Doçentlik unvanı 3 yıl sonra geri alınan akademisyen Danıştay'da kazandı
Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde doçent unvanıyla görev yapan davacının, doçentlik başvuru koşullarını ikmal etmeksizin başvuruda bulunduğundan bahisle doçentlik unvanının geri alınmıştır.
Davacı hem yerel mahkemede hem de istinafta davayı kaybetmiştir.
Danıştay ise davacıyı haklı bulmuştur:
Uyuşmazlıkta, doçentlik unvanı verildikten uzun zaman sonra tesis edilen işlemle bu unvanın geri alındığı görülmekle birlikte; yokluk, mutlak butlan, ilgilinin gerçek dışı beyanı veya hilesi olmamak koşuluyla iyi niyetli kişiler yönünden yanlış bir idari tasarrufun iptal davaları için öngörülen altmış günlük dava açma süresinin geçmesinden sonra geri alınmasının idari istikrarı ve kamu düzenini zedeleyeceği açıktır.
Bu durumda; jüri üyeleri tarafından eserin yasal inceleme süresi içerisinde teslim alınarak değerlendirmeye tabi tutulduğu, eserin bilimsel yeterliliğinin kabul edildiği, doçentlik sınav sürecinin idarenin bilgisi altında yürütülüp sonuçlandırıldığı anlaşıldığından, tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk, davanın reddine dair Mahkeme kararında ise hukuki isabet bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
T.C.
DANIŞTAY
8. DAİRE
E. 2019/6495
K. 2020/828
T. 13.2.2020
İSTEMİN KONUSU : Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesinin 19/04/2019 gün ve E:2018/2092, K:2019/1051 Sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde doçent unvanıyla görev yapan davacı tarafından, doçentlik başvuru koşullarını ikmal etmeksizin başvuruda bulunduğundan bahisle doçentlik unvanının geri alınmasına yönelik 05/08/2016 tarih ve 10695 Sayılı işlemin iptali istemidir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Ankara 8. İdare Mahkemesince verilen 06/04/2018 tarih ve E:2016/3853, K:2018/756 Sayılı kararda; başvuru sırasında davacının eserinin yayımlanmamış olduğu, davacının doçentlik başvuru koşullarını ikmal etmeksizin başvuruda bulunduğu, bu suretle kazanılmış bir hakkından da bahsedilemeyeceği, tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesi'nin 19/04/2019 tarih ve E:2018/2092, K:2019/1051 Sayılı kararında; istinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, Bölge İdare Mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğu, bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, Bölge İdare Mahkemesi kararının hukuka uygun olduğu, istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 Sayılı Kanun'un 17. maddesi uyarınca davacının duruşma istemi kabul edilmeyerek işin gereği görüşüldü:
KARAR :
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde doçent unvanıyla görev yapan davacı tarafından, doçentlik başvuru koşullarını ikmal etmeksizin başvuruda bulunduğundan bahisle doçentlik unvanının geri alınmasına yönelik 05/08/2016 tarih ve 10695 Sayılı işlemin iptali istemiyle bakılmakta olan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 'Doçentlik sınavı' başlıklı 24. maddesinde ( dava konusu işlemin tesis edildiği tarihteki haliyle ); "Doçentlik sınavı, Üniversitelerarası Kurulca yılda iki kere yapılır. Aşağıdaki şartları haiz adaylar, Üniversitelerarası Kurulun tespit edeceği tarihe kadar, Üniversitelerarası Kurula gerekli belge ve yayınlar ile birlikte başlıca bilim dalı ile uzmanlık ve araştırma konularını da bildirerek başvururlar. Doçentlik sınavına başvurabilmek için aşağıdaki şartlar aranır:
1) Bir lisans diploması aldıktan sonra, doktora veya tıpta uzmanlık unvanını veya Üniversitelerarası Kurulun önerisi üzerine Yükseköğretim Kurulunca tespit edilen belli sanat dallarının birinde yeterlik kazanmış olmak.
2 ) Üniversitelerarası Kurulun her bir bilim disiplininin özelliklerini dikkate alarak belirteceği görüş çerçevesinde Yükseköğretim Kurulu tarafından çıkarılacak yönetmelikte belirtilen şartları taşıyan özgün bilimsel yayın ve çalışmalar yapmak.
3 ) Yükseköğretim Kurulunun belirlediği kıstaslar çerçevesinde yapılan merkezi yabancı dil sınavında başarılı olmak.
Bu sınavın, adayın bilim dalı ile ilgili olması şartı aranmaz. Bilim alanı bir yabancı dille ilgili olanlar bu sınavı başka bir yabancı dilde vermek zorundadırlar. Üniversitelerarası Kurul, adayın başvurduğu bilim veya sanat dalından beş kişilik bir jüri ve bu jüri için iki yedek üye tespit eder. İlgili bilim veya sanat dalında yeterli öğretim üyesinin bulunmaması halinde, jüri üç üye ile teşkil edilebilir. Doçentlik sınav jürisinde yer alan asıl ve yedek üyeler, adayın akademik çalışmalarının her birini değerlendirerek hazırladıkları ayrıntılı ve gerekçeli kişisel raporlarını Üniversitelerarası Kurula gönderirler. Asıl üyelerin hukuken geçerli bir mazerete dayalı olarak raporunu verememesi halinde, yedek üyelerin raporları, sırasına göre değerlendirmeye esas alınır. Değerlendirmeye esas alınan bu raporların birer örneği, eser incelemesi sonucuna ilişkin bildirim yazısı ile birlikte adaya gönderilir. Eser incelemesinde başarılı bulunan aday, doçentlik sınav jürisi tarafından, sözlü sınava tabi tutulur. Jüri üyeleri, yapılan sözlü sınavın denetlenebilirliğini sağlamak için gerekli tedbirleri alır. Sözlü sınavda başarılı olması halinde, adaya ilgili bilim dalında doçentlik unvanı verilir. Doçentlik sınavına ilişkin esas ve usuller, Üniversitelerarası Kurulun görüşü alınmak suretiyle Yükseköğretim Kurulu tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir." hükmü yer almıştır.
31/01/2009 tarih ve 27127 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan ve dava konusu işlemin tesis edildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan Doçentlik Sınav Yönetmeliği'nin 'Başvuru zamanı ve şartları' 4. maddesinde; "Doçentlik başvurusu, Nisan veya Ekim ayları içinde, Üniversitelerarası Kurulun belirleyeceği bir tarihe kadar yapılır. Üniversitelerarası Kurulca bir tarih belirlenmemesi halinde, başvurular, Nisan veya Ekim ayının onbeşinci günü başlayıp, en geç ilgili ayın son çalışma günü mesai saati bitimine kadar devam eder. Doçentlik başvurusu için; a ) Bir anabilim veya bilim dalında Türkiye'de doktora, sanatta yeterlik veya tıpta uzmanlık yapılmış ya da yurt dışında yapılmış olan doktora, sanatta yeterlik veya tıpta uzmanlık öğreniminin ilgisine göre Üniversitelerarası Kurul veya Sağlık Bakanlığı tarafından bir anabilim veya bilim dalı ile ilişkilendirilerek denkliğinin kabul edilmiş olması, b ) Merkezi yabancı dil sınavında başarılı olunması, c ) Doktora, tıpta uzmanlık veya sanatta yeterlik unvanı iktisap edildikten sonra, doçentlik başvurusunda bulunulacak olan anabilim dalında özgün bilimsel yayın ve çalışmaların yapılmış olması, şarttır. Doçentlik unvanının iktisabı için aranan özgün bilimsel çalışmalara ilişkin asgari ölçütler, Üniversitelerarası Kurul tarafından, her bir alan göz önünde bulundurulmak suretiyle belirlenir ve her yıl Ocak ayında güncellenmiş olarak Yükseköğretim Kurulunun internet sitesinde yayımlanır. Bu ölçütler, en erken yayımı tarihini izleyen ikinci dönemde yapılacak olan doçentlik başvurularında dikkate alınır...Doçentlik başvuruları, Üniversitelerarası Kurula yapılır. Başvuruların eksiksiz olup olmadığı ve bu Yönetmelikte aranan şekil şartlarını taşıyıp taşımadığı kontrol edilir. Dosyasının eksiksiz olduğu ve gerekli şekil şartlarını taşıdığı tespit edilen adayın jürisi en kısa zamanda Üniversitelerarası Kurul tarafından oluşturularak, aday ile jürinin asıl ve yedek üyelerine mensubu bulundukları üniversite rektörlüğü aracılığı ile bildirilir. Bu bildirim yazısı üzerine eserler aday tarafından jüri üyelerinin her birine posta yolu ile gönderilir. Aday, eserlerin jüri üyelerine ulaştığına ilişkin belgelerinin birer örneğini Üniversitelerarası Kurula teslim eder..." hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde öğretim üyesi olarak görev yapmakta iken 2012/Ekim dönemi doçentlik sınavına başvuru yapan davacı tarafından, başvuru beyannamesinde yayınlanmış özgün bir bilimsel kitap olarak "Kürt Meselesinin Anayasal Boyutu ( Ankara 262 pp. Orion Yayınevi 2012 )" başlıklı çalışmanın gösterildiği, başvuru dosyasına kitabın kapak sayfasının tıpkı basımının eklendiği, 01/03/2013 tarihli davalı idare yazısı ile davacı için eser inceleme jürisinin belirlendiği, ancak davacı tarafından jüri üyelerine eserlerini gönderirken ayrıca "Hocam, size gönderilecek kitaplar arasında yer alan Kürt Meselesinin Anayasal Boyutu başlıklı kitabın baskısında benden kaynaklanan bir sorunla gecikme oldu. Gecikme nedeniyle sizden çok özür dilerim. En kısa sürede bu kitabı size teslim edeceğimi belirtirim..." şeklinde not gönderildiği, daha sonra anılan eserin jüri üyelerinin incelemesine sunulduğu, ancak bir jüri üyesi tarafından yapılan başvuru üzerine davacının dosyasının Etik Komisyonuna gönderildiği, Sosyal ve Beşeri Bilimler Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Kurulu'nun 29/08/2013 tarih ve 2013/05 Sayılı kararı ile davacının etik kurallarına aykırı eylemde bulunmadığına karar verildiği, bu karardan sonra ilgili kişinin jüri üyeliğinden çıkartılarak yerine yedek jüri üyelerinden birinin asil üye olarak görevlendirildiği, böylece doçentlik sınav sürecinin kaldığı yerden devam ettiği, jüri üyeleri tarafından, davacının; başvuru koşullarını tamamladığı kabul edilerek, sözlü sınava alındığı, sözlü sınavda da başarılı bulunduğu ve 30/10/2013 tarihi itibarıyla doçentlik unvanı almaya hak kazandığı davacı doçent unvanı ile görev yaparken doçentlik başvuru koşullarını ikmal etmeksizin başvuruda bulunduğundan bahisle doçentlik unvanın geri alınmasına yönelik işlem üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta, doçentlik unvanı verildikten uzun zaman sonra tesis edilen işlemle bu unvanın geri alındığı görülmekle birlikte; yokluk, mutlak butlan, ilgilinin gerçek dışı beyanı veya hilesi olmamak koşuluyla iyi niyetli kişiler yönünden yanlış bir idari tasarrufun iptal davaları için öngörülen altmış günlük dava açma süresinin geçmesinden sonra geri alınmasının idari istikrarı ve kamu düzenini zedeleyeceği açıktır.
Bu durumda; jüri üyeleri tarafından eserin yasal inceleme süresi içerisinde teslim alınarak değerlendirmeye tabi tutulduğu, eserin bilimsel yeterliliğinin kabul edildiği, doçentlik sınav sürecinin idarenin bilgisi altında yürütülüp sonuçlandırıldığı anlaşıldığından, tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk, davanın reddine dair Mahkeme kararında ise hukuki isabet bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 Sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne,
2. Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesinin 19/04/2019 tarih ve E:2018/2092, K:2019/1051 Sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesine gönderilmesine, kesin olarak, 13.02.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.