Kadın doktorlar, Anneler Günü'nde de görevinin başında
Diyarbakır ve Yalova'da yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile mücadelede görevlerini sürdüren kadın doktorlar, Anneler Günü'nü evlatlarından ayrı geçirmenin burukluğunu yaşıyor.
Tüm dünyada etkili olan Kovid-19 salgınıyla kahramanca mücadele eden sağlıkçılar, ailelerinden uzakta gece gündüz demeden hastalara şifa dağıtmak için fedakarca görev yapıyor.
Virüsü ailelerine bulaştırmamak için sevdiklerinden ayrı kalmayı göze alan sağlık çalışanlarından aynı zamanda anne olanların büyük bölümü Anneler Günü'nü evlatlarından ayrı geçiriyor.
"Yorulduk ama topluma hizmet vermekten de memnuniyet ve gurur duyuyoruz"
Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı Mine Bahçıvan, AA muhabirine, 3 çocuk annesi olduğunu belirterek, salgınla mücadelede kendilerini ve sevdiklerini riske atmamak için zaman zaman evlerinden ve ailelerinden ayrı yaşamayı göze aldıklarını söyledi.
Aşı çalışmalarıyla Kovid-19'un etkisinin gün geçtikçe kırıldığını anlatan Bahçıvan, vatandaşlardan salgın süresince evde kalmalarını ve sosyal mesafe kuralına uymalarını istediklerini belirtti.
Kovid-19 sürecinin çalışan anneler için daha zorlu geçtiğini aktaran Bahçıvan, sağlık çalışanı annelerin, fedakarca çalıştığını bildirdi.
Bahçıvan, "Ben de onlardan biri olmaktan gurur duyuyorum. Gerçekten yorulduk ama topluma hizmet vermekten de memnuniyet ve gurur duyuyoruz." diye konuştu.
Kovid-19 sürecinde Anneler Günü'nü tam olarak kutlayamadıklarını aktaran Bahçıvan, şöyle devam etti:
"Çünkü çocuklarımıza dokunacak, sarılacak cesaretimiz yoktu. Bu Anneler Günü'nü de buruk geçireceğiz. Ancak halkımızın desteğiyle sayılarda düşüş olduğunu görüyoruz. Gelecek Anneler Günü'nün, herkesin çocuğunu, annesini sevgiyle kucakladığı güzel bir gün olmasını diliyorum."
"Önümüzdeki yıla daha neşeli girmek istiyoruz"
Anesteziyoloji ve Reanimasyon Uzmanı Doktor Meral Erdal Erbatur da 2 çocuk annesi olduğunu, daha önce heyecanlı ve neşeli geçirdikleri Anneler Günü'nü salgın sürecinde buruk girdiklerini dile getirdi.
Kovid-19 yoğun bakım ünitesinde yaklaşık 1,5 yıldır çalıştığını ifade eden Erbatur, Annelik zor doktorluk zor ama biz bunları başarabilecek güçlü kadınlarız. Bu seneyi de belki buruk geçireceğiz ama önümüzdeki yıla daha neşeli girmek istiyoruz." dedi.
Çocuklarına, annelerine sarılarak görevlerini yapmak istediklerini anlatan Erbatur, önümüzdeki yıllarda Anneler Günü'nü bu şekilde kutlamak istediklerini kaydetti.
Tıbbi Mikrobiyoloji Uzmanı ve 3 çocuk annesi Doktor Ayser Mızraklı ise koronavirüsü toplumsal bir savaş olarak gördüğünü, bunun üstesinden gelebilmek için ekip arkadaşlarıyla çok çalıştıklarını vurguladı.
Bazı arkadaşlarının Kovid-19'a yakalandığı bilgisini veren Mızraklı, zaman zaman bu tür durumların yaşanmasının moralini bozduklarını dile getirdi.
Geçen yıl Anneler Günü'nde de çalıştığını belirten Mızraklı, "24 saat hizmet veren bir laboratuvarda çalıştığım için Anneler Günü'ne buruk girdim. Çocuklarımdan, eşimden ayrıydım. Bu sene de yine nöbetçiyim. Yine ayrı olacağım. Umarım önümüzdeki yıl salgını bitireceğiz ve hep birlikte iyi bir Anneler Günü'nü kutlayacağız çünkü buna ihtiyacımız var." ifadelerini kullandı.
"Bu süreç hem anne hem de çocuk olarak çok zor"
Yalova Devlet Hastanesi Kovid-19 Yoğun Bakım Servisinde anestezi ve reanimasyon hekimi olarak görev yapan uzman doktor Mine Özgün, salgının başından itibaren yaşanılan zorluklar nedeniyle biri kız 2 çocuğundan uzun süre ayrı kaldığına değindi.
Özgün, 16 yıldır yoğun bakım ve ameliyathanelerde görev yaptığını aktararak, Kovid-19'a yakalanıp hastanede tedavi gördüğünü bildirdi.
Süreci başından itibaren çok zor geçirdiklerini vurgulayan Özgün, şunları kaydetti:
"Annemi ve babamı bu süreç başladığından beri hiç görmedim, yanlarına gitme cesaretini bulamadım. Kendi çocuklarıma sıkı sıkı sarılmayı çok özledim. Bu kısıtlar hem onları hem bizi çok zorladı. Onlar için de bizim için de yakın olamama, sürekli 'uzak kal', 'bana temas etme', 'benim odama girme' gibi söylemlerle geçirdiğimiz bir yıl oldu. Belki sağlıkçı olmasaydık temas konusunda daha rahat olabilirdik ama sağlıkçı olmanın verdiği bu kısıt, onlarla olan ilişkimizi de ciddi boyutta zorladı. Bu sürecin geçmesini ve çocuklarımıza sıkı sıkıya sarılmayı temenni ediyorum. Biz çocuklarımıza sarılmayı, onlarla vakit geçirmeyi gerçekten çok özledik."
Mine Özgün'ün 10 yaşındaki kızı Öykü Özgün ise annesinin doktor olması nedeniyle bu süreçte çoğunlukla evde olamadığını belirterek, "Annemle uyumayı, bisikletle gezmeyi, yüzmeyi, kahvaltı yapmayı ve en çok da sarılmayı isterdim." diye konuştu.