Artvin'in Camili Havzası doğaseverleri bekliyor
Camili, yaşlı ormanları, endemik bitkileri, saf Kafkas arısı, tarihi camileri ve eşsiz doğasıyla ziyaretçilerine farklı güzellikler sunuyor
Artvin'in Borçka ilçesindeki Camili Havzası, yaşlı ormanları, endemik bitkileri, saf Kafkas arısı, tarihi camileri ve eşsiz doğasıyla ziyaretçilerini bekliyor.
Camili, Düzenli, Efeler, Kayalar, Maral ve Uğur köylerini bünyesinde barındıran ve yaklaşık 25 bin hektardan oluşan Camili (Macahel) Havzası'nda 23'ü endemik 990 bitki türü yayılış gösteriyor.
Bozulmamış ekolojik ve kültürel bir hazine olarak saf Kafkas arısı ırkının üretim ve gen merkezi olan Camili Havzası, yeşil vadileri, alpin çayırları (yüksek yerlerdeki çayırlar), yaşlı ormanlarının yanı sıra bozayı, çengel boynuzlu dağ keçisi, dağ horozu ve yırtıcı kuşlar gibi yaban hayatını da bünyesinde barındırıyor.
UNESCO'nun İnsan ve Biyosfer Programı kapsamında 29 Haziran 2005'te biyosfer rezerv alanı (uluslararası öneme sahip ve program içerisinde yer alan karasal ve/veya kıyı ekosistemlerine sahip yerler) ilan edilen Camili, UNESCO koruması altında, Türkiye'nin tek biyosfer rezerv alanı olma özelliğini koruyor. Yağmur ormanı ekosistemine sahip havza, ziyaretçilerini cezbediyor.
Yörede Osmanlı döneminde 1855'te yapılan Camili Köyü Camisi ile 1851'de Maral köyünde ahşap mimari ve kök boya kullanılarak rengarenk motiflerle süslenen İremit Camisi de dikkati çekiyor.
İstanbul'dan yöreye gelen 32 yaşındaki Anıl Can Duranoğlu, AA muhabirine, yeni tip koronavirüs salgınıyla mücadeledeki kısıtlamaların kalkmasıyla doğayla iç içe tatil için Artvin'e geldiğini söyledi.
Camili Havzası'nın zengin florasının kendilerini cezbettiğini ve bir günlerini havzayı gezmeye ayırdıklarını anlatan Duranoğlu, "Camili çok keyifli, enteresan bir coğrafya. Bir bitki bilimci gibi buradaki zenginliğin çok farkında olmasak da görsel anlamda büyüleyici." dedi.
Duranoğlu, Camili bölgesine gelirken burada şelale olduğunu bilmediğini belirterek, "Maral Şelalesi bizim için sürpriz oldu. Bu kadar büyük bir şelaleyle karşılaşacağımızı bilmiyorduk, ihtişamı karşısında etkilendik. Burada suyun ve doğanın bütünleşmesi bize huzur verdi." diye konuştu.
Anıl Can Duranoğlu'nun eşi Dilara Duranoğlu da İstanbul'un yorucu şehir hayatından bir nebze olsun uzaklaşarak sakin bir ortamda tatil yapmak için Artvin'e geldiğini dile getirdi.
Artvin'de gezip görülecek çok yer olduğunu, bundan dolayı 5 günlerini yöreyi gezmeye ayırdıklarını ifade eden Duranoğlu, "Bugünümüzü de Camili'ye ayırdık. Harika bir yer. Doğası, tarihi camileri, şelalesi müthiş. Artvin'in her yeri güzel ve yeşil ama Macahel'de çok farklı ve zengin bir bitki örtüsü gördük. Muhteşem bir yer, çok beğendik. Doğa insanlara farklı deneyimler yaşatabiliyor. Dün bir yaylada bulut denizine denk geldik. Burası bu konuda harika bir yer. Herkes gelsin, en az bir hafta tatil yapsın." dedi.
- "Hem doğa hem de kültür turizmini bir arada yaşıyoruz"
Kırşehir'den gelen Kemal Çelik, Camili Havzası'nda hem doğa hem de kültür turizmini bir arada yaşadıklarını söyledi.
Farklı renklerle boyanmış İremit Camisi'nden etkilendiğini anlatan Çelik, şunları kaydetti:
"Buranın ahşap mimarisini ve renkli motiflerini çok merak ediyordum. Burada daha önce hiç görmediğim, çok farklı desenler var. Bir caminin bu şekilde boyanmış olması beni çok etkiledi. UNESCO koruması altındaki Macahel Vadisi ve İremit Camisi'nin ahşap ve renkli mimarisi beni bu bölgeye getirdi."
Camili Havzası'nda 17 yıldır arıcılıkla uğraşan Muhammet Erkan ise Macahel'in saf Kafkas arısının gen merkezi olduğunu söyledi.
Burada ana arı ve organik bal üretimi yaptıklarını anlatan Erkan, şöyle konuştu:
"Burada 25'e yakın aile damızlık ana arı üretiyor. Burada üretilen arılar da farklı illerdeki arıcılara gönderiliyor. Bu havzadaki bal tamamen organik. Müthiş bir balımız var. Buranın balını bir defa alanlar bir yıl öncesinden sipariş veriyor. Havzada yılda üretilen 40-50 ton civarındaki bal 2-3 aya bitiyor."