Rektör hakkında YÖK'te 9 yıl bekletilen soruşturma Danıştay'dan döndü!
Şüpheliler hakkında soruşturma emrinin verildiği tarihten son soruşturmanın açılıp açılmamasına dair bir karar verilinceye kadar geçen sürede, şüphelilere atılı suçla ilgili dava zamanaşımının duracağı hakkında
Dava konusu olayda, Üniversite Rektörü ve Tıp Fakültesi Dekanı hakkında intihal nedeniyle disiplin cezası ve etik cezalar almasına rağmen doçent kadrosuna atamak ve bu kişiyle ilgili intihal iddialarına göz yummak suretiyle ilgililer hakkında Yükseköğretim Kurulu Başkanlığına şikayette bulunulmuştur.
Şikayetçi öğretim üyesi konu hakkında dilekçesini 04 AĞUSTOS 2009 tarihinde Yükseköğretim Kuruluna sunmuştur. İlgili şikayet, Yükseköğretim Kurulu Başkanınca 08 Nisan 2009 tarihinde başlatılan inceleme kapsamına dahil edilmiş, Yükseköğretim Kurulu Başkanının 14 Nisan 2010 tarihli onayı ile söz konusu iddialar hakkında ilgili ceza soruşturması başlatılmıştır. Ancak, açılan ceza soruşturmasına dair karar YÖK Üyeleri tarafından 01 Ekim 2018 tarihinde karara bağlanmıştır. Aradan geçen uzun süre içerisinde dosya YÖK'te durmuştur. Sekiz-dokuz sene gibi çok uzun süre bekletilen dosya hakkındaki karar ise şikayet edilen kişinin 21 Temmuz 2009 tarihinde doçentlik kadrosuna atandığı dikkate alınarak, Türk Ceza Kanununda 60'ncı maddesinde düzenlenen dava zamanaşımı süresinin dolduğu belirtilerek şüpheliler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir.
Ne hikmetse, Yükseköğretim Kurulu tarafından dosya ilgili kanunda öngörülen "sekiz sene" bekletilmiş ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilerek Danıştay Birinci Dairesine gönderilmiştir.
Danıştay Birinci Dairesi tarafından incelenen olayda ise önemli bir karar verilmiştir. Şüpheliler hakkında soruşturma emrinin verildiği tarihten son soruşturmanın açılıp açılmamasına dair bir karar verilinceye kadar geçen sürede, şüphelilere atılı suçla ilgili dava zamanaşımının duracağına hükmedilerek dosyanın zamanaşımı yönünden kapatılmasını bozmuştur. Ancak, ilgili mahkeme atılı suçla ilgili mevcut delillerin, şüpheliler hakkında kamu davası açılmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından men-i muhakeme kararına hükmetmiştir.
DANIŞTAY
Birinci Dairesi
Esas No : 2019/362
Karar No: 2019/376
KARAR
Şüpheliler
1- ....... Üniversitesi Rektörü
2- ....... Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı
Suçları : İntihal nedeniyle disiplin cezası ve etik cezalar almasına rağmen ......'ı doçent kadrosuna atamak ve bu kişiyle ilgili intihal iddialarına göz yummak suretiyle görevi kötüye kullanmak.
Suç Tarihi : 2009 yılı
İncelenen Karar : Yükseköğretim Kurulu Başkanlığınca oluşturulan kurulun 1.10.2018 tarih ve 2018/43 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı.
Karara İtiraz Eden : Yok.
İnceleme Nedeni : Yasa gereği kendiliğinden.
Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının 20.02.2019 tarih ve 1066 sayılı yazısı ekinde gönderilen soruşturma dosyası ile yukarıda belirtilen Kurul Kararı, Tetkik Hakimi Mevlüde Göksu Böke'nin açıklamaları dinlenildikten sonra, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 53 üncü maddesi uyarınca incelendi;
Gereği Görüşüp Düşünüldü:
Dosyasının incelenmesinden, şikayetçi Öğretim Üyesi ........'e ait 04/08/2009 tarihli dilekçede, intihal nedeniyle disiplin cezası ve etik incelemesi bulunan .....'ın doçent olarak atandığı, bu kişiyle ilgili intihal iddialarına göz yumulduğu iddiaları üzerine soruşturma sonucunda verilen Yetkili Kurulun 01/10/2018 tarih ve 2018/43 sayılı kararıyla, .........'ın 21/07/2009 tarihinde doçentlik kadrosuna atandığı dikkate alındığında olayda Türk Ceza Kanununda 60'ncı maddesinde düzenlenen dava zamanaşımı süresinin dolduğu belirtilerek şüpheliler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ise de, şüphelilere atılı suçun 21/07/2009 tarihinde işlendiği, söz konusu suçun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 257'nci maddesindeki görevi kötüye kullanmak suçuna karşılık geldiği, anılan maddede bu suç için altı aydan iki yıla kadar hapis cezası öngörüldüğü, suçun tabi olduğu dava zamanaşımı süresinin de Türk Ceza Kanununun 66'ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca 8 yıl olduğu, aynı Kanunun 67 nci maddesinin birinci fıkrasında ise, soruşturma ve kovuşturma yapılmasının, izin veya karar alınması veya diğer mercide çözülmesi gereken bir meselenin sonucuna bağlı bulunduğu hallerde; izin veya kararın alınmasına veya meselenin çözümüne veya kanun gereğince hakkında kaçak olduğu hususunda karar verilmiş olan suç faili hakkında bu karar kaldırılıncaya kadar dava zamanaşımının duracağının hükme bağlandığı, buna göre, söz konusu şikayetin 04/08/2009 tarihinde yapıldığı, Yükseköğretim Kurulu Başkanınca 08/04/2009 tarihinde başlatılan inceleme kapsamına dahil edildiği, Yükseköğretim Kurulu Başkanının 14/04/2010 tarihli onayı ile de söz konusu iddia ile ilgili ceza soruşturması başlatıldığı, söz konusu suçla ilgili dava zamanaşımının bu soruşturma tamamlanıp Yükseköğretim Kurulu üyelerinden teşkil eden üç kişilik kurulca şüpheliler hakkında karar verilene kadar geçen süre zarfında, yani 04/08/2009-01/10/2018 tarihleri arasında durduğu, somut olayda sekiz yıllık dava zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmıştır.
Öte yandan, atılı suçla ilgili mevcut delillerin, şüpheliler ....... ve ....... hakkında kamu davası açılmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığınca oluşturulan Yetkili Kurulun 01/10/2018 tarih ve 2018/43 sayılı kovuşturmaya yer olmadığı kararının bozulmasına, atılı suç nedeniyle adı geçenlerin men-i muhakemelerine, dosyanın karar ekli olarak Yükseköğretim Kurulu Başkanlığına, kararın bir örneğinin Çukurova Üniversitesi Rektörlüğüne gönderilmesine 12.3.2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
2547 sayılı Kanunun 53'üncü maddesinde son soruşturma aşamasında yetkili kurulca verilebilecek kararların belirtildiği, buna göre ceza soruşturması sonucunda şüphelinin men-i muhakemesine veya lüzum-u muhakemesi yolunda bir karar verilebileceği, diğer kurulların verdikleri kararlara itirazları inceleme merci olarak Danıştay'ın itirazları ret (kararı onama) veya itirazları kabul (kararları kaldırma, değiştirme) yönünde karar verebileceği, men-i muhakeme kararıyla kovuşturmaya yer olmadığı kararının ceza muhakemesi hakkında aynı şey olduğu, bu nedenle Yükseköğretim Kurulu Başkanlığınca oluşturulan Yetkili Kurulun 1.10.2018 tarih ve 2018/43 sayılı kovuşturmaya yer olmadığı kararının onanması gerektiği oyuyla aksi yöndeki karara katılmıyorum.