Göçmen gitti doktor oldu
Erzurum'dan ailesiyle birlikte 11 yaşında Fransa'ya göçen Yavuz Coşkun, babasının tadilatında çalıştığı ve yıllar sonra vefat ettiği hastanede doktor oldu.
Fransa'ya Erzurum'dan göç eden gurbetçi babasının tadilatını yaptığı ve yaşamını yitirdiği Chartres Hastanesinde doktor olarak göreve başlayan Yavuz Coşkun, burada gecesini gündüzüne katarak hastalara şifa oluyor.
Başkent Paris'in Türk ve yabancıların yoğun olarak yaşadığı Chartres bölgesindeki en büyük hastanenin acil servisinde çalışan 26 yaşındaki genç doktor, göçmen olarak geldiği Fransa'da ortaya koyduğu başarısıyla entegrasyonun güzel bir örneğini sergiliyor.
Müslümanların, hükümet ve aşırı sağcılar tarafından "aşırıcılıkla" suçlandığı ülkede yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını döneminde hayat kurtaran çok sayıda Müslüman doktor bulunuyor.
Diğer yandan Fransa, eski sömürgeleri Tunus, Cezayir ve Fas başta olmak üzere çoğu Müslüman ülkelerden, tıp mezunlarını ülkeye kabul ederek Kovid-19 salgınının yol açtığı sağlık krizinden çıkmaya çabalıyor.
Türkiye'den Fransa'ya 2006'da gelen ve bu ülkede tıp eğitimini tamamlayan Coşkun, Fransa'nın salgınla mücadelesinde ter döken doktorlardan biri.
- "Fransa'ya, faydalı olmaya çalışıyorum"
Hikayesini ve Fransa'daki entegrasyon sürecini AA muhabirine anlatan Coşkun, 1995'te Erzurum'un Oltu ilçesinde doğduğunu, babasının 1980'de göç ettiği ülkeye 11 yaşında geldiğini belirtti.
Fransa'ya geldiğinde yoğun bir eğitimle kısa sürede Fransızcayı öğrendiğine işaret eden Coşkun, entegrasyonunu başarıyla tamamlamak için de farklı kültürel ve sportif aktivitelerde yer aldığını ifade etti.
Doktor Yavuz Coşkun, "Asimile olmadan, nereden geldiğimi, ailemi ve temsil ettiğim toplumu unutmadan, Fransa'ya, Fransız kültürüne ve milletine faydalı olmaya çalışıyorum." diye konuştu.
- Dedesinden işittiği hadis-i şerif doktorluğa yönlendirdi
Babasının, görev yaptığı hastanenin onarımında çalıştığını ve geçen yıl burada vefat ettiğini anlatan Coşkun, Chartre halkına şifa vesilesi olmasının babasının vasiyeti olduğunu aktardı.
Bu vasiyeti yerine getirmenin gururunu yaşadığını dile getiren genç doktor, "Ben küçüklüğümden beri doktor olmak istiyordum. İlham aldığım ve dedemin öğrettiği bir hadis-i şerif var, 'İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır.' Dolayısıyla bu mesleğin muhtaç ve şifa arayan insanlara bir yardım eli olabileceğini düşündüm. Allah'a şükür hastanede bunu yerine getirebiliyorum." dedi.
Coşkun, bu günlere gelmesinde kendisiyle Fransa'ya gelen annesinin payının çok büyük olduğunu vurgulayarak, "Benim annem de çok zorluklara ve çektiği yabancılığa rağmen hep okumamız için yanımızda oldu. Annemin gösterdiği fedakarlığı unutmam mümkün değil." ifadesini kullandı.
- Göçmen hastaların dilinden anlayan göçmen doktor
Coşkun, yaklaşık 6 aydır hekimlik yaptığını ve salgın nedeniyle yoğun tempoda çalıştıklarını söyleyerek, çalıştığı hastanenin büyük bir bölgeyi kapsadığını, bu nedenle hasta yoğunluğunun fazla olduğunu anlattı.
Kovid-19 için ayrı bir bölüm açtıkları acil serviste hala çok sayıda vakayla karşı karşıya kaldıklarını aktaran Coşkun, Chartres Hastanesine gelen ve çoğu göçmen olan hastaların bazen kendilerini anlatmakta zorlandığını, bu hastalara tercüman olmaya çalıştığını dile getirdi.
Coşkun, "Bu bölgede Türk toplumu da çok. Sık sık Türk hastalarımız da geliyor. Özellikle ilk jenerasyon Türkler iyi Fransızca bilmediği için zorluk çekiyor. Onların sıkıntılarını anlayarak daha iyi teşhis koyma imkanı buluyorum. Bu yüzden gerçekten çok dua ediyorlar." diye konuştu.
Aynı şekilde Afrikalı veya Orta Doğu'dan gelen hastaların da Türk doktor gördüğü için sevindiğini dile getiren Coşkun, bunun kendisi için gurur sebebi olduğunu kaydetti.
Coşkun, Fransa'daki 3. ve 4. jenerasyon Türk gençlerinin eğitimli ve kültürlü bireyler olarak yetişmeye gayret gösterdiğine dikkati çekerek, "Bunun Fransa için de büyük bir kazanç olduğunu düşünüyorum. Umarım çok daha güzel gençlerimiz yetişecek. Burada bulundukları ülkede insanlara faydalı olacaklar ve uluslararası alanda da hem Fransa'yı hem Türkiye'yi temsil edecekler." ifadesini kullandı.
Kendisinin de Fransa'da Müslüman ve Türk toplumunu layıkıyla temsil etmeye gayret gösterdiğini belirten Coşkun, bu ülkede öğrendiklerinin ona büyük bir zenginlik kattığına dikkati çekti.
- Gençlere "sivil toplum kuruluşu" tavsiyesi
Doktor Coşkun, Fransa'daki Türk gençlerinin çok kaliteli, motive ve iyi yerlere gelebilecek durumda olduğunu ancak örnek ve ilham alabilecekleri kişilerin az olduğunu söyledi.
Üniversite yıllarında Filistin ve Bosna dahil çok sayıda ülkeye yönelik insani yardım ve sosyal faaliyetlerde yer aldığını anlatan Coşkun, Fransa'daki Türk gençlerinin üniversiteye geçişlerini kolaylaştırmak, daha iyi üniversitelerde eğitim almalarını sağlamak için sempozyumlar, forumlar düzenlediklerini ifade etti.
Coşkun, "Gençlere tavsiyem, gerçekten Türk toplumunu geliştirmek, Fransa'ya daha iyi entegre olmak adına böyle sivil toplum kuruluşları ve derneklerde kesinlikle yer almaları." diye konuştu.
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ve Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) gibi kurumların, Avrupa'da yaşayan Türklerin entegrasyonunda büyük rol oynadığının altını çizen Coşkun, "Hem bulunduğumuz ülke halkına faydalı olmamız için bizi geliştirmek istiyorlar, motive etmeye çalışıyorlar hem de sonrasında özümüzü kaybetmeden ait olduğumuz göçmen topluluğu temsil etmemizi teşvik ediyorlar." değerlendirmesinde bulundu.
- Şefinden genç doktora övgü
Chartres Hastanesinin acil birim şefi olan ve "Hakim" unvanıyla tanınan Cezayir asıllı Doktor Abdussamed Saddar da genç meslektaşı Coşkun'un kısa sürede ortaya koyduğu başarılı performansla hastanenin gözdelerinden biri haline geldiğini söyledi.
Coşkun gibi genç doktorların motivasyonu sayesinde hastalara daha iyi hizmet vermeye başladıklarına değinen Saddar, Coşkun'un halihazırdaki performansıyla başarılı kariyerin işaretlerini verdiğini anlattı.
Saddar, salgının birinci dalgasında Fransa'da en çok etkilenen ikinci bölge olduklarına dikkati çekerek, bu nedenle yorucu bir dönem geçirdiklerini ifade etti.
Kovid-19 salgınının üçüncü dalgasının içinde olduklarını belirten Saddar, aşıların yapılmaya başlanmasıyla sürecin normale dönmesini beklediklerini dile getirdi.