Yargıtay eski üyelerinin Yüce Divan'daki ilk duruşması tamamlandı
Dönemin İstanbul İl Jandarma Alay Komutanı Hüseyin Kurtoğlu ile 5 subayın, "bir tutuklunun hürriyetini kısıtladıkları" iddiasıyla mahkum edilmesine ilişkin yerel mahkeme kararını onayan eski Yargıtay üyelerinin yargılandığı davada, Kurtoğlu'nun katılma talebi kabul edildi
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliği suçundan hapis cezası alan eski Yargıtay üyeleri Necati Meran, Mehmet Ali Demirezici ve Esabil Saylak ile firari sanık Kenan Karabeyeser'in, "görevi kötüye kullanma" suçu yönünden Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesinde yargılandıkları davanın ilk duruşması tamamlandı.
Duruşmada sanık savunmalarının alınmasının ardından suçtan zarar gördüğü belirtilen dönemin İstanbul İl Jandarma Alay Komutanı, Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı Tümgeneral Hüseyin Kurtoğlu'na söz verildi.
İsmiyle anılan bu davanın "Türkiye'nin Dreyfus davası" olarak adlandırıldığını anlatan Tümgeneral Kurtoğlu, hakkındaki davayı, "bir suç örgütünün zincir halinde işlediği, ilk noktası Silivri'den başlayıp Yargıtayda sonlanmış bir süreç" olarak niteledi.
Yargısal süreçte ilk düğmenin yanlış iliklendiğini, delillendirme, hukuki mantığa büründürmede ciddi zorluklar yaşandığını ifade eden Kurtoğlu, davaya konu hükümlünün cenaze iznine gönderilmesinde mevzuata aykırı işlemler yapılmadığını belirtti.
Kurtoğlu, "Jandarma görevlileri, bu görevi layıkıyla yerine getirmiştir. Hükümlünün taziyede bulunması, cenazenin defininde bulunması sağlanmış, hatta arkadaşlarımız fatiha okuyup aynı duygulara iştirak etmiştir." dedi.
Cenaze iznine gönderilen hükümlünün de herhangi bir şikayetinin bulunmadığını, kendisine eşlik eden jandarma görevlilerine teşekkür ettiğini aktaran Kurtoğlu, Yargıtay 14. Ceza Dairesi tarafından hakkındaki hapis cezasının onandığını hatırlattı.
Yargıtay 14. Ceza Dairesinin onama kararına Daire Başkanı Fevzi Elmas'ın 15 sayfalık karşı oy yazdığını ifade eden Kurtuoğlu, Elmas'ın tanıklığına başvurunca o gün neler yaşandığının ortaya çıkacağını söyledi.
Hüseyin Kurtoğlu, "Bütün mesele, konuyu bana getirmekti. Bu davanın öncesinde özel yetkili sıfatını taşıyan savcılarla, polislerle birtakım kumpaslar kuruldu. Onlar bu işi beceremediler, düğmeyi yanlış iliklediler, bu yanlışı düzeltmek için de örgüt üyeleri kıvranıp durdu. İlla bir suç bulunacak, bu suç da bana dayanırılacaktı, zorlana zorlana süreç bu noktaya gelmiştir." diye konuştu.
Hakkındaki davanın kendisinin terfisine engel olup olmadığının da çok tartışıldığını belirten Kurtoğlu, İstanbul İl Jandarma Komutanlığının birçok general makamında kıymetli görülen özel bir makam olduğunu kaydetti.
Terfi çalışmalarında ocak ayından itibaren üst makamlara gönderilen anketlerin değerlendirildiğini anlatan Kurtoğlu, yaşanan bir soruşturma sürecinin bile terfide ele alındığını dile getirdi.
Kurtoğlu, "Ben terfi nedeniyle şikayetçi olmadım, hukukun katledilmesinden şikayetçi oldum. Terfi nasip meselesidir. Benim uzman çavuşum çocuklarının süt paralarını avukat masrafı yaptı. Bir örgüt vardı, bunun işlediği suç vardı. Düğmenin ilk halkası yanlış iliklendi, son halkasında uğraşılıp duruldu. Sanıklar 'Yargıtay'ın iş yükü fazla, iyi değerlendiremedik' deselerdi şikayetimden vazgeçerdim ama ben bunu görmedim. Şikayetim devam ediyor. " ifadesini kullandı.
Hüseyin Kurtoğlu, davaya katılma talebinde bulundu.
Duruşmada, daha sonra firari sanık Kenan Karabeyeser hakkında FETÖ üyeliği ve darbeye teşebbüs suçlarından açılan soruşturmanın halen derdest olduğuna ilişkin yazılar okundu.
Duruşmaya verilen aranın ardından Başkan Zühtü Arslan, ara kararları açıkladı.
Buna göre, Hüseyin Kurtoğlu'nun davaya katılma talebi kabul edildi. Kurtoğlu'nun terfisinin dava konusu olay nedeniyle gecikip gecikmediğinin ve terfisinde bu soruşturma ve kovuşturmanın etkisinin bulunup bulunmadığının sorulmasına karar verildi.
Yargıtay 14. Ceza Dairesi eski başkanı Fevzi Elmas ile eski Hakimler ve Savcılar Birinci Daire Başkanı İbrahim Okur, eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı Birol Erdem, eski Yargıtay Üyesi Mustafa Kemal Özçelik ile dairenin o dönemki tetkik hakimi Oğuzhan Kır'ın tanık olarak dinlemesine hükmedildi.
Duruşma 18 Şubat'a bırakıldı.
- Hüseyin Kurtoğlu davası
FETÖ mensuplarının, Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı Tümgeneral Hüseyin Kurtoğlu'na, İstanbul Jandarma Komutanı iken hukuka aykırı ceza vererek, terfisini engelledikleri, onun yerine MİT tırlarını hukuka aykırı şekilde durduran Hamza Celepoğlu'nun terfisini sağlayarak, örgütün nihai hedeflerini gerçekleştirmeyi amaçladıkları ortaya çıkmıştı.
Bu amaçla, babası öldüğü için Silivri Cezaevi'nde kendisine izin verilen tutukluya iznini kullandırmadıkları gerekçesiyle jandarma görevlileri hakkında 2011 yılında dava açıldı.
Silivri 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davada, Kurmay Albay Hüseyin Kurtoğlu ile görevi sırasında birlikte çalıştığı 5 personel, "kamu görevinin sağladığı nüfuzu kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçundan mahkum edildi. Temyiz edilmesi üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 14. Ceza Dairesi de bu kararı onadı.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının karar düzeltme istemi üzerine dosyayı yeniden görüşen ve farklı heyetle toplanan Yargıtay 14. Ceza Dairesi, bu kez kararı bozdu.
Yargılama sürecinin ardından, kararın onanması yönünde alınan kararda imzası bulunan Yargıtay 14. Ceza Dairesi'nin üyeleri Necati Meran, Kenan Karabeyeser, Mehmet Ali Demirezici ve Esabil Saylak hakkında suç duyurusunda bulunulmuş, üyelerle ilgili iddialar, Yargıtay Başkanlık Kurulunda incelemeye alınmıştı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından eski yüksek yargı mensupları hakkında hazırlanan fezlekelerde, FETÖ'nün kumpas davalarından sayılan Hüseyin Kurtoğlu davasında, örgüt mensuplarının, Kurtoğlu'nun terfisine engel olarak örgüt mensubu olan eski tuğgeneral Hamza Celepoğlu'nun generalliğe terfi etmesi için suç uydurup, Kurtoğlu hakkında mahkumiyet kararı verilmesini sağladıkları tespiti yapılmıştı.
Darbe girişiminin ardından hazırlanan iddianamelerde de Kurtoğlu yerine Hamza Celepoğlu'nun generalliğe terfi ettirilerek, Adana Jandarma Bölge Komutanlığına atandığı, bu kişinin de Türkiye'yi zor durumda bırakmayı amaçlayan MİT tırlarının durdurulması olayının asli faillerinden olduğu belirtilmişti.