'Dolar ne olur?' sorusunun cevabını FED Başkanı Bernanke bile veremez

Kaynak : Zaman
Haber Giriş : 11 Aralık 2007 11:00, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:00

Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, faizlerin düşmesi gerektiğini söylüyor ama ekliyor: ?Merkez'in işi gerçekten çok zor.?

Ekimden bu yana 1,2 YTL'nin altında seyreden doların geleceği hâlâ tartışma konusu. Kimi uzmanlar gelecek yıl dolarda yükseliş beklerken, Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, aksini düşünüyor.

"Ne olacak bu doların hali?" sorusuna, "Bu, milyar dolarlık bir soru. O yüzden biraz düşünmem gerekiyor." diye esprili bir cevap veren Ateş, söze, ABD'de Bush yönetiminin iktidara geldiği 2000 yılından bu yana ülkenin cari açığını ve dolayısıyla bütçe açığını artırdığını belirterek başlıyor.

Bu çerçevede doların uluslararası piyasalardaki değerinin düştüğünü, alınan tebirlerin sorunu çözmeye yetmediğini ifade ederken şu değerlendirmede bulunuyor: "Amerikan sanayisi eski parlak günlerinden hâlâ uzak. Afganistan ve Irak'tan kaynaklanan savunma giderleri bütçe açıklarının daha da artmasına yol açıyor. Irak'tan elde edilen petrol gelirleri açığı kapatmaya yetmiyor. Bu veriler bize ABD Doları'nın bir süre daha ucuz para olarak kalacağını gösteriyor. Ama bunun dışından ne olur derseniz sanırım bu soruya FED Başkanı Bernanke bile cevap veremez."

'Paranın Patronları'nın bu haftaki konuğu Denizbank'ın Genel Müdürü Hakan Ateş, 27 yıldır sektörün içinde olan son derece deneyimli bir bankacı. Ahmet Nazif Zorlu'nun tabela bankası olarak aldığı Denizbank'ın büyüme ve gelişmesinde olduğu kadar, Avrupalı Dexia'ya 2,5 milyar dolara satmasında büyük payı var. Soyadı gibi bir bankacılık yapan Hakan Ateş, Denizbank'ı kısa zamanda ülkenin en büyük 9. bankası haline getirdi. Ateş, 'karargâhım' dediği Esentepe'deki genel müdürlük binasında Zaman'ın sorularını cevaplandırdı.

Türk bankacılık sektörünün 'altın günlerini' yaşadığını düşünen Denizbank'ın kaptanı, dolar dışında, 'küresel likidite' konusunda farklı düşüncelere sahip: "Global enflasyon son beş-altı yıldır yüzde 4'ü aşmadı. Ama aynı dönemde emtia ürünlerinin fiyatı hızla arttı. Bakırın ton fiyatı 3 bin dolardan 7-8 bin dolara, petrol 20 dolardan 90 dolarlara fırladı. Biz enflasyonu kabaca nasıl tanımlıyorduk? Fiyatların; sürekli ve belirli bir hızın üzerinde artması. O halde dünya ekonomisi neden enflasyonun o can yakan pençeleri altında acı çekmiyor? İşte bunun nedeni küresel likidite." Bu durumun beraberinde başka riskler getirdiğini belirten Genel Müdür Ateş, ABD merkezli mortgage krizi sonrasında bu konuda bazı şüphelerin ortaya çıktığını dile getiriyor. Bu çerçevede yaşanan krizi, 'gelişmiş pazar krizi' olarak tanımlayan deneyimli bankacı, bu yüzden şimdilik Türkiye'nin söz konusu dalgadan etkilenmeyecek gibi göründüğünü anlatıyor ve "Bu durumda yatırımcıların kriz sonrasında gelişmekte olan piyasalara yönelebileceği dolayısıyla ülkemize yönelik doğrudan yabancı sermaye ve sıcak para olarak tabir edilen portföy yatırımlarının devam edeceğini (çünkü dünyanın en büyük reel faizini veren ülkeyiz) söyleyebiliriz." tespitinde bulunuyor. Ateş'e göre bu süreçte iki ana faktör belirleyici olacak. Bunlardan ilki ABD ekonomisinde yaşanacak değişim. İkincisi ise TCMB'nin izleyeceği strateji. Bunun için gerçekçi bir faiz indirme stratejisi izlenmesi gerektiğini vurgulayan Ateş, "Evet, yüksek reel faizler yaşanan bu son büyük dalgalanmada adeta dalgakıran işlevi gördü ama bu faizlerle yılda 1,5 milyon insana iş sağlayamazsınız. Özel sektör yatırımlarında ciddi bir düşüş yaşanırken üstüne üstlük iç talepte de ciddi bir daralma varken siz yüzde 5'lik azami büyüme hedefine nasıl ulaşacaksınız? Üretimdeki güçleri zinde tutabilmek için faizlerin düşmesi gerekiyor." diyor ve ardından hemen ekliyor: "Ama bu enflasyon pahasına yapılmamalı. Eğer frene çok hızlı basarsak hem arabayı riske atarız, hem de menzile geç varırız. Bu konuda bıçak sırtında bir yol izleyen Merkez'in işi gerçekten çok zor."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber