esas olan amaç ve ilkelere
ulaşmak hedeflenmiştir. Dolayısıyla yukarıda yer verilen düzenlemeler dışında
başka kişilerin öğretmen görev ve sorumluluğuna sahip olmaları olanaksızdır.
Dosyada bulunan bilgi ve belgeler ile Danıştay İkinci Dairesinin E:2009/377
sayılı dosyasının birlikte incelenmesinden; Dairelerinin E:2009/377 sayılı dosyasında
yargılamaya konu edilen, Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitimi Genel Müdürlüğünün,
"Kadrosuz Usta Öğretici Görevlendirilmesi" konulu 17/07/2008 tarih
ve 1983 sayılı Genel Yazısının, gerek "öğretmen görev, yetki ve sorumluluğu
çerçevesinde bağımsız sınıf verilecek şekilde planlama yapılması" şeklinde
düzenleme getiren 7. maddesinde, gerek tamamında, gerekse Genel Yazı ekinde
yer alan, Görevlendirmede Uyulacak Esaslar'da; görevlendirilecek kadrosuz usta
öğreticiler arasında yüksek öğrenim mezunu olan ya da olmayan ayrımı yapılmadığı
gibi anılan işlemin iptali istemiyle açılan E:2009/377 sayılı davada da Danıştay
İkinci Dairesince böyle bir ayrıma gidilmeden, "öğretmen olarak görevlendirme
şartlarını taşımadığı tartışmasız olan usta öğreticilere, bir öğretmen yanında
ve gözetiminde sınıflarda görevlendirilme dışında bağımsız olarak sınıflarda
öğretmenlik görevi yaptırılmasını öngören düzenlemede hukuka uyarlık bulunmadığı"
gerekçesiyle önce yürütmenin durdurulmasına, ardından ... tarih ve E:..., K:...
sayılı kararla dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş, anılan karar Danıştay
İdari Dava Daireleri Kurulunun 04/06/2014 tarih ve E:2011/2449, K:2014/2540
sayılı kararıyla onanmıştır.
Bu kez, dava konusu Genel Yazı'yla, hakkında yürütmenin durdurulması ve iptal
kararları verilen 17/07/2008 tarih ve 1983 sayılı Genel Yazı'ya benzer düzenlemeler
içeren ve yüksek öğrenim mezunu olan usta öğreticilere bağımsız sınıf verilmesi
sonucunu doğurur şekilde düzenleme yapıldığı görülmektedir.
Yukarıda ilgili hükümlerine yer verilen Anayasa ve 2577 sayılı İdari Yargılama
Usulü Kanunu gereğince, idarenin maddi ve hukuki koşullara göre uygulanabilir
nitelikte olan bir yargı kararını "aynen" ve "gecikmeksizin"
uygulaması hukuk devletinin bir gereğidir.
Buna göre, yargı kararlarının gerekçesi ile bir bütün olduğu göz önünde bulundurularak,
yukarıda yer verilen Danıştay İkinci Dairesinin 16/02/2009 tarih ve E:2009/377
sayılı kararı uyarınca davalı idarece gecikmeksizin ihtiyacı karşılayacak ölçüde
kadro tahsisi için çalışma yapılarak, öğretim kurumlarında kadrolu öğretmenler
ile hizmetin yürütülmesinin, usta öğreticilerin ise ancak öğretmenlere yardımcı
olarak görevlendirilmesinin temini gerekmekte iken, yargı kararının eksik uygulanmasının
bir sonucu olarak, yüksek öğrenim mezunu olan usta öğreticilerin öğretmen görev
ve sorumluluğu içinde ve bağımsız sınıf verilmesinin yolunu açan dava konusu
düzenlemede ve bu düzenlemenin iptali istemiyle açılan davada, davanın reddi
yolunda verilen Daire kararında hukuki isabet bulunmamaktadır. " denilerek
kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Açıklanan nedenlerle, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun bozma kararındaki
gerekçeler doğrultusunda, dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği
düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; Dairemizin 08/01/2019 günlü, E:2016/1164,
K:2019/143 sayılı kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 16/06/2020
günlü, E:2019/2009, K:2020/988 sayılı kararıyla bozulması üzerine, 2577 sayılı
Kanun'un 49. maddesi uyarınca bozma kararına uyularak, Tetkik Hakiminin açıklamaları
dinlendikten sonra dosyadaki bilgi ve belgeler de incelenmek suretiyle işin
gereği düşünüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitimi Genel Müdürlüğünün, il bazında kadrosuz
usta öğretici kontenjanı tahsis edilmesiyle ilgili esasların belirlendiği 17/07/2008
tarih ve 1983 sayılı Genel Yazı'nın 7. maddesinde; kadrosuz usta öğreticilere,
öğretmen görev, yetki ve sorumluluğu çerçevesinde bağımsız sınıf verilecek şekilde
planlama yapılmasının düzenlenmesi üzerine, öğretmenlik görevinin, öğretmen
olmayan kişiler tarafından yerine getirilmesinin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla
anılan Genel Yazı'nın 7. maddesinin yukarıda belirtilen kısmı ve dayanağı 08/06/2004
tarih ve 25486 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Okul Öncesi Eğitim Kurumları
Yönetmeliği'nin 25. maddesinin 2. fıkrasının; "öğretmen görev ve sorumluluğu
içinde" ibaresinin yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle açılan
davada; Danıştay İkinci Dairesince, anılan hususlar yönünden, 16/02/2009 tarih
ve E:2009/377 sayılı yürütmenin durdurulması kararı verilmiştir.
Anılan karar üzerine, Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim Genel Müdürlüğü
tarafından tesis edilen dava konusu 15/04/2009 tarih ve 1145 sayılı ve "Kadrosuz
usta öğreticiler" konulu Genel Yazı'da; yüksek öğrenim mezunu olmayan usta
öğreticilerin, yönetici ve/veya kadrolu/sözleşmeli bir öğretmen nezaretinde
kadrosuz usta öğretici olarak görevlerine devam etmeleri öngörülmüş, bu işlemin
iptali istemiyle de bakılmakta olan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 2. maddesinde; Türkiye Cumhuriyetinin hukuk
devleti olduğu belirtilmiş, 138. maddesinin son fıkrasında ise; "Yasama
ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar
ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine
getirilmesini geciktiremez." hükmüne yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Kararların sonuçları"
başlıklı 28. maddesinin 1. fıkrasında; Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare
ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının
icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya
mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz
günü geçemez." hükmüne yer verilmiştir.
1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nun 43. maddesinde; öğretmenliğin, Devletin
eğitim, öğretim ve bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir
ihtisas mesleği olduğu, öğretmenlerin bu görevlerini Türk Milli Eğitiminin amaçlarına
ve temel ilkelerine uygun olarak ifa etmekle yükümlü oldukları, öğretmenlik
mesleğine hazırlığın genel kültür, özel alan eğitimi ve pedagojik formasyon
ile sağlanacağı, bu nitelikleri kazanabilmeleri için, hangi öğretim kademesinde
olursa olsun, öğretmen adaylarının yüksek öğrenim görmelerinin esas olduğu,
bu öğrenimin lisans öncesi, lisans ve lisans üstü seviyelerde yatay ve dikey
geçişlere de imkan verecek biçimde düzenleneceği, 45. maddesinde; öğretmen adaylarında
genel kültür, özel alan eğitimi ve pedagojik formasyon bakımından aranacak niteliklerin,
Milli Eğitim Bakanlığınca tespit edileceği, öğretmenlerin, öğretmen yetiştiren
yükseköğretim kurumlarından ve bunlara denkliği kabul edilen yurt dışı yükseköğretim
kurumlarından mezun olanlar arasından, Milli Eğitim Bakanlığınca seçilecekleri
hükümleri düzenlenmiş, 47. maddesinde de; örgün ve yaygın eğitim kurumlarında
ve hizmetiçi yetiştirme kurs, seminer ve konferanslarında uzman ve usta öğreticilerin
de geçici veya sürekli olarak görevlendirilebilecekleri, öğretim tür ve seviyelerine
göre uzman ve usta öğreticilerin seçimlerinde aranacak şartlar, görev ve yetkilerinin
yönetmeliklerle tespit edileceği belirtilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava, yüksek öğrenim mezunu olmayan usta öğreticilerin, yönetici ve/veya kadrolu/sözleşmeli
bir öğretmen nezaretinde kadrosuz usta öğretici olarak görevlerine devam etmeleri
yönünde davalı idare tarafından tesis edilen 15/04/2009 tarih ve 1145 sayılı
Genel Yazı'nın iptali istemiyle açılmıştır.
Bir kariyer meslek olarak öğretmenlerin seçimi ve atanmaları, ilgili hükümleri
yukarıda da belirtilen 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nda çok sıkı kurallara
bağlanmış ve bu kurallarla Türk Milli Eğitiminin düzenlenmesinde esas olan amaç
ve ilkelere ulaşmak hedeflenmiştir. Dolayısıyla yukarıda yer verilen düzenlemeler
dışında başka kişilerin öğretmen görev ve sorumluluğuna sahip olmaları olanaksızdır.
Dosyada bulunan bilgi ve belgeler ile Dairemizin E:2009/377 sayılı dosyasının
birlikte incelenmesinden; E:2009/377 sayılı dosyada yargılamaya konu edilen,
Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitimi Genel Müdürlüğünün, "Kadrosuz
Usta Öğretici Görevlendirilmesi" konulu 17/07/2008 tarih ve 1983 sayılı
Genel Yazısının, gerek "öğretmen görev, yetki ve sorumluluğu çerçevesinde
bağımsız sınıf verilecek şekilde planlama yapılması" şeklinde düzenleme
getiren 7. maddesinde, gerek tamamında, gerekse Genel Yazı ekinde yer alan,
Görevlendirmede Uyulacak Esaslar'da; görevlendirilecek kadrosuz usta öğreticiler
arasında yüksek öğrenim mezunu olan ya da olmayan ayrımı yapılmadığı gibi anılan
işlemin iptali istemiyle açılan E:2009/377 sayılı davada da Danıştay İkinci
Dairesince böyle bir ayrıma gidilmeden, "öğretmen olarak görevlendirme
şartlarını taşımadığı tartışmasız olan usta öğreticilere, bir öğretmen yanında
ve gözetiminde sınıflarda görevlendirilme dışında bağımsız olarak sınıflarda
öğretmenlik görevi yaptırılmasını öngören düzenlemede hukuka uyarlık bulunmadığı"
gerekçesiyle önce yürütmenin durdurulmasına, ardından 25/05/2011 tarih ve E:2009/377,
K:2011/2103 sayılı kararla dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş, anılan
karar Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 04/06/2014 tarih ve E:2011/2449,
K:2014/2540 sayılı kararıyla onanmıştır.
Bu kez, dava konusu Genel Yazı'yla, hakkında yürütmenin durdurulması ve iptal
kararları verilen 17/07/2008 tarih ve 1983 sayılı Genel Yazı'ya benzer düzenlemeler
içeren ve yüksek öğrenim mezunu olan usta öğreticilere bağımsız sınıf verilmesi
sonucunu doğurur şekilde düzenleme yapıldığı görülmektedir.
Yukarıda ilgili hükümlerine yer verilen Anayasa ve 2577 sayılı İdari Yargılama
Usulü Kanunu gereğince, idarenin maddi ve hukuki koşullara göre uygulanabilir
nitelikte olan bir yargı kararını "aynen" ve "gecikmeksizin"
uygulaması hukuk devletinin bir gereğidir.
Buna göre, yargı kararlarının gerekçesi ile bir bütün olduğu göz önünde bulundurularak,
yukarıda yer verilen Dairemizin 16/02/2009 günlü, E:2009/377 sayılı kararı uyarınca
davalı idarece gecikmeksizin ihtiyacı karşılayacak ölçüde kadro tahsisi için
çalışma yapılarak, öğretim kurumlarında kadrolu öğretmenler ile hizmetin yürütülmesinin,
usta öğreticilerin ise ancak öğretmenlere yardımcı olarak görevlendirilmesinin
temini gerekmekte iken, yargı kararının eksik uygulanmasının bir sonucu olarak,
yüksek öğrenim mezunu olan usta öğreticilerin öğretmen görev ve sorumluluğu
içinde ve bağımsız sınıf verilmesinin yolunu açan dava konusu düzenlemede hukuki
isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitimi Genel Müdürlüğü'nün, "Kadrosuz
usta öğreticiler" konulu 15/04/2009 günlü, 1145 sayılı Genel Yazısının
İPTALİNE,
2. Aşağıda dökümü yapılan ...-TL yargılama giderinin davalı idareden alınarak
davacıya verilmesine, artan posta ücretinin kararın kesinleşmesinden sonra davacıya
iadesine,
3. İşbu karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca
belirlenen ...-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine;
4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari
Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 29/05/2024 tarihinde oybirliğiyle
karar verildi.