Askerin hayatını kurtardı, ihracata başladı
Asker ve polisin sahada kullandığı taktik operasyonel malzeme ve askeri ürünleri temin eden Fora Grup Savunma Teknolojileri, son 2 yıldır Türkiye'nin "en hızlı büyüyen ilk 100 şirketi" listesine giriyor. Şirket, Azerbaycan'a sunduğu turnike ve medikal ekipmanlarla ilk ihracat başarısına da imza attı
Türkiye'de güvenlik güçlerinin ihtiyaçlarını yüksek yerlilik oranıyla karşılayan Türk savunma sanayisi, ihracat yapılan ürünlere yenilerini ekliyor.
Fora Grup Savunma Teknolojileri, asker ve polisin sahada kullandığı "taktik operasyonel malzeme" ve "taktik medikal ürünlerle" ihracata başladı.
Şirket, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından açıklanan "Türkiye'nin en hızlı büyüyen ilk 100 şirketi" listesine 2019'da 33'üncü, 2020 yılında ise 22'nci sırada girdi.
Fora Grup Savunma Teknolojileri Ticari Direktörü Yusuf Aydın, AA muhabirine, 2012 yılından bu yana operasyon sahasındaki güvenlik güçleri, kriminal daire başkanlıkları ve adli tıp birimlerine onlarca farklı çeşitte malzeme temin ettiklerini söyledi.
Şirketin 9 yılda başta acil ihtiyaçlar olmak üzere 500'den fazla ihalenin teslimatını gerçekleştirdiğini belirten Aydın, "Bu işlerin tümünü başarıyla tamamladık ve bugüne kadar sorun yaşanan herhangi bir ürünümüz olmadı. 2 yıldır üst üstte Türkiye'de en hızlı büyüyen 100 şirket arasına girmemizin arkasında yatan itici güç de bu." dedi.
Cumhurbaşkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, adli tıp kurumları, ROKETSAN ve HAVELSAN gibi şirketlerle çalıştıklarını anlatan Aydın, şöyle konuştu:
"Sunduğumuz ürünlerden kriminal inceleme malzemeleri, hem olay yeri incelemede hem laboratuvarlarda kullanılıyor. Taktik medikal dediğimiz, sahada asker ve polisin ihtiyaç duyacağı, hayatta kalmasını sağlayacak malzemeler temin ediyoruz. Zamanla Türkiye'de kendi marka ve ürünlerimizi oluşturduk. Her yıl ürün portföyümüzde bulunan 2-3 ekipmanı yerlileştiriyoruz. Bu sene Azerbaycan ile ihracata da başladık. Kendilerine turnike ve medikal ekipman gönderdik."
Söz konusu tüm ürünlerin daha önce ABD ve Avrupa'dan geldiğine işaret eden Aydın, "Her yıl bu ürünlerin sayısını azaltıyoruz. Yurt dışından temin ettiğimiz ürünler de var ama bunları azaltma gayretindeyiz." ifadelerini kullandı.
- Rekabet geldi, maliyetler düştü
Aydın, yürüttükleri faaliyetlerin sağladığı ekonomik katkıya dikkati çekerek, şu değerlendirmede bulundu:
"Uçak, füze, gemi, helikopter yaparken Türkiye'de üretilebilecek sedyeyi, turnikeyi, bandajı ve benzeri taktik medikal ekipmanları yurt dışından almamızın doğru olmadığını düşünüyoruz. Belki yüksek teknolojili ürünler üretmiyoruz ama katma değerli ürünlerimiz, yarattığımız rekabet ve yerlileştirmeden tasarruf edilen parayla devletimiz oralara yatırım yapabiliyor. Rekabet ve yerlileştirmeyle bugüne kadar devlete 150 milyon lira katkımız oldu. Yazılım, donanım ya da uzay teknolojisi gibi bir şey yapmıyoruz ama hayat kurtarıyoruz ve alanımızdaki maliyetleri düşürerek bu tür çalışmalara daha fazla kaynak kalmasına katkıda bulunuyoruz. Helikopter yapamıyorsak da helikopter yapabilecek kaynağın devlette kalmasını sağlamaya gayret ediyoruz. Bazı alanlara girdik. Öyle ki daha önce 10 milyon liraya teslim edilen işler 3-4 milyon liraya kadar düştü. Fora'nın yarattığı rekabet olmasaydı, devlet bu ihalelere daha fazla kaynak harcayacaktı ve yüzde 60-70'i yurt dışından gelmeye devam edecekti. Geldiğimiz noktada askeri medikal alanında 'taktik medikal' ismiyle online bir platform oluşturduk, asker, polis, avcı ve outdoor meraklılarına ulaşıyoruz. Buradan yurt dışına güçlü şekilde açılma niyetimiz var. Libya, Gürcistan, Ukrayna, Azerbaycan gibi ülkelere nasıl bot, kamuflaj satılabiliyorsa askeri medikal de satmak istiyoruz."
- Komandoya 10 bine yakın sırt çantası
Yusuf Aydın, askeri medikal yanında taşıma çözümleri konusunda da iyi bir konumda olduklarını dile getirdi.
Komando birlikleri için 10 bine yakın sırt çantası teslim ettiklerini aktaran Aydın, şu bilgileri verdi:
"Askerle sırt sırta olmak güzel. Son birkaç yıldır aşağı yukarı yaralanan her askerin yanında bizim bir çantamız açıldı, içinden medikal malzemeler çıktı ve müdahale edildi. Hiçbir malzemeyle ilgili de hayal kırıklığı yaşanmadı. Bununla birlikte detayını veremeyeceğimiz pek çok projeyle ilgili teslimatlarımız devam ediyor. Drone, komuta kontrol sistemlerinin çantalarını üretiyoruz. Butik bir atölyede tasarım yapıyoruz. Silahlı Kuvvetlerimiz için yeni bir çanta tasarladık, ABD'deki eşdeğerlerinden daha güzel oldu, maliyeti ise yaklaşık 5'te bir seviyesinde. Ürünlerimizden çok memnun kalındı. 2021'de daha büyük, entegre bir üretim alanına geçmek gibi bir hedefimiz var."
Aydın, bunların yanında mühimmat ve füzelerin taşıma sandıklarını üretme konusunda da girişimleri bulunduğunu ifade etti.
Yerlileştirdikleri ürünlere ilişkin de örnekler veren Aydın, "Silahlı kuvvetlere verdiğimiz rulo şeklinde taktik sedyeler, taktik turnikeler, abdominal turnikeler, komando sırt çantaları, taktik operasyonel suluklar var. Bu ürünleri daha önce yurt dışından getirip teslim ederken, bunların daha kullanışlı yerli versiyonlarını ürettik." dedi.
- "Çin'de yaptırdıkları üretimi Türkiye'ye kaydırmak isteyenler var"
Türk Silahlı Kuvvetleri sayesinde muharebe sahasında denenmiş ve kendini ispatlamış ürünlerinin sayısının sürekli arttığını vurgulayan Aydın, bu referanstan hareketle dost ve müttefik ülkelerin ordularının kıyafetini, çantasını, medikal teçhizatını temin etmeyi amaçladıklarını dile getirdi.
Ukrayna, Gürcistan, Irak, Almaya gibi ülkelerden teklif istekleri aldıklarını belirten Yusuf Aydın, şunları kaydetti:
"Avrupa menşeli firmalardan Çin'de yaptırdıkları üretimi Türkiye'ye kaydırmak isteyenler var. Yeni tip koronavirüs salgını dolayısıyla teslimat süreleri çok uzamış durumda. Oysa Türkiye'den ürünü tıra yüklediğinizde 5 günde uygun maliyetle ulaşıyor. Entegre yatırımla yeni ürünleri portföyümüze katarak, yurt dışında güçlü bir alternatif olmak istiyoruz. Hem silahlı kuvvetlerin ihtiyaçları var hem de Türk mallarına güven. Ülkeler arasındaki ilişkilerin normalleşmesine bağlı olarak iş yapma potansiyelimizin daha artacağına inanıyoruz."